KIRIKLAR 1 NOLU F TİPİ CEZAEVİ’NE İLİŞKİN ÖZEL RAPOR

KIRIKLAR 1 NOLU F TİPİ CEZAEVİ’NE İLİŞKİN ÖZEL RAPOR
29.01.2010

KIRIKLAR 1 NOLU F TİPİ ARTIK MAHPUSLAR İÇİN BİR İŞKENCE EVİDİR.

Birleşmiş Milletler Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 10. maddesi şu şekilde düzenlenmiştir: “Özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişiler, insani muamele ve insanın doğuştan kazandığı insan onuruna saygılı davranış görme hakkına sahiptir.”  Oysa 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nden derneğimize yapılan başvurular bu maddenin ihlal edildiğini göstermektedir.

Sincan F Tipi Cezaevi’nden Kırıklar 1 Nolu F Tipi Cezaevi’ne Müdür olarak tayin olan Ayhan Çapacı’nın göreve başladığı Eylül ayının başından itibaren Kırıklar 1 Nolu F tipi Cezaevi’ndeki mahpus yakınlarından ve avukatlarından yoğun hak ihlalleri başvuruları almaktayız. Bu da, mahpus ailelerini ve biz insan hakları savunucularını kaygılandırmaktadır.

Ayhan Çapacı’nın gelişiyle birlikte cezaevi kadrosunda değişiklik yapılmıştır. 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde başgardiyan olarak görev yapan Gürsel (2 No lu F Tipi’ndeki uygulamaları ile tanıdığımız başgardiyandır) isimli memurun da 1 Nolu F Tipi Cezaevi’ne tayini ile cezaevinde ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır.

Cezaevindeki Mahpuslardan ve Ailelerden Aldığımız Başvurular ile Basına Yansıyan Kimi Hak İhlalleri

Kırıklar 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nden mektupla başvuruda bulunan mahkumlar özetle şu beyanda bulundular;

I. Bulunduğumuz cezaevinde yaşanan hak ihlallerini, sağlık sorunlarını kısaca yazmaya çalışacağız. Cezaevinde sağlık sorunu olan arkadaşların tedavisi tam yapılmıyor. Genellikle ağrı kesici, kas gevşetici gibi ilaçlarla geçiştiriliyor. Mesai saatleri dışında ve hafta sonu sağlık personeli bulundurulmuyor. Mesai saatleri içinde de çoğu zaman doktor cezaevinde bulunmuyor. Hastaneye gidiş gelişlerde kullanılan ring aracıyla yapılan yolculuk tam bir işkenceye dönüştürülüyor. Cezaevi bahçesinde ambulans bekletilmesine rağmen, acil durumlarda ambulans kullanılmıyor.

Bu sene gösterdiğimiz demokratik tepkilerden dolayı 8 kere tüm arkadaşlarımız soruşturmaya tabi tutuldu ve ağır disiplin cezalarına maruz kaldık. Sosyal faaliyetlerden men; 2 aydır bekleyen mektup, faks, ve telefon kullanım yasağı; iki ay kapalı görüş cezası ve ayları bulan açık görüş cezaları veriliyor. Hala birçok arkadaşın aylara varan disiplin cezaları var. Aşağıda açıklamaya çalışacağız.

Kürtçe kitap, dergi ve gazetelerin geri alınmasında zorluklar çıkarılıyor. Bazı yayınlar ve gazeteler güvenlik gerekçesiyle geri alınmıyor. Birçok kitabımız hiçbir gerekçe gösterilmeden verilmiyor. Kürtçe gramer ve alfabe kitapları ‘asker izin vermiyor’ gerekçesi ile bir senedir içeri alınmıyor. ‘Lilith’ adlı mitolojik kitabı cezaevi kütüphanesinden edinebilmemize rağmen, aynı kitabı ziyaretçilerimiz getirdiğinde ‘yasak’ olduğu gerekçesi ile içeri alınmıyor. Biz mahpusların almış olduğu disiplin cezaları ve yaşadığımız sağlık sorunları şunlardır:

