Malatya’da Vahşet!

Bugün Malatya’da yaşanan vahşet ile, Türkiye’nin farklı dinlere, dillere, etnik kökenlere yer vermeyen ve onları ötekileştiren sisteminin, toplum yaşamına nasıl aktarıldığı ile yüzleştik.

Çoğulculun benimsenmediği, çoğunluğun egemen kılınmak istediği yerlerde çoğunluktan farklı olanın savunmasızlığı artar. Öte yandan, ırkçılığın ve dinci saldırganlığın, sistem tarafından, sistemin yürütücüsü kamu otoriteleri tarafından görmezden gelmesi, cinayet işleyenlerin eylemlerinin, kimi kamu otoriteleri tarafından, “milli heves” olarak nitelendirmesi farklı olanı yalnızlaştırmakta ve içinde bulunduğu savunmasızlık ortamını daha da pekiştirmektedir. Uzun zamandır tehdit edildiği belirtilen yayınevinin çalışanlarının hunharca katledilmesi bu savunmasızlığı açıkça ortaya koymuştur.

Hrant Dink cinayetinde de olduğu gibi, gerçek azmettiriciler gizlenmek istendiği, faillerin koruma zırhına alındığı ve açığa çıkan ilişkilerin hemen başında, sıradan oluşumlar olarak nitelenmeye çalışılması gibi pek çok olay Türkiye’de, katilleri cesaretlendiren bir iklim yaratmıştır. Bu iklimin sonuçları ile bugün yine acı bir biçimde yüzleştik.

Malatya’da yayınevini basanlar, vahşi eylemlerini gerçekleştirdiler. Yurttaşlarımızı öldürdüler. Yaşam hakkını vahşice ihlal ettiler. Düşünme, din ve vicdan özgürlüğü hakkını yok ettiler. İfade özgürlüğü hakkına bıçakla saldırdılar.

İHD olarak, hiçbir dini inancın, öğretinin, böyle bir eyleme cevaz verdiğini düşünmüyoruz. İslam dini de cevaz vermez.

Hükümeti ve devlet organlarını, her türlü ayrımcılığı önleyici tedbirleri almaya; Türkiye’nin çoğulcu etnik, dinsel ve dilsel dokusuna uygun politika ve uygulamaları hayata geçirmeye, soruşturma ve yargı organlarını, hukukun üstünlüğü ilkesi doğrultusunda hareket etmeye çağırıyoruz.

Katilleri protesto ediyoruz.

Yaşamını yitirenleri saygıyla anıyor ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ GENEL MERKEZİ

Bir cevap yazın