Olay:
Kanarya Mahallesi’nde 5 yaşındaki bir çocuğa istismarda bulunulduğu, çocuğun yaşamını tehlikeye sokacak derecede zarar gördüğü ve yoğun bakımda yaşam savaşı verdiği haberleri 23 Nisan günü sosyal medyadaki paylaşımların da desteği ile kamuoyunda hızla yayılmıştır. Sonrasında, çocuğun yaşamını yitirdiği, babasının yaşamını yitirdiği gibi yalan haberler ile olayın failinin Suriyeli olduğu, 4 failin bir arada bu fiili işlediği gibi haberlerle olay Suriyelilere yönelik bir kışkırtmaya dönüşmüş, bu kışkırtma “idam isteriz”, “hadım isteriz” kampanyası ile devam etmiştir.
Bu olayın yarattığı infial neticesinde olayın gerçekleştiği mahallede yaşayanlarca yürüyüşler gerçekleştirilmiş, çocukların istismardan korunması için devlet tarafından tedbirler alınması talep edilmiştir.
Çocuğun öldüğüne dair haberlerin yalan olduğu ortaya çıktıktan sonra da metrobüste ve Beyoğlu’nda kız çocuklarına yönelik taciz ve alıkoyma girişimleri yaşandığı haberleri tansiyonu yükseltmeye devam etmiştir.
Olaya ilişkin yapılan ön araştırmada, 22 Nisan Pazartesi günü gerçekleşen olaya ilişkin Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmaya dair gizlilik kararı verildiği ve yayın yasağı getirildiği, mağdur çocuğun beyanının Çocuk İzlem Merkezinde bulunan uzman ve avukat eşliğinde alındığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın aileye destek sağlanacağına dair açıklama yaptığı öğrenilmiştir.
Amaç:
Çocuklara yönelik istismarın önlenmesi genel amacının yanında, olay özelinde mağdur çocuğun korunması, failin bulunup cezalandırılması ve ırkçı kışkırtmalara mahal verilmemesi yönünden konuya hassasiyetle yaklaşılması ile kamuoyu ve yetkili makamların uyarılması gereksinimine yanıt olmak amaçlanmıştır.
Heyet oluşumu:
Heyetimiz; derneğimiz Yönetim Kurulu üyeleri ile Çocuk Hakları Komisyonu üyelerinden oluşmuştur. Bunun yanında heyetimizin oluşumunda, olayın özelliğine uygun olarak inceleme ve araştırma yapma noktasında yeterliliği bulunan psikolog ve sosyolog arkadaşlarımıza ağırlık verilmiştir.
Hazırlık çalışmaları:
Heyetimiz olaya ilişkin basına yansıyan haberleri araştırmış, mağdur çocuğun yakınları, bilgi alınabilecek mahalle sakinleri ve mahallenin ileri gelenleri ile iletişim kurduktan sonra gözlem ve incelemelerde bulunmak üzere olay yerine gitmiştir.
Heyetimizin izlenimleri ve edinilen bilgiler:
25 Nisan’da incelemelerde bunan heyetimizin izlenimleri ve edinilen bilgilere göre;
– Mahalleye girişte ilk dikkat çeken şey, akrep tabir edilen zırhlı polis araçlarının mahalle içinde dolaşmaları olmuştur. Bunun olayla alakalı olduğu düşünülmüşse de mahalle sakinlerinin verdiği bilgiye göre bu durum rutin ve bu olay evvelinde de söz konusu olan bir uygulamadır.
– Sokaklarda çocukların yokluğu dikkat çekmiştir. Genel olarak çok çocuklu ailelerin yaşadığı ve çocukların sokakta oynadığı bu mahallede, bu olaydan sonra çocukların sokaktan çekildiği, sokağa çıkmadıkları ya da çıkarılmadıkları ve mahallelinin tedirgin olduğu, diğer çocukların da yaşanan bu olaydan olumsuz etkilendikleri bilgisi alınmıştır.
– Mahalleli “ failin mahalleyi yakından bilen birisi olduğu” kanaatini dile getirmiş “cani aramızda” “çocuklarımızı ne yapacağız?” diyerek endişesini belirtmiştir.
– Heyetimiz mahallede çocuk oyun alanları/parkların oldukça yetersiz olduğunu da not etmiştir.
– Mağdur çocuğun 12 aile ferdi ile beraber yaşadığı evine gidildiğinde evin ziyarete gelenler nedeniyle çok kalabalık olduğu, bir gün evvel tedavisi tamamlanarak taburcu edilen çocuğun o kalabalık içinde evde bulunduğu, büyüklerin çocuğa acıyarak yaklaştıkları, çocuğun bu durumdan rahatsız olup dışarı çıkmak için babayı zorladığı, oyun oynamak isteğini dile getirerek ağladığı, babanın ne yapacağını bilmez durumda çocuğu sakinleştirmeye çalıştığı gözlenmiştir.