1. Yusuf Erol: Bel fıtığı, boyun fıtığı, karaciğerde yağlanma ve büyüme, memorid, mide fıtığı ve basirit. Geçici ilaçlarla tedavisi geçiştiriliyor. İki ay iletişim cezası var. (üç ay açık görüş cezası var.)
2. Abdülselam Avcı: Mide ülseri var. Tedavisi yapılmıyor. Üç ay açık görüş cezası var. Ardından iki ay kapalı görüş cezası var.
3. Hüseyin Tunç: Akciğeri su topluyor. İki ay iletişim cezası yürürlükte. Ardından iki ay kapalı görüş cezası ve üç ay açık görüş cezası var.
4. Mehmet Yıldırım: İki ay iletişim cezası yürürlükte. Ardından iki ay kapalı görüş cezası ve üç ay kapalı açık görüş cezası var.
5. Remzi Karagöz: İki ay iletişim yürürlükte. Ardından iki ay kapalı görüş cezası ve üç ay açık görüş cezası var.
6. Ercan Altıntaş: İki ay iletişim cezası yürürlükte. Ardından iki ay kapalı görüş cezası  ve üç ay açık görüş cezası var.
7. Gökhan Dönmez: İki ay iletişim cezası yürürlükte. Ardından iki ay kapalı görüş cezası ve üç ay açık görüş cezası var.
8. Kemal Marhan: 60 yaşındadır. Kan düşüklüğü, tansiyon dengesizliği (her gün tansiyon ilacı kullanıyor) hastalıkları var. Kan düşüklüğü için bir aydır hastaneye gidip geliyor. Her hangi bir sonuç alınamadı. İki ay iletişim cezası uygulanmakta ve üç ay açık görüş cezası var.
9. Necdet Kaya: İki aylık iletişim cezası uygulanmakta. İki ay kapalı görüş ve üç ay açık görüş cezası var.
10. Gürkan Demir: İki ay iletişim cezası uygulanmakta. İki ay kapalı görüş cezası ve üç ay açık görüş cezası var. ‘Kırbaşı Baskını’ adlı kitabaına Kurum Eğitim Kurulu tarafından el konuldu.
11. Nurullah İpek: Bel fıtığı hastalığı var. Tedavisi yapılmadığı ve yalnızca ağrı kesici ve kas gevşetici verildiği için tedaviyi kesti. Açlık grevine girmediği halde açlık grevine giren arkadaşlarını verdiği dilekçe ile desteklediği için iki ay iletişim cezası aldı ve söz konusu ceza şuan yürürlükte. İki ay kapalı görüş cezası var. Üç ay açık görüş cezası var.
12. Memduh Yıldız: İki ay iletişim cezası yürürlükte. İki ay kapalı görüş cezası ve üç ay açık görüş cezası var.
13. Ferit Turgal: İki ay iletişim cezası ve üç ay açık görüş cezası var. (Tahliye oldu)
14. Serdar Taşkın: İki ay iletişim cezası ve üç ay açık görüş cezası var.
15. Şerif Yağız: İki ay iletişim cezası ve üç ay açık görüş cezası var.
16. Sait Yağız: İki ay iletişim cezası ve üç ay açık görüş cezası var.
17. Rauf Dılsöz: İki ay cezası uygulanmakta. İki ay kapalı görüş cezası ve üç ay açık görüş cezası var.
18. Vahit Dönmez: İki ay iletişim cezası, iki ay kapalı görüş cezası ve  üç ay açık görüş cezası var.
19. Muhterem Güneş: İki ay iletişim, iki ay kapalı görüş ve üç ay açık görüş cezası var.
20. Fırat Esmes
21. Murat Akın
22. İki ay iletişim uygulanmakta, üç ay açık görüş cezası var.
23. Emrullah Aslan: Kolunda değiştirilmesi gereken platin var. Ancak ameliyatı riskli olduğundan tam teşekküllü bir hastanede yapılması gerekiyor. İki ay iletişim cezası yürürlükte, iki ay kapalı görüş cezası var, üç ay kapalı görüş cezası var.
24. Abdullah Çimen: İki ay iletişim, üç ay açık görüş cezası var.
