İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul ve ilan edilişinin 46. yılı etkinliklerimiz bugün sona eriyor.
Biliyorsunuz bu yılki etkinliklerimiz Çağdaş Hukukçular Derneği ve Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin katkıları ile Türkiye İnsan Hakları Vakfı ile birlikte gerçekleştirdik. Etkinliklerin ana konusunu “Düşünce Özgürlüğü ve Göç” oluşturdu.
Şu an düşüncelerinden ötürü cezaevlerinde bulunan tüm tutuklu ve hükümlülerle dayanışmamızın bir ifadesi olarak Ankara Merkez Kapalı Cezaevinin önündeyiz.
Türkiye’de bir gün insan hakları ve demokratik değerler egemen olacaksa öyle inanıyoruz ki bu, bedelini ödemek pahasına düşüncelerini dile getirenlerin olağanüstü katkılarıyla olacaktır.
Başta Terörle Mücadele Yasası’nın 8.maddesi olmak üzere toplam 152 yasada düşünce özgürlüğünü (Bilim,sanat özgürlüğü, kitlesel iletişim özgürlüğü dahil) engelleyen, sınırlayan hükümler vardır.
Düşüncenin suç sayıldığı hiçbir toplum çağdaş uygarlık düzeyine ulaşamaz. Hapishanelerin “düşünce suçluları” ile doldurulduğu bir ülkeye demokratik ülke denilemez.
Toplumsal, ekonomik ve kültürel alanda gelişmenin, ilerlemenin “olmazsa olmaz” koşulu düşünce özgürlüğünün varlığıdır.
Kürt sorunu dahil herkes her konuda düşüncelerini korkusuzca, özgürce dile getirmeli ve bir ceza tehdidine, yaptırımına uğramamalıdır.
Biz Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi sorununun çözümünü en başta düşünce üretiminde, üretilen düşüncelerin yayılmasında ve düşünceler etrafında örgütlenmede görüyoruz.
Saygılarımızla
İHD Genel Yönetim Kurulu Adına
Akın Birdal
Genel Başkan