4 Ağustos günü Mardin şubemizin başkanı ve yöneticilerinin gözaltına alınmasından sonra, yine daha önce kapatılan Diyarbakır şube bülteninin dernekte bulundurulması gibi hiç bir hak ve hukuk ölçüsüne sığmayan sıradan gerekçeyle şubemizin kapatıldığı, serbest bırakılan şube yöneticilerine tebliğ edildi.
Derneğimize son üç ay içinde yönelen sistemli saldırı ve kapatmalar, sivil toplum kurumlarının ve muhalefetin susturulmasını amaçlayan İçişleri Bakanlığının valiliklere gönderdiği ve demokratik kitle örgütleri üzerindeki denetimlerini arttırılmasını isteyen genelgenin adım adım uygulanma sürecidir. İHD’ye saldırı ve kapatmalar, hükümetlerin değişse de baskıcı yöntem ve uygulamaların değişmezliğinin ve yönetenlerin genel bir eğilimi olduğunun göstergesidir.
Sivil toplum iradesinin, halk iradesinin temel hak ve özgürlüklerin belirleyicisi olduğunu her vesileyle vurgulayan, kısır olanak ve güç koşullarla gerçekleri savunan ve kamuoyuna ulaştırmaya çalışan İHD’nin, gerçekleri gizlemeye çalışan egemenlerin hedef tahtası olması kaçınılmazdır.
Bu uygulamalar aynı zamanda sivil toplum örgütlerinin çalışmalarını kolaylaştırıcı ulusalüstü insan hakları belgelerinin de ihlali anlamını taşımaktadır. Ulusalüstü düzenlemeler insan hakları savunucularının kazanılmış haklarıdır.
Tüm baskıcı ve yasakçı uygulamalara karşın, insan hakları savunucuları bu haklarından feragat etmeyeceklerdir.
Nazmi Gür
Genel Sekreter Yardımcısı