25. Nimet Yılmaz: Mide spazmı, Reflü ve ülseri var. Tahlilleri ve tedavisi yapılmıyor. İletişim cezası var. Üç ay açık görüş cezası var.
26. Bülent Koç: İletişim cezası var. Üç ay açık görüş cezası var.
27. Zeki Bulut: İki ay iletişin cezası, iki ay kapalı görüş cezası, üç ay açık görüş cezası var.
28. Mehmet Sürme: İletişim ve açık görüş cezası var.
29. Ömer Taşkın: Nefes darlığı ve kalp çarpıntısı var. 4 kere hastaneye gitti. Herhangi bir teşhis konulmadı. Daha önce kalbi delik olduğundan kalp ameliyatı olmuş.  İletişim cezası ve üç ay açık görüş cezası var.
30. Emrah Pirbudak: Kulağında rahatsızlık var. Duymakta zorluk çekiyor. Hastaneye sevki bir buçuk ay sonra yapıldı. İşitme testi üç ay sonraya ertelendi.
31. Ferhat Gökmen: Göğüs kafesinde rahatsızlık var. Ağrı kesicilerle geçiştirilmeye çalışılıyor.
32. Afif Gültekin: İki ay iletişim yürürlükte, iki ay kapalı görüş cezası var. Üç ay iletişim cezası var. (Tahliye oldu)
33. Faruk Güven: Prostat başlangıcı bel ve eklem ağrılarından dolayı tahlil yapılmış tahlil sonuçları kendisine verilmemiş, ilaç tedavisi oluyor. Ama her hangi bir sonuç alamadı, iki ay kapalı görüş cezası, iki ay iletişim, üç ay açık görüş cezası var.
34. Mazlum Deniz: Bel ağrısı sorunu var. Uygulanan ilaç tedavisi bel ağrılarını gidermekle birlikte mide rahatsızlıkları yaratmış. İki ay iletişim, iki ay kapalı görüş cezası üç ay açık görüş cezası var.
35. Deniz Atlı: İki ay iletişim, iki ay kapalı görüş, 42 ay açık görüş cezası var.
36. Necim Turhan: İki ay iletişim, iki ay kapalı görüş, 42 ay açık görüş cezası var.
37. Abdullah Topçu : İki ay iletişim, iki ay kapalı görüş, 42 ay açık görüş cezası var.
38. Faruk Tastan: İki ay iletişim, iki ay kapalı görüş, üç açık görüş cezası var.
39. Ferhat Özel
40. Halil Kaya: İki ay iletişim, üç ay kapalı görüş cezası var.(Tahliye oldu)
41. Hayrettin Adak: Üç ay sportif faaliyetlerden men cezası var.
42. Faysal Yacan: Ülser, gastrit, hemoroit, bel fıtığı, boyun fıtığı, bulaşıcı mantar,göğüs rahatsızlığı, kalp sıkışıklığı, yüksek tansiyon, aşırı kilo kaybı, prostat rahatsızlıkları var, şeker hastalığı var  ancak tedavisi tam yapılmıyor. Rahatsızlıkları bedenini ciddi bakımda zorluyor. İki ay iletişim, iki ay kapalı görüş, üç ay açık görüş cezası var.
43. Yavuz Demirkıran: Aşırı kilo kaybı, halsizlik ve yorgunluk var. Hastaneye gittiğinde bir şey yok deyip tedavisi yapılmıyor. Bir ay iletişim, üç ay açık görüş cezası var.
44. Emin Taş: İki ay kapalı, üç ay açık görüş cezası var.
45. Abdurrahim Moral: Bir ay iletişim, üç ay açık görüş cezası var. (Tahliye oldu)
46. İ.Halil Budak: İki ay iletişim, iki ay kapalı görüş, üç ay açık görüş cezası var.
47. Rıdvan Demirhan: Bir ay iletişim, üç ay açık görüş cezası var. (Tahliye oldu)
48. Sait Benek: İki aylık iletişim, iki aylık kapalı görüş, üç ay açık görüş cezası var.
49. Bünyamin Sürme: İki aylık iletişim, iki ay kapalı görüş, üç ay iletişim cezası var.
50. Zahir Vural: İki Ay iletişim, üç ay açık görüş cezası var.
51. Halis Vural: İki ay iletişim,iki ay kapalı, üç ay açık görüş cezası var.
52. Mahzar Güler: İki ay iletişim,iki ay kapalı, üç ay açık görüş cezası var.

