5 Ağustos 2017 Cumartesi günü İstanbul Beşiktaş’ta akşam saatlerinde gerçekleştirilen bir gösteride Semih Özakça ve Nuriye Gülmen’in talepleri dile getirilmiştir. Bu gösteri polis tarafından orantısız güç kullanılarak dağıtılmış ve göstericiler gözaltı alınmıştır. O esnada orada bulunan İHD İstanbul Şubesi’nin yönetici ve aktivistleri, polisin bu tutumunu ve gösteriye yapılan müdahaleyi protesto etmek amacıyla bir açıklama yapmak istemişlerdir. Polis, bu açıklamaya da müdahale etmiş ve aralarında İstanbul Şube Başkanımız ve Genel Başkan Yardımcımız Gülseren Yoleri ile birlikte çok sayıda İHD üyesini gözaltına almıştır.
Arkadaşlarımız 5 Ağustos Cumartesi akşamından beri halen gözaltında tutulmaktadırlar. Kendilerine “yasa dışı örgüt propagandası yapmak” gibi konuyla hiç ilgisi olmayan bir suçlama yöneltilmektedir. Oysa arkadaşlarımız sadece ve sadece polisin tutumunu protesto etmek için açıklama yapmak istemişlerdir. Bu açıklamayı yapmalarına dahi izin verilmeden gözaltına alınmışlardır.
Siyasal iktidar özellikle son birkaç aydır insan hakları savunucularına yönelik tutumunu belirgin bir şekilde değiştirmiştir. Bu yeni tutum, hak savunucularına yönelik asla kabul edilemez açık bir hasmane tutuma dönüşmüştür. Türkiye, çok açık bir şekilde Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’ni ihlal etmekte ısrar etmektedir. Türkiye’nin bu tutumu gerek Birleşmiş Milletler gerekse Avrupa Komisyonu nezdinden sert bir şekilde eleştirilmeye başlanmıştır. Ancak siyasal iktidar bu eleştirilerden etkilenmediğini göstermeye devam etmektedir.
Silahsız ve şiddetsiz bir şekilde sadece düşüncelerini açıklamak için basın açıklaması yapmak isteyen Gülseren Yoleri ve diğer arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmalarını talep ediyoruz!