08.10.2014
IŞID isimli radikal dinci, cihatçı, soykırımcı örgütün Suriye/Rojava Kantonlarından Kobanê Kantonu’na saldırması üzerine Kobanê kentinin direnişi 24.gününe girdi. Yaşamları ve vatanları için direnen halkların kaybettiği görülmemiştir. Kobanê direnişinin kazanacağı kesindir. Kobanê kentinin direnişi Kürdistan’ın tüm parçalarında Avrupa’da ve dünyada kitlesel gösterilerle destekleniyor. Kobanê kentinin düşmesini engellemek için yardım etmek yerine Kobanêlilerle dayanışmak isteyenlere yapılan muamele Türkiye’nin yanlış dış politikasının içeride tezahürü olarak kendini bir kez daha gösteriyor. AKP iktidarının Suriye iç savaşı başladığından beri Suriye’nin iç işlerine doğrudan doğruya müdahale etmesi, Suriye muhalefeti üzerinden Suriye rejimine gayri resmi yoldan ilan ettiği savaş IŞID isimli soykırımcı örgütlerin zemin bulmasını kolaylaştırmış ve Kürtleri bir soykırım tehdidi ile karşı karşıya bırakmıştır. Nitekim IŞID Şengal’de Ezidilere soykırım uygulamıştır. Hükümeti bir kez daha uyarıyoruz. Ortadoğu’da uyguladığınız anti-Kürt ve anti-Şii politikasından vazgeçin. Sünni Müslümanlığa dayalı Ortadoğu’da yayılmacılık hayalinizi unutun.
Siyasal iktidarın, Türkiye’de Abdullah Öcalan’ın ısrarla devam ettirmeye çalıştığı barış ve çözüm sürecini ilerletmek yerine bu sürece başından beri “terörle mücadele” anlayışı çerçevesinde yaklaşması süreci bitirme riski ile karşı karşıya bırakmıştır. Siyasal iktidarın davranış ve söylemleri Kürt halkı üzerinde soğuk bir duş etkisi yaratmış olup, çözüm sürecinin geleceğini oldukça büyük bir riske atmıştır. Kürt siyasal hareketinin süreç başladığından beri sürecin önemli kırılma noktalarından ikisinin hükümetin Rojava’ya yaklaşımı ve Abdullah Öcalan’a davranış biçimi olduğu belirtmesine rağmen, sayın cumhurbaşkanının Kobanê ile ilgili olarak söylemiş olduğu sözler gerçekleri yansıtmamaktadır. Türkiye halkı manüpile edilmektedir. Kürt siyasal hareketi çözümün tüm Kürtleri ilgilendirdiğini ve Türkiye hükümetinin çözüm politikasının 4 ülkedeki Kürtlere yönelik barışçıl olması gerektiğini ifade etmiştir. Buna rağmen Türkiye içerisinde terörle mücadele eksenli yaklaşımın Suriye özelinde düşmanca yaklaşıma dönüşmesi asla kabul edilemez. Hükümetin uyguladığı bu politika gerek Ortadoğu’da gerekse de Türkiye’de temel hak ve özgürlüklere yönelik ciddi bir tehdit içermektedir. Bu vesile ile belirtmek isteriz ki, iç savaş sona erip sorunlar barış yolu ile çözüm sürecine girdiğinden Suriye ile ilgili kurulacak uluslar arası ceza mahkemesinde tüm sorumlular hesap verecektir.
Kobanê direnişini sahiplenmek amacı ile sokağa çıkmak isteyen göstericilere yönelik polisin sert tutumu ve eli silahlı ve sopalı IŞİD yanlılarının öldürmeye ve linçe yönelik saldırıların engellenmemesi, daha şimdiden 15 kişinin ölümüne ve yüzlerce kişinin yaralanmasına sebep olmuştur. Hükümetin çareyi fiili OHAL’de bulması asla kabul edilemez. Türkiye 6 kentte ilan edilen sokağa çıkma yasakları ile hızla darbe ortamına sürüklenmektedir. Hükümetin Ortadoğu’da devam eden savaşı ve Mısır’daki askeri darbeyi düşünerek bir an önce barışçıl politikalara geri dönmesi ve çözüm süreci kapsamında Abdullah Öcalan’la barış müzakerelerini başlatması gerekmektedir.
7 Ekim 2014 günü Türkiye’nin büyük metropollerinde ve Türkiye Kürdistan’ında meydana gelen devlet şiddeti ile yönetilemez hale geldiğini bir kez daha göstermiştir. Hükümetin otoriter uygulamaları gösteri hakkının kullanılamaz hale gelmesini sağlamış ve beraberinde şiddet ortamına davetiye çıkarmıştır. İnsan hakları savunucuları olarak hükümeti bir an önce otoriter uygulamalardan vazgeçmeye, fiili OHAL’i kaldırmaya, Kobanê’nin yardım almasını sağlamaya, cihatçı örgütlerle olan ilişkisini sona erdirerek bunlara karşı etkili tedbirler almaya, Kobanê halkı ile dayanışmak için sokacağa çıkan göstericileri de şiddetten uzak durmaya davet etmektedir.
İHD GENEL MERKEZİ