Daha önce verilmesine rağmen son üç aydır içeriye çamaşır suyu gibi temizlik malzemeleri verilmiyor.  Bu durum bulaşıcı hastalıkların çabuk yayılmasına zemin hazırlıyor. Ayrıca aylık oda aramalarında eşyalarımız dağıtılıyor. Kürtçe yazdığımız mektuplar içeri alınmıyor ve gönderilmiyor.

II. Odalarda yapılan anonslarla Cezaevi Müdürü cezaevini düzene sokacağını beyan etmektedir.

III.  Eylül ayı itibari ile 1 Nolu F tipi cezaevinde Misbah Aktaş ve kardeşi şiddet görmüş ve süngerli odaya konularak cezalandırılmıştır. Misbah Aktaş’ın annesi Edibe Aktaş, oğlu Tahsin Aktaş’ın son telefon görüşmesinde, kendilerine işkence yapıldığını anlattığını, bunun üzerine telefonun hemen kesildiğini ileri sürdü. Daha sonra cezaevi telefonunu aradığını, ancak telefona çıkan kadın görevlinin kendisine “Çocuğunuz cezaevinde yaşanan olayları size aktardığı için telefonu kesildi. Bu hafta telefon hakkı yok” dediğini ifade eden Aktaş, “O günden bu yana bir daha telefonla görüşemedik. Daha önceki görüşmelerimizde çocukların yüzlerinde şişlik ve darp izi görmüştüm, ancak ne olduğunu anlatmamışlardı” diye açıklama yaptı.

IV. 25.09.2009 günü saat 11.00 ile 13.00 arasında ailesiyle kapalı görüşünü yapmak için görüş mahalline giden mahpus Rıdvan Demirhan ve aynı anda görüşme için çıkan tutuklu Sait Benek, aileleriyle kapalı gerçekleşen görüşmelerini bitirdikten sonra bulundukları odalarına gidecekleri anda, şu ana kadar yapılmayan bir şekilde infaz koruma memurları mahpusların ayakkabılarını çıkartarak arama yapmak istemişlerdir. Mahpusların ayakkabılarını çıkarmayacaklarını, aramanın bu şekilde yapılamayacağını söylemeleri üzerine, koridorda kameraların göreceği bir şekilde infaz koruma memurlarınca darp edilmiş, zorla ayakkabıları çıkartılmış, yerde sürüklenmiş ve kötü muameleye uğramışlardır. Ardından odalarının  basılacağı, hücreye atılacakları ve başka cezaevlerine sürgün edilecekleri yönünde bağırarak tehdit edilmişlerdir.Gerek bu mahpuslar gerekse diğer tutuklular gergin geçen süre boyunca sürekli hakaret ve tehdide uğramışlardır.

V. A-25 nolu hücrede bulunan Hükümlü Hüseyin Tunç’a insan onuruna aykırı biçimde sayım uygulaması dayatılmış ve  mahpusun itiraz etmesi üzerine kendisine saldırıda bulunulmuş,olayı protesto eden diğer mahpuslara ise soruşturma açılmıştır.

VI. Cezaevi İdaresi geçtiğimiz ekim ayı itibari ile Kılık Kıyafet Yönetmeliği adı altında ziyaret ve sohbete çıkan mahpuslara şapka tespih, eşofman ve terlik yasağı getirdiklerini söyleyerek uygulamaya geçmişlerdir.

VII. 12 Ekim 2009 günü telefon görüşmesine çıkan tüm mahpusların telefonlarını gardiyanlar açmış ve kiminle görüşüldüğünün bilgisini alarak konuşulmasına izin vermişlerdir.Bu tarihten evvel cezaevinde telefon görüşmelerine ilişkin böyle bir uygulama söz konusu değildir.

VIII. Ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezası yasal temsilcileri kapsamamasına rağmen fiilen mahpusların vasileri ile görüşmeleri engellenmeye çalışılmıştır.

IX. Tutuklu bulunan Ali Haydar Saygılı ‘ya gönderilen Karadeniz fotoğrafları, hapishane idaresinin keyfi sansürüne maruz kalmıştır. Yasağın gerekçesi ise “Fotoğrafların kartpostal olarak kullanılabilme ihtimali”dir.

X. Ali Haydar Saygılı ve Mustafa Öner, bir ay boyunca “ortak kullanım alanlarına çıkartılmama” cezası almıştır. İki tutsağın sohbet yaptığı sırada odaya giren iki memur, sürekli tutukluların etrafında dolaşarak taciz etmiş, gardiyanların bu girişimine, tutuklular, “Bu, yeni bir uygulama mı?” sorusuyla yanıt verince mahpusların sorularının ardından odadan çıkan iki memur, tutuklular hakkında tutanak tutmuştur. Tutanak, tutuklulara bir ay “ortak kullanım alanlarına çıkartılmama” cezası olarak geri dönmüştür.

