Kayıplar Bulunsun; Failler Yargılansın

 

Bu topraklarda yüzlerce insan gözaltına alındı; bir gece vakti yatağından, güpegündüz sokak ortasından, köy baskınlarından, ifade için çağrıldıkları karakollardan… İnsanların gözü önünde kaçırıldılar ve bir daha geri dönemediler. Failleri belliydi. Bizler insan hakları savunucuları, cumartesi anneleri, eşitlik, adalet, özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren bireyler – örgütler olarak toplumun vicdanına seslenmeyi sürdürüyoruz…  Ülkemizde 204.Cumartesi oturma eylemi yapılıyor. Bu Cumartesi oturma eylemini; 21 Şubat 1993 günü evlerinden alınarak. İşkence sesleri ailelerine dinlettirilen Dönemin İçişleri Bakanın ailelere güvence vermesine rağmen 26 Şubat akşam üzeri ölüm haberleri alınan;

İHD Elazığ Şubesi Başkanı Avukat Metin Can ve İHD Elazığ Şubesi üyesi Doktor Hasan Kaya’nın kaçırılarak katledilmelerinin 16. yıldönümlerinde sevgi ve saygıyla anarak aramızda olduklarını belirterek mücadele, ideal ve anılarına atfediyoruz.

1970’lı yıllar Türkiye’nin başına bir kâbus gibi çöktü. 1980’lı yıllar yasaklar, gözaltı furyası, işkence ve idamlarla geçti. 1990’lı yıllar.Yakılan – boşaltılan köyler, ormanlar ve gözaltında kayıplarla geçti. Topal Osman’lardan Teşkilat-ı Mahsusa, Özel Kuvvetler, Özel Harekat, JİTEM gibi devlet örgütlenmeleri içinde daha derin örgütlenmelerin oluşturulduğunu TİT ve benzerleri adına eylemler yapmalarına kadar ve de bu örgütlenmelerin yaptığı itirafçılar ve araştırmalar tarafından dillendirilen 1 Mayıs, Maraş, Çorum, Sivas olayları ve benzerleri gibi daha sonra Susurluk’ta kaza sonucu açığa çıkan, Şemdinli’de halk tarafından suçüstü yakalanan ve en son Ergenekon diye adlandırılan çeteler iş başında olmuş yargısız infaz ve katliamlar yapmışlar ve bu tür oluşumlar varlıklarına halen devam etmektedir.

Evinden iş yerinden veya sokaktan alınan insanlardan bir daha haber alınamıyor. Bazı Bölgeler “ Korku Cumhuriyetine “ dönmüş. Ülkenin doğusunda da özel yasalar işletilir hale gelmiş, ”olağanüstü hal’le“ yönetilmiştir.

Arjantin, Şili veya Avrupa’nın bazı ülkelerinde benzer olaylar olmuş, ancak Askeri darbelerin sona ermesi ile “Temiz Eller” ve benzeri operasyonlarla; evlerinden, iş yerlerinden alınarak uçak veya helikopterlerden atılarak öldürülenlerin hesapları sorulmuş, sorumlular tespit edilerek yargılanıp cezalandırılarak demokrasiye geçilmiş, darbeciler mahkûm edilmiştir.

Ancak Türkiye’de darbelerin üzerinden yıllar geçmesine rağmen zaman zaman caddelerde tank geçişleri, Muhtıralar, E- Muhtıralarla birileri ince ayarlar yapmaktadırlar.

16 – 17  yıl önce kaybedilenlerin akıbetleri zaman zaman bazı gazetelerde yazılar yazılmasına rağmen hatta bu cinayetleri işleyenlerin itiraflarına rağmen, savcılar veya yetkililer bu itirafları görmezden gelmektedirler.

Yine Ayhan Öztürk, Murat Demir ve Abdulkadir Aygan adlı itirafçılar öldürdükleri bazı şahısların isimlerini vererek, nasıl ve kim tarafından öldürüldüğünü, Botaş Asit kuyuları dahil nereye gömdüklerini açıklamasına ve belirtilen yerlerde söz edilen kişilerden bazılarının cesetlerinin bulunmasına rağmen yetkililer  “Sağır Sultanları” oynamaktadırlar.

Bu çerçevede 21 Şubat 1993 yılında evlerinden kaçırılarak 5 gün işkence yapıldıktan sonra ölü olarak bulunan Av Metin Can ve Dr. Hasan Kaya!nın ve benzerlerinin failleri bilinmesine ve de 16 yıl geçmesine rağmen faillerin yakalanarak yargılanmamalarını kabul edilemez buluyoruz.

Yetkililere sesleniyoruz. Kayıplar ve faili meçhullerin failleri bulunup ve Failler yargılanana kadar bizler haykırmaya devam edeceğiz.

Kaçırılarak öldürülen halen yüzlerce kişinin cesetlerine ulaşılamamıştır. Ancak bunları katledenler bu cesetleri nasıl ve nerede yok ettiklerini çok iyi bilmektedirler.

Buradan yetkililere sesleniyoruz. Kaybedilen Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları olan bu insanların cesetlerini bularak ailelerine teslim ediniz. Hiç olmazsa ailelerin ziyaret edebilecekleri anıların tazeleyecekleri ve anmalarını yapacakları bir mezarları olsun.

Tüm kayıpların bulunarak sorumluların cezalandırılmaları Demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur. Türkiye’nin de demokratik Ülkeler içinde yer alacağı günlerin yakın olması dileğiyle…

İnsanlarımızı kaybeden, katleden her türlü kirli yapıya sessiz kalmayalım,  duyarlı olalım  çevremizi uyaralım çok olalım, çoğalalım, birlikte mücadele edelim.

Sizleri gelecek Cumartesi günü saat 12.00’de Sınırsızlık Meydanına yine  Adaletin sağlanması için duygularınızı ortaklaştırmaya bekliyoruz.

Gelin ki sessiz çığlığımız büyüsün.

Büyüsün ki duymak istemeyenler için duyulur olsun,

görmek istemeyenler için görülür olsun…

“ÖLÜM KUYULARI AÇILSIN“   KAYIPLAR BULUNSUN,

FAİLLER CEZALANDIRISIN.  ADALET YERİNİ BULSUN,

HERKES İÇİN CAN GÜVENLİĞİ, ÖRGÜTLENME VE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ SAĞLANSIN.

DEMOKRATİK İŞLEYİŞ YAŞAM BULSUN İSTİYORUZ.

İHD Muğla Şubesi

Bir cevap yazın