– Kısa bir süre evvel mağdur çocuğun teşhis için emniyete götürüldüğü öğrenilmiştir.
– Yakın zamanda doğum yapmış ve 6 çocuğu bunan 27 yaşındaki annenin, bu olay nedeniyle oldukça zorlandığı,
– Anne ve babanın destek almaya ve yönlendirmeye açık oldukları ve çocuğu gözeten bir anlayışla konuya yaklaştıkları, gözlenmiş,
– Bir gün evvel Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan sosyal hizmet ve psikolog tarafından ailenin ziyaret edildiği öğrenilmiştir.
– Mağdur çocuğun akrabalarının oldukça öfkeli oldukları, failin bir an evvel yakalanmasını istedikleri,
– Mahallede çocukların da katıldığı ve “idam isteriz” , “hadım isteriz” dövizlerinin taşındığı protestolar gerçekleştiği,
– İstismarcının bir Suriyeli göçmen olduğu yönünde yaygın bir propaganda yapıldığı, göçmenlere karşı öfkenin giderek arttığı, her an Suriyelilere yönelik bir saldırının başlayabileceği izlenimi edinilmiş,
– Ailenin psikolojik ve hukuki destek ihtiyacı olduğunu tespit eden heyetimiz, psikolojik destek yanında hukuki destek sağlanabileceğini aileye ilettikten sonra, ailenin ve çocuğun içinde bulunduğu hassas durumu gözeterek evden ve mahalleden ayrılmıştır.
– Yalan haber, ırkçı kışkırtma ve idam tartışmalarına dair sosyal medyada yapılan paylaşımlardan 3 örnek raporumuz ekinde sunulmuştur.
Raporumuzun hazırlık çalışması devam ederken;
– Mezopotamya Psikologlar Inisiyatifi ve 3 kadın hukukçunun aileye destek için gönüllü oldukları ve ailenin bu desteği kabul ettiği,
– 26 Nisan tarihli Cumhuriyet Başsavcılığı açıklamasına göre ise failin yakalanıp tutuklandığı ve Suriyeli olmadığı öğrenilmiştir.
Sonuç olarak ;
Heyetimiz ;
– Mağdur çocuğun, ailesinin ve bölgede yaşayan çocuklar başta olmak üzere tüm mahalle sakinlerinin olaydan ciddi bir şekilde olumsuz etkilendiklerini ve bu travmanın atlatılabilmesi için psikolojik, sosyal ve hukuki destek sağlanması gerektiğini,
– Mahallede çocuk oyun alanları/parkların oldukça yetersiz olduğu tespit edildiğinden, çocukların sokağa çıkamamaları durumunda evde kapalı kalmalarının yaratacağı sakıncaların gözden kaçırılmaması gerektiği ve çocuklara yeterli ve güvenli oyun alanları açılması gerektiğini,
– Çocuk istismar olaylarındaki artışın durdurulması ve istismarın önlenmesi için devletin acil, etkili önlemler alması gerektiğini,
– Toplumdaki adalet duygusunun sağlıklı oluşabilmesi bakımından,bu olay özelinde de mağdur çocuğa ve yakınlarına zarar vermeyecek yöntemler gözetilerek etkin soruşturma yürütülmesi ve failin cezalandırılmasının sağlanması gerektiğini,
tespit ve öneri olarak sunmaktadır.
Heyetimiz ayrıca;
– Failin Suriye’li olmadığına dair haberin Suriyeli’lere yönelik linç saldırısına dönüşebilecek bir provokasyonu engellediği kanaatinde olup, suçun ve cezanın şahsiliği prensibinden de uzaklaşmadan, halkın bu provokasyonlara karşı dikkatli olması, ırkçı yaklaşım ve saldırılara izin vermemesi gerektiği,
Yine;
– Çocuk istismar olaylarının “idam” ve “hadım” cezaları tartışmalarını gündeme taşımak için bahane olarak kullanmak isteyenlere prim verilmemesi gerektiği,
konularında kamuoyunu uyarma gereği duymakta,
– “Tasarlanarak, devlet eliyle işlenen bir cinayet” olarak tanımlanan ve yaşam hakkını ortadan kaldıran “idam”ın bir cezalandırma yöntemi olarak önerilmemesi gerektiğinin, yine talep edilen “hadım cezası” ile de çocuğa istismar suçunun sadece maskelenebileceğini ve bu cezaların çocuğa istismarı önleme konusunda işe yaramayacağı gibi, insan hakları bakımından kabul edilemez sakıncalar içerdiğinin de altını çizmektedir.