XI. Kırıklar 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan oğlu Musa Demirhan’ı ziyarete giden Seher Demirhan, oğlunun gözleri önünde dövüldüğünü beyan etmiştir. Seher Demirhan görüşme yapılan telefonun bozuk olması sebebiyle sorunun yaşandığını ifade etmiş ve olayı şöyle anlatmıştır: “Musa’nın çağrısı üzerine görüş kabinine bir gardiyan geldi ve yeni bir telefon başlığı getirdi. Fakat bundan da ses gelmeyince Musa tekrar gardiyanı çağırdı. Sonra birden ışıklar kapandı, gardiyanlar oğlumun kolunu bükerek karanlığa doğru götürdü. Benim gözlerim iyi görmüyor ama kızım abisi Musa’nın işkenceye maruz kaldığını söyledi. Musa geri gelince bana ‘Yok anne beni süngerli odaya götürmek istediler, ama arkadaşlar kapılara vurmaya başlayınca geri bıraktılar. Onlarla yüksek sesle konuştuğum için bana hakaret ettiler’ dedi. Ama oğlumun orada can güvenliğinin olduğunu düşünmüyorum. Kötü şeyler oluyor orada.”

Musa Demirhan, Erdi Açıkalın ve Mahsun Tunç; kapalı görüşte kullanılan telefonun bozuk olması nedeniyle Musa’nın değiştirilmesini istediğini, değiştirildikten sonrada hiç ses gelmediğini, 20 dakika geçmiş olduğunu düzeltilmesi için Musa’nın cama tıkladığını, bunun üzerine gardiyanın “işiniz ne şerefsiz bekle.” Dediğini başka bir gardiyanın bu sözleri sarf eden gardiyanı uyararak sakinleştirmeye çalıştığını, sonra birden 15-20 gardiyanın gelerek ailelerin gözü önünde kendilerine saldırdıklarını, Musa Demirhan’a çelme atıp yere yığdıktan sonra arkadan kelepçe taktıklarını, ite kalka odalara götürdüklerini, burada kendilerini dövmekle tehdit ettiklerini, bir süre geçtikten sonra görüş için tekrar kabinlere getirdiklerini beyan ettiler.

XII. 12. Bu olayla ilgili gerçeğe aykırı tutanak tutulmuş olduğu ve bu tutanağa dayanarak disiplin soruşturması açıldığı, 27.01.2010 tarihinde tebliğ edilen kararda Musa Demirhan’a 5 günlük hücre cezası verilmiş olduğunu öğrenmiş bulunmaktayız.

XIII. 19.01.2010 Tarihinde İzmir Kırıklar 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nden başvuran Fırat ESMEZ, M. Zahir VURAL, Sait BENEK, Faruk TAŞTAN, Nurullah İPEK, Ferhat GÖKMEN, İ. Halil KAYA, İbrahim Halil BUDAK, Yavuz DEMİRKIRAN, Muhammet ZENGİN, Erdal TAŞ, Ramazan TAZECAN, Ercan ALTINTAŞ, Mazlum DENİZ, Emin TAŞ, Bülent KOÇ, Memet YILDIRIM, M. Halis VURAL, Gürkan DEMİR, Yılmaz ŞİMŞEK, Necdet KAYA, Mazlum TUNÇ, Emrullah ASLAN, Hayrettin ODAK, Serdar TAŞKIN, M. Sait YAĞIZ, M. Şerif YAĞIZ, Gürkan BOZKURT, Eyüp AYGEN, Turan KAYGISIZ, Ferit TURGAL, Adnan AĞDEVE, Abdulselam AVCI, Menduh YILDIZ, Bünyamin SÜRME, Faruk GÜVEN, Yusuf CANDEMİR, Emrah PİRBUDAK, Murat VARKAN, Ömer TAŞKIN, Kemal MARHAN, Mustafa SAYAN, İslam TÜNER, Vahit GÜLER, Necim TURAN, Deniz ATLI, Mazhar GÜLER, Hüseyin TUNÇ, Faysal YACAN, Turgut ECEVİT ve Menduh KILIÇ gönderdikleri fakslarda şunları ifade etmişlerdir:

“Bir süreden beridir bulunduğumuz 1 Nolu F Tipi Cezaevinde insanlık dışı, hukuk dışı uygulamalara maruz kalıyoruz ve şahit oluyoruz. 1. Müdür Ayhan ÇAPACI, buraya atandıktan sonra bize karşı ideolojik, ırkçı, düşmanca davranışlar had safhaya ulaşmıştır. Sohbet, spor vb. aktivitelerimiz fiili olarak engellenip, atölyelerde çalışmaya zorlanıyoruz. Bize karşı kinci, ırkçı ve milliyetçi duygularla gardiyanlar kışkırtılarak üzerimize sürülüyor. Burada açıkça Kürt düşmanlığıyla karşı karşıyayız. Süryani ve Kürt kimliğimizden dolayı şimdiye kadar defalarca suni kışkırtmalar oluşturarak fiziki saldırı, tartaklama, işkence ve insanlık dışı uygulamalara maruz kaldık. Aynı uygulamalar arkadaşlarımıza ve ziyaretçilerimize karşıda uygulanıyor. Hiçbir oda değişikliği talebimiz kabul edilmiyor.Bize gönderilen Kürtçe gazeteler ve  Kürt Sorununu işleyen gazete-dergiler verilmiyor. Birbirimizle konuşma ve sohbetlerimiz, odalarımızda okuduğumuz kitaplar, okul – sınav çalışmalarımız “örgüt eğitimi” şeklinde Bakanlığa yansıtılarak, kendimizi eğitmemiz cani yöntemlerle engellenmeye çalışılıyor. Kaloriferler ya günlerce çalıştırılmıyor ya da ısıtmayacak derecede çalıştırılıyor. Üst aramaları onur kırıcı ve taciz edici tarzda yapılıyor. Arama ve sayımlar da tahrik edici tarzda yapılıyor, provakatif uygulamalar yapılıyor. Kısacası hapishane bize karşı bir psikolojik ve fiziki işkence mekanına çevrilmiştir. En son 12.01.2010 tarihinde 1. müdürün bilgisi dahilinde ismini …………… olarak bildiğimiz gardiyan ve emrindeki gardiyanlar ziyaret yerinde arkadaşımıza ailesinin gözleri önünde işkence yapmış küfür ve hakaretler etmişlerdir. 1. müdür Ayhan Çapacı buraya atandıktan sonra bu fiziki ve sözlü saldırılar gün geçtikçe arttı ve devam ediyor. Bu fiziki saldırı ve işkencelerin hemen hepsi ……………..gardiyanın denetimi ve yönlendirmesiyle yapılmıştır. İsimlerini……………..olarak bildiğimiz ve soyadlarını bilmediğimiz ama ırkçı ve Kürt düşmanlığı güden bazı gardiyanlar sürekli ve sistemli olarak tahrik, taciz ve provakatif davranışlarla bizleri hukuksal zeminin dışına çıkarmaya çalışmaktadır.Bilinçli ve sistemli olarak çıkartılan  sorunlar üzerine bizlere aylarca sosyal etkinlik, iletişim ve ziyaret cezaları verilmektedir. 1. müdür emri altında hareket eden Disiplin Kurulu (hukuk akliyatı olmayanlardan oluşuyor)bazen hiç yere disiplin cezaları veriyor. İnfaz Hakimliği ve temyiz mahkemesi itiraz dilekçelerimizi bakmadan cezaları onaylıyor. Böylece fiili ve ya hukuksal olarak kolektif bir şekilde cezalandırıyoruz. Yaptığımız suç duyurularının akıbetini öğrenemiyoruz. Dilekçelerin dosya işlem numaralarını alamıyoruz.”şeklinde beyan etmişlerdir.

XIV. 14. Kapalı görüşe gidiş ve dönüşte ayakkabılarının çıkartılarak içinin arandığını, bunun rutin uygulama haline getirildiğini,

XV. Koşullar mevcut olmamasına rağmen tutuklu- hükümlü ayrımı yapılmaya çalışıldığını,

XVI. Sohbet yerlerinin yakın zamanda değiştirildiği, sohbet için uygun olmayan, tuvaleti bulunmayan, açık görüş yerinin ortak sohbet yeri olarak kullandırılmak istendiği, bu sebeple 3 haftaya yakın ortak sohbet yerine çıkılmadığı, şu an için geçici olarak bu sorunun çözüldüğü,

XVII. Oda değişimlerinin uzun bir süredir yapılmadığı, Antalya Cezaevi’nden nakille gelen üç mahpusun C bloka konmuş olduğu, talep etmelerine rağmen uzun bir süredir, oda değişimlerinin yapılmadığı, yakın tarihte iki kişinin oda değişiminin yapıldığı ancak Veysi Özçakan’ın talebinin kabul edilmediği C blokta tek başına bırakıldığı,oda değişiminin yapılması için bu kişinin 4 gündür açlık grevinde olduğu bilgisine ulaşmış bulunmaktayız.

