Mardinkapı Semtindeki Abluka Hukuka Aykırıdır, Derhal Kaldırılmalıdır

28 Temmuz 2004 günü saat 22.30 sıralarında Diyarbakır ili Mardinkapı semtinde bulunan polis noktasında gerçekleşen çatışma sonrasında Abbas Yoldaş isimli bir bekçi yaşamını yitirmiş ve Sacettin İyi isimli güvenlik görevlisi yaralanmıştı. İnsan hakları savunucuları olarak herkesin yaşam hakkının kutsal ve dokunulmaz olduğunu bir kez daha belirtiyor ve yaşananlardan büyük üzüntü duyduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Temel sorunlarımızın demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülme iradesi sağlanmadığı sürece, insan hakları ihlallerinin yaşanma riski de olacaktır. Bu vesileyle bir kez daha tarafları sağduyulu davranmaya ve şiddet araçlarından uzak durmaya çağırıyoruz. Olayı müteakip İl Valiliği tarafından yapılan tek açıklama, ölü veya diri ele geçirilen herhangi bir kimsenin olmadığı ve operasyonun devam ettiği şeklinde olmuştur.

Ancak gerçekleşen bu çatışmanın ardından yaşananlar bizleri bir kez daha OHAL’ li günlere, temel hak ve özgürlüklerin idarenin keyfiyetince ihlal edildiği ve askıya alındığı yakın geçmişimize götürdü. Olayın üzerinden üç gün geçmesine rağmen Mardinkapı semti, Dicle Üniversitesi ve 10 Gözlü Köprü arasındaki Hevsel Bahçeleri mevkiinin tamamı Emniyet Müdürlüğüne ve -jandarma güvenlik bölgesi olmamasına rağmen- 7. Kolordu Komutanlığına bağlı güvenlik görevlileri tarafından abluka altına alınmış olup, giriş çıkışlar yasaklanmış durumdadır. Bölgede yaşayan sivil vatandaşlarımız, günlük ihtiyaçlarını karşılayamamaktadırlar ve basın mensupları dahil bölgeye giriş çıkışların yasaklanmış olması bizlerde sivillere yönelik başta yaşam hakkı olmak üzere ciddi ihlallerin gerçekleşmiş olma kaygısını uyandırmaktadır. Nitekim İHD Diyarbakır Şubesine bugün itibariyle başvuruda bulunan ve adının açıklanmasını istemeyen iki mağdur başvurucu, Mardinkapı Kümeevlerde ikamet ettiklerini, olayın gerçekleşmesinden itibaren güvenlik görevlilerinin evlerinden çıkmalarına ve bahçelerde bulunan ürünlerini sulamaya izin vermediklerini, olgunlaşan ürünlerini satmak üzere pazara gidemediklerini, çok ciddi maddi kayıplarının olduğunu, bütün bahçelerin kuruduğunu, aynı mahallede bulunan iki çocuğun bahçelerini sulamak üzere gizlice gittiklerini ancak güvenlik görevlilerinin bunu fark etmeleri üzerine çok ciddi hayati tehlike atlattıklarını, kimsenin işyerine gidemediğini, günlük gıda ve temel ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını, semtte bulunan tüm çocukların aralıklarla devam eden silah sesleri yüzünden psikolojik travma yaşadıklarını ve sürekli ağladıklarını, operasyonların ağır silahlar kullanılarak devam etmesinden dolayı can güvenliklerinin olmadığını kendilerinin de acil hastalarının olması nedeniyle güçlükle izin alarak evlerinden çıkabildiklerini ifade ederek yardım talebinde bulunmuşlardır.

İHD Genel Merkezi ve Diyarbakır Şubesi olarak, olayın gerçekleşmesinden sonra sonuçları öğrenmek ve operasyonun gerekçesini görüşmek üzere İçişleri Bakanlığı, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanlığı’ na ve Diyarbakır İl Valiliği’ ne yaptığımız başvurular sonuçsuz kalmış ve hiçbir şekilde yanıt verilmemiştir. Bu vesileyle şu anda Diyarbakır’ da bulunan İçişleri Bakanı Sayın Abdulkadir Aksu’ ya basın aracılığıyla bir kez daha çağrıda bulunuyor, operasyonun sonuçları hakkında kamuoyuna derhal bilgi verilmesini ve başta yaşam hakkı ve seyahat özgürlüğü olmak üzere birçok hakkın ihlal riski altında bulunması ve hukuksuz olması nedeniyle ablukanın kaldırılarak yaşamın tekrar olağan hale döndürülmesini talep ediyoruz.

Abluka kaldırılana, sivil halkın meydana gelmiş olası zararları tazmin edilene ve kentte yaşam olağan hale dönene kadar konunun ulusal ve uluslar arası makamlar nezdinde takipçisi olacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz.

Av. Reyhan YALÇINDAĞ
İHD Genel Başkan Yrd.

Bir cevap yazın