Kadının “Başörtüsü” Tercihine Tahammülsüzlük, Demokrasiye Tahammülsüzlüktür!

Danıştay, eğitimci olan bir kadının okul dışında da başörtüsü takamayacağına, sokağın da “kamusal alan olduğuna” karar vererek, bir nevi, çalışan kadının başörtüsü takması durumunda sosyal ve çalışma yaşamından alıkonulması gerektiğine hükmetti.
Öte yandan, toplumumuzda hızından hiçbirşey kaybetmeden yükselen, hoşgörüsüzlük, farklılıklara ve bireysel tercihlere tahammülsüzlük, kadına yönelik şiddet gerçekleştirilerek bir kez daha yaşandı. Konya’da önceki gün Halk Eğitim Dayanışma ve Araştırma Derneği tarafından düzenlenen yürüyüş esnasında başı açık olduğu gerekçesiyle Sabah Gazetesi muhabiri Aliye Çetinkaya’ya saldırıldı. Oysa ki, farklı kimlikler, farklı tercihler, farklı düşünenler, bir toplumun zenginlik kaynağı olarak görülmeli, insanlar bireysel tercihlerinden dolayı toplumsal ve çalışma alanı dışına itilemeyeceği gibi farklı tercihi olanlar da dışlanmamalı ve bu, bir saldırı gerekçesi asla olmamalıdır.
İnsan hakları savunucuları olarak, her koşulda ve ortamda farklılıklara tahammül gösterilmesini, kadınların “başörtüsü” takma veya takmama haklarını ancak kendilerinin belirleyebileceğini, bu tercihlerini kullanmalarının, kendilerinden farklı düşünenler tarafından dışlanmaları veya saldırıya uğramaları anlamına gelemeyeceğini yüksek sesle bir kez daha ifade ederken, bu yönlü ihlallerin kadının temel haklarının ihlal edilmesi anlamına geleceğini hatırlatmaktayız.
Kadına yönelik her türlü ayrımcılık ortadan kaldırılıncaya ve kadının temel hakları güvence altına alınıncaya kadar, İHD, bu alandaki her türlü ihlalin takipçisi olmaya devam edecektir.

Reyhan YALÇINDAĞ
Genel Bşk. Yrd. 

Bir cevap yazın