Eski DEP milletvekili Sayın Leyla Zana’ya düşüncelerini ifade ettiğinden dolayı verilen 10 yıllık hapis cezasının hukuki olmaktan çok siyasi ve ideolojik bir karardır. Türkiye’de Kürtlerin yasal temsilcilerinin kendilerini ifade etmeleri önünde ciddi bir yargısal baskı söz konusudur. Kürtlerin siyaset yapmasına izin verilmemekte, adeta susturulmaya çalışılmaktadırlar. Dünyanın hiçbir yerinde şiddet içermeyen düşüncelerin ifade edilmesi suç sayılmazken, Sayın Leyla Zana düşüncelerini dolandırmadan açık bir şekilde ifade ettiğinden dolayı ceza almıştır. Tek tipleştirme, düşünmeme, düşünse de konuşmama dayatılmaktadır.
Sayın Leyla Zana, duruşu ve pratiğiyle Kürt Sorunu’nun barışçıl yoldan çözülmesine dair düşüncelerini ve fikirlerini açıkça ortaya koymuş, tam demokrasinin Türkiye’de hayata geçmesi amacıyla cezaevinde 11 yıl kalmak dahil her türlü sonucu göze almış, Demokrasi ve İnsan haklarının ülkemizde gelişmesine önemli katkılar sunmuş, aydın, siyasetçi ve halk kahramanıdır. Aslında kendisi şahsında Kürtler cezalandırılmak istenmektedir.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da siyaset yapan, STK’larda çalışan, sendikacılık yapan, özellikle DTP’de siyaset yapan siyasetçiler ve DTP’li Belediye Başkanları üzerinde inanılmaz yargısal bir baskı söz konusudur. Düşünce ve İfade Özgürlüğüne dair bölgedeki uygulamalara baktığımızda, yasaların zorlanarak veya dar yorumlanarak, Anayasa, AİHS, B.M. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, tüm uluslar arası sözleşmeler, AB’nin 2006 yılı ilerleme raporundaki uyarılar hiç bir şekilde dikkate alınmadığı gözlemlenmektedir. Mevcut yasalar da zorlanarak birçok kişiye soruşturma/davalar açılıyor, cezalar veriliyor olması muhalefetin sindirilmesi amacı taşıdığının göstergesidir. Yargı mekanizmasında bağımsızlaşamama, özgürlükçü bir hukuk anlayışına sahip olamama ve demokratik kültür sorunu olduğu açıkça gözlenmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaptığımız araştırmalar sonucunda ortaya çıkan düşünce ve ifade özgürlüğü tablosu şöyledir; 2002’de 101, 2003’de 1199, 2004’de 2642, 2005’de 3152, 2006’da 1777, 2007’de ise 2974 ihlal gerçekleşmiştir. 2008 yılının ilk altı ayında 1.285 kişi hakkında düşüncelerini ifade ettiği için soruşturma/dava açılmış, cezalar verilmiştir. 2007 AB ilerleme raporunda düşünce ifade özgürlüğü önünde engellerin bariz bir şekilde arttığı ifade edilmektedir.
Bir insanın düşüncelerini ifade etmesinden dolayı örgüt üyeliğiyle cezalandırılması, Türkiye’nin içinde bulunduğu ruh halini açıkça ortaya koymakta, düşünce ve ifade özgürlüğünde yıllardır bir arpa boyu bile ilerleme olmadığını ortaya koymuştur. Sayın Leyla Zana’ya verilen ceza siyasi bir karardır, hukuki değildir. Konuşturmamaya ve susturulmaya yönelik bir karardır. Bu kararın Yargıtay aşamasında bozulacağına olan inancımızla, Kürt halkının sembolü olan Sayın Leyla Zana’nın yanında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.
Av. Muharrem Erbey
İHD Diyarbakır Şube Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı