Derneğimize yapılan başvurular, çeşitli kurumlar tarafından hazırlanan raporlar ve basına yansıyan haberlerin taranması suretiyle hazırlamış olduğumuz 2020 yılı Marmara Bölgesi Hak İhlalleri Raporu’muzdan da görüleceği üzere 2020 yılı; hak ihlallerinin 2016 OHAL sürecini de aşan oranda arttığı bir yıl oldu. Ülkeyi yönetenlerin Anayasa ve yasaları tanımayan hukuk dışı davranışlarını, uluslararası bağlayıcılığı olan sözleşmeleri tanımama aşamasına vardırma gayretine tanıklık ettik. İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışma bu noktada en dikkat çeken konu oldu. Aynı zamanda, uzun yıllar “keyfi” olarak tanımlanan hak ve özgürlüklere yönelik baskıların yasal güvenceye kavuşturulması rejimin sadece OHAL üzerinden tanımlanmasının yetersiz olduğunu, siyasal rejimin yeniden ve daha otoriter bir formda yapılandırıldığını da göstermiş oldu. Bu durum iktidarın “yeni anayasa” perspektifinde, otoriterleşen rejime daha fazla hizmet edebilecek, muhalefetin “anayasal haklarımız” savunmasını ortadan kaldırmaya dönük düzenlemeler amaçladığı kanaatini, endişesini de besledi aynı zamanda.
İktidar, 2010 yılında “darbe Anayasası” argümanını arkasına alarak ilan ettiği “bu anayasayı takmam” yaklaşımını, planlı bir şekilde geliştirerek önce hukuk dışılığı meşrulaştırmış, devamında da hukuku yeniden dizayn çalışmalarına hız vermiştir. Bu durum toplumun gündeminden ustaca kaçırılmış, bu ve muhalefetin yeterince öngörülü ve dikkatli olmaması nedeniyle, yapılan kimi yasal düzenlemelerin sonuçları üzerinden konu tartışılmak durumunda kalınmıştır. 2014 yılında yapılan MİT yasası değişikliğinin gazetecilere yönelik cezalar, kaçırılma, kayıp ve işkence olayları ile 6 yıl sonra, 2016 da yapılan YÖK yasası değişikliğinin dört yıl sonra Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanması ile kamuoyu gündemine gelmesi gibi.
Artan kadın cinayetleri, iş cinayetleri, nefret saldırıları, faili meçhul saldırılar, şüpheli asker ölümleri yanında gözaltında kayıplar ile gündeme gelen yaşam hakkı ihlallerinin yoğunluğu ve işkence şikayetlerindeki artışla dikkat çeken 2020 yılı, muhalif her tür söylem ve eylemin de yasak ve cezaya konu edildiği bir yıl olmuştur. Savaş karşıtlığının, barış savunuculuğunun ötesinde pandemi sürecine dair sağlık ya da ekonomik kriz konulu iktidarın açıklamalarıyla çelişen açıklamalar dahi soruşturma ve ceza baskısına maruz kalmıştır. Konu, raporumuzun İfade ve Basın Özgürlüğüne Yönelik Hak ihlalleri başlığı altında hem gazeteciler hem de genel boyutu ile ayrıntılı olarak incelenmiştir.
İfade özgürlüğü yanında, toplanma ve gösteri ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik ihlallerin yoğunluğu dikkat çekmektedir.
2020 yılında adalet talepleri gündemdeki yerini korumuş ve yoğunlaşan adil yargılanma talepleri ile boyutunu genişletmiş oldu.
İnsan haklarına dair devlet yaklaşımının göstergesi kabul edilen hapishanelerde, raporumuzda tespit edilebilen 5.369 ihlal, yaşanan hak ihlallerinin vardığı devasa boyutu göstermektedir. Ayrıca, Sağlık ve yaşam hakkı bağlamında tartışılan Pandemi sürecinde ‘7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da yapılan son değişiklikle infazda ayrımcılık uygulamalarının güçlendirilmesi, muhaliflere uygulanan düşman hukukunda ısrarı ve pervasızlığı gözler önüne sermiştir. 2020 yılında Avukat Ebru Timtik , Mustafa Koçak, Helin Bölek, İbrahim Gökçek’in yaşamını yitirdiği ölüm orucu ve açlık grevleri adil yargılanma hakkı, Tecrit ve hak gasplarına karşı halen gündemdeki yerini korumaktadır. Tecride kaşı başlatılan açlık grevi halen devam etmektedir.
Mültecilere yönelik hak ihlallerinin tespiti ve görünür kılınmasının zorlukları bilinmektedir. Mülteciler nefret saldırısı, ayrımcılık ve geri gönderilme tehdidi altında olduklarından hak ihlallerini çoğunlukla sineye çekmekte, bu nedenle sorunlar artarak devam etmektedir. Buna rağmen raporumuza yansıyan vahim tablo dikkat çekicidir.
Bir diğer yandan , 2020’ye pandemi ve pandemi gerekçesi ile hak ve özgürlüklerin baskı altına alınması damgasını vurdu denilebilir. İş güvenliğinin sağlanmaması nedeniyle sağlıktan, eğitime, ptt kargo çalışanlarına kadar her alanda sorunların ciddi boyutlara vardığı, ancak, ekonomik krizin özellikle yoksul kesimin nefesini kestiği bu süreç, ekonomik ve sosyal haklar konusunda derneğimize en çok başvurunun yapıldığı süreç olmuş ve incelenen 5 alt başlıkta toplam 2280 İhlal tespit edilmiştir.
Raporun tamamı için: 2020 MARMARA BÖLGESİ HAK İHLALLERİ RAPORU- 9.4.2021