Muhammet Emektar hakkında yapılan açıklama, basına da yansıdığı üzere ailesinin emniyet müdürlüğü kayıp şahıslar bürosuna ve Cumhuriyet Başsavcılığına yaptıkları başvurulara tatmin edici bir cevap alamamaları üzerine derneğimize yaptıkları başvuruyu takiben, derneğimizin olayın aydınlatılması için Adalet Bakanlığı ve Almanya Başkonsolosluğu’na yazdığı yazılara da cevap verilmemesi üzerine yapılmıştır.
Açıklama ve başvurularda; Muhammet Emektar’ın, daha önce kendisini tehdit ettiği öne sürülen ve sapkın paylaşımlarda bulunan sosyal medya hesaplarını yönetenler veya bağlantılı kişilerce kaçırılmış, işkence altında tutuluyor hatta öldürülmüş olabileceği bu nedenle hakkında gerekli araştırmanın yapılması ve nerede olduğunun bulunması talebi dile getirilmiştir.
Bilindiği üzere, insan hakları arasında hiyerarşi ya da öncelik söz konusu edilemezse de, Anayasa ve Türkiye’nin de taraf olduğu uluslar arası sözleşmelerde de koruma altına alınan yaşama ve kişi güvenliği hakkı İnsan Hakları Derneği’nin önemli bir faaliyet alanıdır.
Muhammet Emektar hakkında ailesi tarafından ileri sürülen iddialar tam da bu manada hem yaşam hakkı hem de kişi güvenliği hakkının ihlal edildiği yönünde olduğundan, bu iddiaların etkin soruşturma yöntemleri ile araştırılmasını sağlamak için talepte bulunmak tüzüğü gereği İnsan Hakları Derneği’nin görevidir.
Emektar ailesi, başvuru ve açıklamalarında; siyasetle ilgileri olmadığını, Muhammet’in de kendi halinde bir genç olduğunu, hatta şehit yakını olduklarını defalarca basın önünde dile getirmiştir.
Ancak, kamuoyunda yaratılmak istenen yanlış algıya karşın, İnsan Hakları Derneği mağdurun kimliğiyle ya da siyasi görüsüyle ilgilenmez, evrensel insan hakları değerleri bağlamında yaşanan bir hak ihlali varsa ona odaklanır ve ihlali önlemek için mücadele yürütür.
Nitekim İnsan Hakları Derneği, baskı, şiddet ve sömürüye maruz kalan muhaliflerin yaşadıkları hak ihlalleri için mücadele yürütürken, Recep Tayyip Erdoğan okuduğu bir şiir nedeniyle tutuklandığında onun ifade özgürlüğü için, tutuklu Ergenekon davası sanıklarının tedavi hakkı için, Gülen soruşturmasında hakları ihlal edilenler için, Cemal Kaşıkçı’nın yaşam hakkı için, polislerin özlük hakları ve çalışma koşullarının düzeltilmesi ve alıkonulan asker ve devlet görevlilerinin ailelerine geri dönmelerini sağlamak için de mücadele etmiştir/ etmektedir.
Hal böyleyken, basın yayın organlarında İnsan Hakları Derneği hakkında asılsız suçlamalarda bulunulmakta, planlı bir şekilde derneğimiz ve çalışanlarımız baskı altına alınmaya çalışılmaktadır.
Bu asılsız suçlamalar aynı zamanda derneğimizi ve çalışanlarımızı hedef haline getirmektedir ve bu nedenle yaşanabilecek her türlü olumsuzluktan bu asılsız iddialarda bulunanlar sorumlu olacaktır.
Ayrıca, yaşanan son olayda Furkan Kocaman’ın yaşam hakkının elinden alınmasından büyük üzüntü duyuyor, ailesine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz.
Muhammet Emektar’ın bu elim olayla bağlantısı var mı bunu tespit edecek olan emniyet ve savcılık makamıdır. İnsan hakları savunucuları olarak, Furkan Kocaman’ın ölümü ardındaki gerçeğin derhal ortaya çıkartılması ve failin cezalandırılması için adli makamları göreve çağırıyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
İnsan Hakları Derneği
İstanbul Şubesi