XVIII. Cezaevinde Sabah ve akşam sayımlarının yapıldığı,yapıldığı.Yakın tarihte odaların içine girilerek sayım yapıldığı ve bu sayım sırasında odalarda arama yapıldığı,buna itiraz eden mahpuslar hakkında tutanak tutularak disiplin kuruluna disiplin soruşturması açılması için işlem yapıldığı belirtilmiştir. Bu uygulamaya karşı mahpusların suç duyurusunda bulundukları belirtilmiştir.

XIX.  25.01.2010 günü saat 20.00 sıralarında A 6 nolu odaya gardiyanların saldırı düzenlediği belirtilmiştir.

XX. Yaşanan sorunlarla ilgili Cezaevi Müdürü ve Cezaevi Savcısı ile görüşme talepleri yanıtlanmamış ve kendileriyle bu kişiler görüşmek için gelmemiş olduklarını beyan etmişlerdir.

XXI. Cezaevinde yaşanan sorunları anlatmak ve yardım istemek için yazdıkları mektup ve fakslara el konulmakta, el konulduğuna ilişkin yazılar çok uzun süre sonra tebliğ edilmektedir.Bu kararlara itirazlar infaz hakimliği ve 2.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından matbu bir şekilde red edilmektedir.  

DEGERLENDİRMELERİMİZ

1. Ulusal ve uluslararası insan Hakları Hukukunda; mahpusların hakları ile ilgili oldukça gelişmiş standartlar olmasına karşın mahpuslar, ilgili hakları ve düzenlemeleri doğrudan kullanamamakta, tutuldukları yerlerde bulunan yetkililer aracılığı ile ancak kullanabilmektedir. Hakların kullanımının bir başka kişinin inisiyatifinde olması bunların aynı zamanda keyfi biçimde kısıtlanmasını da olası kılmaktadır.

2. BM Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 10. maddesinde açık bir şekilde düzenlenmiştir: “Özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişiler insani muamele ve insanın doğuştan kazandığı insan onuruna saygılı davranış görme hakkına sahiptir.” Yine BM Mahpusların Islahı İçin Temel Prensiplerin 1. maddesi; “Bütün mahpuslara doğuştan sahip oldukları insanlık onurunun ve değerin gerektirdiği saygıyla muamele yapılır.” demektedir. Oysaki kırıklar cezaevinde insan onuruna yakışır muamele yapılmamakta mahpuslar şiddet hakaret kötü muameleye maruz kalmaktadır.

3. Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’ne göre; ayrıca “Tutukluların gözetim altında bulundukları süre boyunca, tutukluluk sürelerinden bağımsız olarak her zaman bir doktora erişim haklarının bulunması gereklidir. Sağlık hizmetleri, doktora danışma talepleri gereksiz gecikme olmadan karşılanacak şekilde düzenlenmelidir.” demektedir.

4. Asgari Standart Kurallar,22; 
“(1) Her kurumda, psikiyatriden de anlayan en az bir nitelikli sağlık görevlisi hizmet verir. Kurumdaki sağlık hizmetleri, toplumun veya ulusun genel sağlık yönetimiyle yakın ilişki içinde düzenlenir. Kurumdaki sağlık hizmetleri, psikiyatrik vakalarda teşhisi ve gerektiğinde ruh sağlığındaki normal dışı olan halleri tedavi etmeye imkân verecek şekilde düzenlenir.

(2) Durumu özel bir tedaviyi gerektiren mahpuslar, uzman kurumlara veya sivil hastanelere sevk edilirler. Hastane hizmetlerinin kurum içinde verilmesi halinde, bu kurumların araçları, donanımları ve ilaç stoklarının hasta mahpusların tıbbi bakım ve tedavilerini karşılayabilecek uygunlukta olur ve buralarda bu işe uygun eğitim görmüş görevliler bulunur.” Ancak kırıklar cezaevinde mahpuslar doktora erişememekte. Hastaneye gidiş gelişler işkence halini almakta, doktorlar ağrı kesicilerle hastayı başından savmaktadır.

