İsrail Yönetimi, 2006 yılında bir askerini kurtarma bahanesiyle Filistin’e yönelik başlattığı, aynı “gerekçeyle” geçen yıl Lübnan’ı da kapsayan saldırısından sonra geçtiğimiz günlerde bu saldırılara bir yenisini daha ekledi. Kuşatma altındaki Gazze Şeridine aralıksız ve yoğun bir saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırı sonucu içerisinde çok sayıda sivilin de olduğu yüzlerce kişi yaşamını yitirdi, yüzlercesi yaralandı. Saldırılar devam ediyor. Bu saldırılar her türlü insanlık değerinin, insancıl hukukun ve teamüllerin ayaklar altına alındığını göstermektedir. İsrail Yönetiminin Hamas saldırılarını gerekçe göstererek böylesi bir saldırı yaptığını açıklaması inandırıcı değildir. Son 20 yılın en ağır saldırısının yapılması ve devam etmesi artık bir soykırıma yeltenildiğini göstermektedir. Bu saldırı aynı zamanda “oransız ve ölçüsüz” ağır bir saldırıdır. Bu saldırılar nedeni ile İsrail Yönetimini kınıyoruz.
Toprakları işgal altında tutulmaya devam ettiği sürece, Filistin halkının buna karşı mücadelesi haklı bir mücadeledir. Ancak Filistin örgütlerinin de gerek kendi halkının gerekse de İsrail halkının insan haklarına saygılı olması gereklidir.
Saldırılar karşısında BM’nin suskunluğu, Arap Rejimlerinin tepkisizliği ve aczi insan hakları ihlallerinin devam etmesine vesile olacaktır.
“Şimdi Savaş Zamanıdır” diyen İsrail Savunma Bakanına buradan sesleniyoruz. Yanılıyorsun. Şimdi barış zamanıdır. İsrail halkı savaşçı politikacılardan kurtulmalıdır. Bunu kendi iyiliği ve insanlığın iyiliği için istemelidir.
Bu saldırıların ABD ve İsrail yönetimlerinin “topal ördek” durumunda iken yapılması çok tehlikelidir. Dünya Ekonomik Krizinin gittikçe derinleştiği şu günlerde bu denli sorumsuz ve saldırgan girişimlerle bölge savaşı mı çıkarılmak istenmektedir? Emperyalizm ekonomik krizden çıkış olarak İsrail’in saldırganlığını mı kullanmak istemektedir? Dünya insanlığının bu durumu görmesi ve tüm dünyayı ateşe atacak İsrail saldırganlığını durdurması gerekmektedir. Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası organların, ama daha önemlisi de dünya halklarının bu duruma seyirci kalmamaları gereklidir.
İsrail bu zulmü işlerken, bu bağlamda ülkemizdeki siyasal iktidara da seslenmek istiyoruz:
Sırtınızı kambur haline getiren başta Kürt sorunu olmak üzere diğer sorunlarla birlikte Ortadoğu’da barış diplomasisini yürütemezsiniz. Yüzünü kendi sorunlarına dönün. Sorunlarınla, halkınla yüzleş ki birileri seni kale alsın. Sorunlarından yüz çevirdikçe, dünya barışından söz etmek çelişkidir.
Katliam ve soykırımda bulunan İsrail yönetimine vermiş olduğunuz milyon dolarlık askeri ihaleler ile Gazze’ye bomba olarak düşen İsrail ekonomisine ne kadar kazanç sağladığınızın farkında mısınız?
İHD olarak; 1- Filistin’e yönelik saldırıların derhal durdurulmasını;
2- İsrail’in 1967’deki sınırlara çekilmesini;
3- Filistin halkının kendi siyasal tercihleri doğrultusunda vazgeçilmez self-determinasyon hakkının (bir halkın kendi geleceğini kendisinin özgürce belirleme hakkı) tanınmasını,
4-Gazze’ye yönelik ablukanın derhal kaldırılmasını;
5-Mısır’ın Refah sınır kapısını kalıcı olarak açmasını
5- Bölgenin kalıcı barışa kavuşması için herkesin üzerine düşeni yapmasını;
6-Türkiye’deki siyasi iktidardan da İsrail ile yapılan, özellikle askeri içerikli, tüm anlaşmaların askıya alınmasını; İstiyoruz.
Bıkmadan, usanmadan sesleniyoruz. Filistin’de veya başka bir coğrafyada katledilen sadece masum çocuklar, kadınlar, yaşlılar, siviller değil insanlık onuru, hepimizin onuru ve geleceğidir.
İHD BİNGÖL ŞUBE