İnsan Hakları Savunucuları Susmadı, Susmayacak

İnsan Hakları Savunucularına yönelik idari, yargısal ve polis tacizlerine ve tehditlerine son verilsin.

Bilindiği üzere, İHD 17 Temmuz 1986 tarihinde, aralarında tutuklu-hükümlü yakınları, yazar-gazeteci, hekim, hukukçu, mimar- mühendis ve akademisyenlerin yer aldığı çeşitli meslek gruplarına mensup 98 insan hakları savunucusu tarafından, tüzüğünde de belirtildiği üzere “İnsan hak ve özgürlükleri konusunda çalışmalar yapmak” amacıyla kurulmuştur. İHD, bu amaçla yıllardır yaşadığımız coğrafyada ve tüm dünyada insan hakları ile ilgili uygulamaları izleyerek bilimsel incelemeler ve araştırmalar yapmakta, raporlar hazırlamakta, bu raporları yayınlayarak kamuoyunu bilgilendirmektedir. İHD, her zaman hak ihlallerinin yaşandığı alanlarda proaktif bir şekilde bulunarak ihlalleri önlemeye çalışmış ve hak ihlaline uğrayan kişi ve kurumların başvuru ve şikâyetlerini ilgili mercilerin ve kamuoyunun bilgisine sunmuştur. İHD bir yandan toplumda insan hakları kültürünün oluşması için çalışırken diğer yandan da yetkililerin uygulama ve kararlarında insan haklarına saygılı davranması konusunda çalışmalar yürütmeye devam etmektedir. Kuruluşundan bugüne çeşitli dönemlerde, genel af, ölüm cezasının kaldırılması, savaş karşıtlığı, barış hakkı, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kaldırılması, düşünce ve ifade özgürlüğü, gözaltında zorla kaybetmeler, yargısız infaz ve faili meçhul cinayetler, işkence ve diğer kötü muamele, hapishaneler, kapatılma alanları, çalışma yaşamı, kadın hakları, LGBTİ+ hakları, çevre hakları, göçmen ve mülteci hakları gibi konularda ülke çapında farkındalığı arttırıcı ve ihlalleri önleyici çalışmalar yürütmüştür.

Ne var ki, söz konusu bu çalışmalar gerçekleştirilirken İHD’nin üye ve yöneticileri çeşitli engellemelere, ağır baskılara maruz bırakılmıştır. Kuruluşundan bu yana 23 İHD üye ve yöneticisi faili meçhul cinayetler sonucu yaşamını yitirirken, yüzlercesi fiili saldırılar sonucu yaralanmıştır. 1998 ve 2002 yıllarında, dönemin İHD Genel Başkanları, derneğin genel merkezinde, silahlı ve fiziksel saldırılara maruz kalmışlardır. Derneğin yüzlerce üye ve yönetici de idari ve yargısal tacizlere maruz kalmış, birçoğu hakkında hapis cezaları ve para cezaları verilmiştir. Ancak 1986 yılından bu yana Türkiye’nin en büyük ve en eski insan hakları örgütü olan İHD; tüm baskı ve zorluklara, yargısal tacizlere rağmen kesintisiz bir şekilde faaliyetlerini sürdürmeye devam etmiştir.

Türkiye’de, uluslararası sözleşmeler ve Anayasa tarafından güvence altına alınmış hak ve özgürlüklerini kullanarak insan haklarını korumak ve geliştirmek için mücadele eden hak savunucuları her dönem siyasal iktidarların hedefi olmuşlar, idari ve yargısal tacizlere maruz kalmışlardır, kalmaya da devam etmektedirler.

Son yıllarda sivil ve demokratik alanın baskı altına alınması için çok sayıda yasal değişiklik “reform “adı altında yapılmıştır. Bu değişikliklerle adeta sivil toplum alanı ve insan hakları savunucuları söz kuramaz hale getirilmeye çalışılmıştır. Öte yandan insan hakları savunucuları ve sivil toplum örgütü aktivistleri, hükümet yetkilileri ve iktidar yanlısı basın ve medya kuruluşları tarafından hedef gösterilmekte; karalanmaya çalışılmakta, yaftalanmakta ve bu durum yargısal ve idari tacizlerle devam etmektedir.

