21.11.2016
İş Cinayetleri Kader Değildir!
Siirt’in Şirvan İlçesine bağlı Maden Köyü’nde Ciner Grubu adı altında özel bir şirket tarafından işletilen Bakır Madeni Ocağında meydana gelen göçük nedeniyle toprak altında kalan 16 işçiden sadece 6’sının cansız bedenine ulaşılması ve diğer 10 işçinin yaşamından umudun kesilmesi kader değil, cinayettir.
İHD Siirt Şubemizin 12.10.2010 tarihinde bu maden ocağı ile ilgili hazırladığı gözlem ve tespit raporu Cumhuriyet Başsavcılıkları ve Enerji Bakanlığı tarafından ciddiye alınıp gerekli işlemler ve önlemler alınabilseydi belki de bu iş cinayetleri yaşanmayabilirdi. Bu raporda maden sahasında Enerji Bakanlığı ve ilgili birimlerin denetim yapmadığı ve yasal mevzuatın kâr hırsı ile yok sayıldığı açık bir şekilde belirtilmektedir.
Ülkemizde her yıl yetersiz denetim ve ek maliyet gerekçeleriyle alınmayan iş güvenliği önlemleri yüzünden Zonguldak, Kozlu, Armutçu, Yeni Çeltik, Sorgun, Ermenek, Soma, Şırnak ve şimdi de Siirt Şirvan’da olduğu gibi binlerce insan iş kazası adı altında iş cinayetlerine kurban gitmektedir.
Alınmayan önlemler, yapılmayan denetimler ve çıkarılmayan yasalar nedeniyle Şirvan Maden Ocağı’nda yaşanan facia ne ilk ne de son facia olacaktır. Daha önce yaşanan büyük iş cinayetlerinin feci sonuçlarından gerekli vicdani ve ahlaki derslerin alınmadığı, bu nedenle gerekli önlem ve yatırımların yapılmadığı ve de yaşam hakkına gerekli saygının gösterilmediği devam eden iş cinayetlerinden anlaşılmaktadır.
Yaşanan iş cinayetlerini kader olarak geçiştirmek için bütün dünyada aynı oranda iş kazası yaşanması gerekmektedir. Oysa bu alanda gerekli önlemleri alan ülkelerde son derece az ölümlü iş kazaları yaşanmaktadır. Örneğin ABD’de 200 milyon ton kömür üretiminde 1 ila 4 kişi, dünyanın en büyük maden üreticisi Çin’de 110 kişi ve AB ülkelerinde çok daha az ölüm oranlarıyla iş kazaları yaşanırken Türkiye’de ortalama 600 kişi iş cinayetlerinde yaşamlarını kayıp etmektedir.
Tüm bu cinayetler; özelleştirmeler yoluyla kamu işletmelerinin özel sermayeye devir edilmesi, taşeronlaştırma, denetimlerin taşeron ve özel firmaların lehine yapılması, maden ocaklarında gerekli tedbirlerin ek maliyet gerekçesiyle alınmaması, insan yaşamını önemseme yerine yüksek kâr marjını esas alan kuralsız ve denetimsiz üretim yapan özel şirketlerin himaye edilmesi sonucunda yaşanmaktadır.
Toplum açısından vicdan sınırlarını aşan hoyratlık ve denetimsizlik yüzünden binlerce insanın temel İnsan hakkı olan yaşam hakkının yok olmasına yol açan iş cinayetlerinin önlenmesi için gerekli önlem ve sorumlulukların bir an önce yerine getirilmesini talep ediyoruz.
Bu cinayetlerde yaşamını yitiren yurttaşlarımızın ailelerine baş sağlığı diliyor acılarını paylaşıyoruz.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