Kayıplar Haftası
“Biz ve Onlar”
Yirmiyedi yıl önce; 12 Eylül askeri darbesinden sadece 6 gün sonra Hüseyin Morsümbül aramızdan zorla alınarak kaybedildi. Yirmiyedi yıl boyunca Türkiye’de yaşam hakları devlet güvencesinde olan yüzlerce insan benzer yöntemlerle kaybedildi. Devletin kaybedilenlerin akıbetleri ve sorumluların bulunması konusundaki akıl almaz suskunluğu devam ediyor. Kayıp aileleri ve insan hakları örgütlerinin tüm taleplerine rağmen, aradan geçen yirmiyedi yıl boyunca Hukuk Devleti olmanın ve ilgili BM sözleşmelerinin devletlere yüklediği tüm sorumlulukları yok sayan ve bizim “onları” unutmamızı bekleyenlere bir kez daha sesleniyoruz. ONLAR’ı unutmayacağız!
Farkındayız,
“Zorla kaybedilme insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur”!
“ Hiçbir durum, savaş durumu, savaş ilanı, iç siyasi istikrarsızlık ya da diğer olağanüstü haller
zorla kayıp edilmeleri haklı çıkarmaz”
Birleşmiş Milletler Zorla Kaybedilmeye Karşı Herkesin Korunmasına Dair Bildirisi devletlerinin sorumluluklarını net bir biçimde açıklamaktadır.
Farkındayız,
Geçmişin bütün hukuksuzluğunu toplumsal belleğin unutkanlığına havale ederek demokratik bir devlet ve toplum yaratmak imkansızdır. Gerçek bir demokrasi iradesi geçmişle yüzleşme ve sorumluları yargı önüne çıkarma iradesidir aynı zamanda.
Farkındayız,
Demokratik Hukuk Devleti olmanın gereği yurttaşların yaşam haklarının her koşulda korunmasıdır. Türkiye’de kaybedilen yüzlerce yurttaşımızın akıbetleri konusunda devlet görevini yapmamaktadır.
Farkındayız,
Zorla kaybedilenlerin akıbetleri ve sorumlular yargılanmadan bu ülkede toplumsal barışa ulaşmak mümkün olmayacaktır. Zorla kaybedilmelerin yaşandığı tüm ülkelerdeki deneyimler göstermektedir ki kaybedilmeler devlet veya devletçe desteklenen örgütlü güçler tarafından yapılamaktadır.
Farkındayız,
Kaybedilen her insanla, insanlık değerlerimizin bir kısmını da kaybediyoruz. Herbirimizin yaşam hakkı kaybedilenlerin akıbetlerinin ve sorumlularının ortaya çıkarılmasına bağlıdır.
BİZ FARKINDAYIZ
VE FARKINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ!
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