İnsan hakları savunucularına yönelik yıldırma, taciz ve tehdittin son örneği İzmir’de yaşanmıştır. İHD İzmir şube eş başkanı Av. Zilan Gümüş bir süredir İzmir emniyetine bağlı sivil polislerce, derneğe, evine ve avukatlık bürosuna gidiş gelişlerde takip edildiğini fark etmiştir. Kendisini takip eden kişilerden birisinin sivil toplum faaliyetleri sırasında muhatap olduğu ve tanıdığı polis olduğunu fark etmesiyle aylarca yaşadığı takip ve tehdit kaygısı somutlaşmış ve bu durum İzmir İnsan Hakları ve Hukuk Örgütlerince kamuoyuna açıklanmıştır. Avukat ve İnsan hakları savunucusu olan Zilan Gümüş İHD İzmir şubesi eş başkanıdır. Yürüttüğü bütün faaliyetleri kamuoyuna açık ve insan hakları savunucusu faaliyetidir. Zilan Gümüş’ün polis olduğu anlaşılan kişilerce izlenmesi, takip edilmesi, tehdit ve tacizlere maruz kalması insan hakları savunucularını baskı altına almaya, kriminalize etmeye ve yaftalamaya yönelik eylemlerdir. Ayrıca kişi güvenliği ve dokunulmazlığı, özel hayatın gizliliği, örgütlenme, düşünce ve ifade özgürlüğünün yasadışı yollarla ihlal edilmesidir. Öte yandan Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihat ve kararları ile taraf olunan hak temelli belgeleri tanımama anlamındadır. Bu durum son günlerde kamuoyunda gündem olan “yargı reformu, insan hakları eylem planı” gibi söylemlerin ne kadar anlamsız olduğunun da kanıtıdır.

Türkiye’nin altına imza attığı sözleşme ve belgeler ile bir parçası haline geldiği evrensel insan hakları hukuku, insan hakları savunucularının korunmasını demokratik bir toplumun olmazsa olmaz esaslarından biri olarak kabul eder. Bu belgelerden biri olan Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’ne göre taraf devletler, bildirgede amaçlanan hakların meşru kullanımı çerçevesinde insan hakları savunucularını şiddet, tehdit, misilleme eylemi, fiili veya hukuksal ayrımcılık, baskı veya diğer keyfi hareketlere karşı korumakla, tüm bu sıralananları suç olarak kabul etmek ve işlem yapmakla yükümlüdürler.

Biz insan hakları savunucuları, geçmişten bu yana her durum ve şartta, her türlü hak ihlali karşısında mücadele ettik ve etmeye devam edeceğiz. İnsan hak ve özgürlüklerini savunan hak savunucularına yönelik, idari, yargısal taciz ve yaftalama, kriminalize edici baskı politikaları hiçbir şekilde kabul edilemez.

Bu nedenle yetkililere çağrımız şudur: İHD İzmir şubemiz eş başkanı Avukat Zilan Gümüş’ü takip, taciz ve tehdit eden kişiler hakkında derhal etkili ve şeffaf bir soruşturma yürütün. Zilan Gümüş’ün takip, taciz ve tehdit edilmesine son verin ve yeniden böyle bir durumun yaşanmaması için gerekli önlemleri alın. İnsan hakları savunucuları ve sivil toplum örgütü aktivistlerini hedef göstermekten, yaftalamaktan ve kriminalize edici politikalardan vaz geçin. Hukukun tüm kurul ve kurallarıyla üstün hale gelmesi için insan hakları savunucularının ortaya koyduğu hak ihlallerini giderin ve yüzleşin. Herkese hukuk güvencesi sağlayacak insan haklarına dayalı barışçıl ve demokratik politikalara dönün.

İnsan Hakları Derneği olarak İzmir şube eş başkanımız Av. Zilan Gümüş’e yönelik gerçekleştirilen takip, taciz ve tehdittin tüm insan hakları savunucularına yapıldığını değerlendiriyoruz.  Sürecin takipçisi olacağımızı tüm kamuoyuna duyuruyoruz.

İnsan hakları savunucuları susmadı, susmayacak.

İnsan Hakları Derneği