5. Asgari Standart Kurallar
Kural 20. (1) “Kurum idaresi tarafından her mahpusa sağlık ve kuvvet için yeterli ölçüde besin değerine sahip olan, iyi hazırlanan ve uygun saatlerde servisi yapılan yemek verilir.”
Ayrıca bkz;Avrupa Cezaevi Kuralları,Kural 21.1-21.5275 sayılı Yasa’nın 63. maddesinde de tutuklu ve hükümlülerin barındırılmasına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Maddenin 4.fıkrasına göre; “Oda ve kısımlarda iklim koşulları göz önüne alınarak yeterli yer ışık, ısınma, havalandırma ve hijyen sağlanır.” Kırıklar Cezaevi’nde kışın kaloriferler yanmamakta, yazında soğutma sistemi olmamasından mahpuslar sandalyede bile oturamaz duruma gelmektedir. Beslenme yetersiz ve mahpusun kantinden tedarik etmesi istenerek cezaevi bütçesine katkı sağlama koşulu yaratılmaktadır.

6. TUHAK, İlke 30/1’de düzenlenen “kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesi gereğince; “Tutulan veya hapsedilen kimselerin tutuldukları veya hapislikleri süresince disiplin suçu oluşturan davranışlarının türleri, uygulanabilecek olan disiplin cezasının tanımı ve süresi ile bu tür cezaları verebilecek olan yetkili makamlar, kanunda veya kanuna dayanan düzenlemelerde belirtilir ve usulüne göre yayınlanır. Hiçbir mahpus yasada ve tüzükte öngörülmeyen bir ceza ile cezalandırılamaz.” Oysa ki kırıklar cezaevinde en ufak hak arama, görevli memurlarla ilişkilerde yaşanan olumsuzluklar, demokratik tepkiler bile disiplin cezası ile son bulmakta mahpusların aldığı nefes bile nerdeyse disiplin cezası olarak dönmektedir.

7. Mahpusun ailesiyle iletişim kurması, insan olmaktan kaynaklı sportif, sosyal faaliyet doğal haklarının disiplin cezası adı altında geri alınması “kötü muameledir” kişinin özel yaşam hakkının ihlalidir.Uygulanma boyutuna göre de “işkence” olarak ta tanımlanabilir.Her ne kadar yasada iletişim cezası, sportif ve kültürel faaliyetlerden men cezası verilebileceği düzenlenmiş olsa bile bunun evrensel hukuk ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.Bu sebeple bu yönlü disiplin cezalarının yasalardan kaldırılması gereklidir.

8. Disiplin Kurulunun başkanı cezaevi Müdürüdür.Kurulun diğer üyeleri de cezaevi idaresinden oluşmaktadır.Yasada belirtilen cezaları verme yetkisinin infazı gerçekleştiren idareye verilmiş olması, adil yargılanma hakkını ortadan kaldırmaktadır.Disiplin kurulunun teşekkülünün Cezaevi idaresi ile ilgisi olmayan kişilerden oluşturulması için en kısa sürede yasal değişikliğe gidilmesi gereklidir.

9. TUHAK Kural.37 ve Avrupa Cezaevleri Kuralları, Kural. 24.1; tutulanların aileleri yakın arkadaşları ve kurumlardan kişiler ve bu kurumların temsilcileri ile iletişim kurma hakkını tanımış bulunmaktadır. Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi m.27 uyarınca; Etnik, dinsel veya dilsel azınlıkların bulunduğu bir Devlette, böyle bir azınlığa mensup bulunan kişiler grubun diğer üyeleri ile birlikte toplu olarak kendi kültürel haklarını kullanma, kendi dinlerinin gereği ibadeti etme ve uygulama veya kendi dillerini kullanma hakları engellenmez.Oysa ki mahpuslar Kırıklar Cezaevi’nde kültürel haklarını kullanamaktada ana diller olan kürtçe basın yayın organlarını okuyamamakta, kürt kimliklerinden dolayı baskı görmektedir.

ÖNERİLERİMİZ

Uzun zamandır Kırıklar 1 Nolu F Tipi Cezaevindeki ihlalleri yetkililerle paylaşmamıza ve suç ihbarları yapmamıza rağmen yetkililer hakkında gerekli tahkikat yapılmamış, dava açılmamış ve cezaevinde hiçbir düzelme yaşanmamıştır.

Biz insan hakları derneği izmir şubesi olarak meclis insan hakları komisyonundan acil olarak kırıklar cezaevine heyet göndermesini talep etmekteyiz. Cezaevinde bundan sonra gelişen tüm olumsuzluklardan adalet bakanlığı ve cezaevini incelemeyen meclis insan hakları komisyonunun sorumlu  olacağını bilgilerinize sunuyoruz.

İHD İZMİR ŞUBESİ

Bir cevap yazın