Kayıplarımız İçin Hakikat ve Adalet Mücadelesinden Vazgeçmeyeceğiz!

Değerli kayıp yakınları, insan hakları savunucuları ve basın emekçileri. “17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası” vesilesiyle her yıl olduğu gibi bir kez daha hakikat, yüzleşme ve adalet arayışı için burada ve bir aradayız.

Türkiye’de 1915’te 250 Ermeni aydınının evlerinden alıp kaybedilmesiyle başlayan gözaltında kaybetmeler tarihi,12 Eylül askeri darbesi ve 90 yıllarda Kürtleri ve Türkiye’deki muhalifleri hedef alan sistematik bir devlet politikasına dönmüş, sayısız insan kamu görevlileri veya kamu adına görev yapan paramiliter unsurlar tarafından, evlerinden, işyerlerinden, sokaktan gözaltına alınarak kaybedilmiştir. Yakınlarını arayan ailelerin resmi makamlara yaptığı tüm başvurular sonuçsuz kalmış, gözaltına alınan kişilerin varlığı inkar edilmiştir. Hiç şüphe yok ki yaşam hakkını hedef alan zorla kaybetmelerde, devletin failleri koruyan cezasızlık politikaları, kamu görevlilerinin işlediği suçları meşrulaştırmış, yeni hak ihlallerinin yolunu açmıştır.

Kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları olarak yıllardır gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerinin açıklanması, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması ve adaletin sağlanması için mücadele ediyoruz. Tüm baskılara rağmen arayışını sürdürerek dünyanın en uzun soluklu eylemlerinden birini gerçekleştiren cumartesi anneleri eylemi 1000. Haftasına girmek üzere. Diğer yandan, İnsan Hakları Derneği tarafından başta Diyarbakır, Batman ve Hakkari olmak üzere birçok ilde kayıp yakını ve insan hakları savunucuları ile beraber “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle sürdürülen eylemler ise 800. haftasına yaklaşmıştır.

Güncel siyasette normalleşmenin konuşulduğu bugünlerde görüyoruz ki; Devletin “Normal”in ve hukukun dışına çıktığı uygulamalarına dair; yani gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerinin açıklanması ve adaletin sağlanması ile ilgili herhangi bir gündemleri oluşmamış. Oysaki siyaset kurumu, her şeyden önce yurttaşların haklarını korumak ve toplumsal barışı sağlamak üzere kararlar alma ve bunları uygulama ile sorumludur. En temel hak olan yaşama hakkının siyasi sebeplerle çiğnenmesi, devamında gömülme hakkı, mezar hakkı ve yas hakkının yok sayılması; geride kalanlar için ise kişinin hatırasını yaşatma hakkının ihlal edilmesi; bir bütün olarak “Kayıplar Meselesi”ne dair siyaset erkinin bugüne kadarki bakış açısını ortaya koymaktadır.

Gözaltında zorla kaybettirmeler ve faili meçhul cinayetler, hiçbir siyasi tartışmaya ve hesaba konu edilmeyecek ölçüde insani, vicdani ve hukuki bir meseledir. Geçmişte yaşanan benzeri acıların bir daha yaşanmaması, yüzleşmenin sağlanması ve toplumsal barışın tesisi için Geçmişle Yüzleşme ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmalı. Bunun için Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partiler ivedi olarak bu meseleyi gündemlerine almalı ve geçmişte yaşanan gözaltında kaybettirme uygulamalarına karşı olduğunu kayıtsız ve şartsız bir şekilde dile getirmeli ve sorumluluğu gereği harekete geçmelidir.

17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası” vesilesiyle haklı ve acil taleplerimizi bir kez daha dile getiriyoruz.

  • Kayıplarımızın akıbeti açıklansın, failleri koruyan cezasızlık politikasına son verilsin
  • Gözaltında kaybetme suçu Türk Ceza Kanunu’nda insanlığa karşı suç olarak düzenlensin ve zamanaşımı ile kapatılan soruşturma ve dava dosyaları yeniden açılarak etkin soruşturmalarla ceza adaleti sağlansın
  • Birleşmiş Milletlerin Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşmesi derhal imzalansın ve uygulansın
  • Kayıp yakınlarının acılarını ve taleplerini dile getirdikleri başta Cumartesi Anneleri tarafından gerçekleştirilen eylemler olmak üzere bütün toplumun toplanma ve ifade özgürlüğünü hedef alan engel ve kısıtlamalara son verilsin

Hak savunucuları olarak temel hak ve özgürlüklerimize sahip çıkıyor, hukuku ve vicdanı yok sayan politikalara itiraz ediyoruz. Ve bir kez daha söylüyoruz; Son kayıp bulunana kadar, son fail cezalandırılana kadar kayıp yakınları ile birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.

 

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