19. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü için Taksim’de toplanan kitleye İstanbul Valiliği ve Beyoğlu Kaymakamlığı’nın engeli üzerine “İşkence Görenlerle Dayanışma Günü” olan 26 Haziran’da polis saldırısı düzenlendi. Plastik mermi kullanan polis, aralarında LGBTİ+ Onur Haftası gönüllüleri ve gazeteci Bülent Kılıç dahil olmak üzere 40’tan fazla kişiyi darp etmiş ve işkence ile gözaltına almıştır. Bir kişinin yüzü yaralanmış ve yaralı şekilde gözaltına alınmıştır. Evlerinden itiraz edenleri dahi tehdit eden, gözaltı yapılmasını isteyen polis Mis Sokak’ta bulunan mekanları da zorla kapattırmıştır.
Gerek ulusal gerekse uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınmış olan toplanma ve gösteri hakkı, demokratik bir toplumun en temel haklarından biri olmasına rağmen; itiraz eden, muhalif olan tüm kesimlere keyfi gerekçelerle yasaklanmıştır. Bu hakkı kullanan kişi ve topluluklara karşı kolluk, görev ve yetkisini aşarak işkence, kötü muamele yasağını aşan uygulamalarına devam etmektedir. Bütün bu işkence ve kötü muameleler; yapılan tüm başvuru ve itirazlara rağmen cezasızlıkla sonuçlandırılmakta, işkence ile kötü muamele bir kural haline gelmektedir.
İHD Dokümantasyon Birimi’nin verilerine göre, 2020 yılında toplumsal gösterilerde güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucu en az 2980 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmıştır. TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin verilerine göre 2020 yılında kolluk güçlerinin toplanma ve gösteri özgürlüğü kapsamında yapılan barışçıl eylem ve etkinliklere müdahalesi sonucu en az 2014 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmış, 65 kişi ise yaralanmıştır.
Onur Yürüyüşü ilk olarak 1993 yılında İstiklal Caddesi’nde yapılmak istenmiş ancak engellenerek çok sayıda insan gözaltına alınmıştır. 2003 yılında yine İstiklal Caddesi’nde yapılan Onur Yürüyüşü, her yıl daha kalabalık kitle ile yapılmaya devam edilmiş ve 2013 ile 2014 yılında on binlerce kişinin katıldığı bir etkinliğe dönüşmüştür. Ancak, kazanılmış olan bu hak 2015 yılında İstanbul Valiliği’nin hukuk dışı gerekçeleriyle ihlal edilmiştir. O tarihten bu yana, bu yasakta ısrar edilerek, yasal ve meşru olan bu hak ortadan zor yoluyla kaldırılmaya çalışılmaktadır. Ancak tüm yasaklamalara rağmen LGBTİ+lar sokağa çıkarak hak aramaya devam ediyorlar.
LBTİ+ları ve kadınları şiddet ve ayrımcılıktan korumak amacıyla için imzalanmış olan İstanbul Sözleşmesi’nin bir gecede kaldırıldığı açıklanmış ve insanlar şiddete açık hale getirilmiştir. Ancak LGBTİ+lar ve kadınlar için İstanbul Sözleşmesi’nin iptali yok hükmündedir. Şiddete, ayrımcılığa, yasaklara, yok saymaya, nefrete karşı hep birlikte ve bir arada durmaya devam edeceğimizi ilan ediyoruz.
İstanbul Onur Yürüyüşü ve LGBTİ+’ların barışçıl gösterilerine karşı ifade, toplanma, gösteri ve örgütlenme özgürlüğünün ihlalinin ve işkencenin karşısındayız. Barışçıl toplantı ve gösteri bir haktır, yasaklanamaz. İşkence ve kötü muamele yasağını ihlal eden tüm görevliler hakkında soruşturma açılmasını talep ediyor ve devleti imza attığı uluslararası sözleşmelere uymaya çağırıyoruz.
LGBTİ+ haklarının insan hakları olduğunu hatırlatıyor, LGBTİ+ Onur Haftası’nı kutluyoruz.
İHD Merkezi Kadın Komisyonu