MUŞ E TİPİ KAPALI CEZAEVİNDE 28-29 EKİM 2013 GÜNLERİNDE MEYDANA GELEN OLAYLARLA İLGİLİ ARAŞTIRMA / İNCELEME RAPORU

AMAÇ

Muş E Tipi Kapalı Cezaevinde, 28/29 Ekim 2013 tarihlerinde meydana gelen olaylarla ilgili yaşanılanların ortaya çıkarılması ve kamuoyu ile paylaşılması amacıyla İHD Muş Şubesi tarafından oluşturulan komisyonlar tarafından bu rapor hazırlanmıştır.

GİRİŞ

İHD Tüzüğünde tanımlanan görevlerinden biri olan cezaevi ve mahpusların koşulları ile ilgili çalışmalar yapmaktadır. Bu bağlamda çeşitli tarihlerde cezaevleri ne gidilmiş mahpuslarla görüşmeler yapılmıştır. Gerek bu çalışmalar kapsamında toplanan bilgiler, yapılan başvurular cezaevinden gönderilen mektuplar /başvurular, mahpuslar tarafından b asın üzerinden kamuoyuna yansıyan haberler /bilgiler gerekse TUHAD DER(tutuklu ve hükümlü aileleri derneği) üzerinden derneğimize ulaşılan bilgiler doğrultusunda son dönemlerde cezaevlerinde mahpuslar üzerinde birtakım uygulamalarla baskılar baskılar oluşturulduğu görülmekteydi 01-08-2013 tarihinde İHD avukatlarının gerçekleştirdiği cezaevi ziyaretinde Gurbet Çakar ve M.Fuat Erol adlı tutuklularla görüşülmüş ve özetle yeni cezaevi Mehmet Yıldız’ın göreve başlamasıyla birlikte hükümlü tutukluların yazdıkları günlük, defter ve yazılarına el konuldu kullanılan ortak alanların azaltılmak istendiği, kadın koğuşunun ikiye ayrılmak istendiği kendilerine karşı alaycı ve küçültücü hitapların kullanıldığı, ajanlaştırmanın dayatıldığı iddiaları aktarılmış kadın koğuşunda gece yapılan yoklamalarda erkek gardiyanların görevlendirildiği ifade edilmiştir.

 Bu uygulamaları protesto etmek amacıyla yedi gün süren açlık grevi yapmıştı. Arada geçen sürede yetkililerle görüşülerek gerekli tedbirlerin alınması istenmiştir ancak aradan geçen iki aylık sürede uygulamaların devam ettiği görülmektedir. Mahpusların radyolarına el konulması bunun bir örneği olarak görülmektedir. Bu uygulamaların dayatılmasının bir sonucu olarak ortaya çıktığını düşündüğümüz son olayda da benzer iddialar dile getirilmektedir. Bu ve benzeri uygulamaların artığını öğrenmemiz üzerine 25 Ekim 2013 tarihinde İHD VE TUHAD DER cumhuriyet başsavcısı Hasan Kaya ile görüşerek endişelerimizi dile getirmiş bu noktada gerekli tedbirlerin alınması talep edilmiştir.

28 Ekim pazartesi günü saat 18:00 civarında siyasi kadın mahpuslardan yedi kişinin duman zehirlenmesi sonucu Muş Devlet Hastanesine getirildiği haberinin alınması üzerine hastaneye gidilerek olayın doğru olduğu görülmüş bunun üzerine İHD Muş Şubesi tarafından oluşturulan heyet çalışmalarına başlamıştır

OLAY

28 Ekim 2013 takriben saat 16:00-18:00 civarında yedi siyasi kadın tutuklu/hükümlü duman/karbondioksit zehirlenmesi sonucu Muş Devlet Hastanesine getirilmişlerdir. 28/29 Ekim2013 tarihlerinde tedavileri yapılmıştır. Oluşturulan İHD heyeti hastanede getirilen mahpuslarla, başsavcıyla daha sonra cezaevinde bulunan tutuklu /hükümlü temsilcileri ve cezaevi yönetimi ile görüşmeler yapmıştır. Hastane önünde mahpus yakınları ve vatandaşlar toplanmış daha sonra cezaevi önüne giderek yaklaşık 12.30’a kadar kendilerine bilgi verilmesini beklemişlerdir.

Yapılan görüşmeler ve alınan bilgiler doğrultusunda olay 28 Ekim2013 tarihinde kadın mahpusların bulunduğu koğuşta cezaevi idaresinin burada bulunan kitapları almak istemesi ve mahpusların kitapları vermek istememesi üzerine zor kullanılarak alınmak istemesi üzerine başlamıştır. Koğuşa girilerek kitaplara el konulmuş, mahpusların kabul etmemesi üzerine erkek gardiyanların saldırısına uğramış, darp edilmişlerdir bunu protesto etmek amacıyla battaniyeler ateşe verilmiş ve yedi kişi yaralanarak hastaneye kaldırılmıştır.

HEYET’İN OLUŞUMU

Derneğimizce alınan haber üzerine İHD Muş Şube Başkanı Saim Atılgan, İHD üyesi/yönetim kurulu üyesi avukat Kadir Karaçelik, İHD üyesi avukatlar Mensur Işık ve Feridun Taş’dan oluşan komisyon çalışmalarına başlamıştır.

Hastanede İHD Şube Başkanı Saim Atılgan avukat Mensur Işık ve cumhuriyet başsavcısı Hasan Kaya hastaneye getirilen tutuklu/hükümlü Ayşe Ulaş, Mukaddes Çelik, Zeliha Belge, Seyran Demir, Naime Tuci, Necime Armi ve Gurbet Çakar ile görüşülmüştür. Daha sonra hastaneye getirilen Yüksel Yaşar ve Leyla Sonkur ile bu esnada görüşülmemiştir

Daha sonra heyet üyesi avukat Kadir Karaçelik, avukat Mensur Işık ve Feridun Taş siyasi mahpusların temsilcileri Mehmet Zengeralp ve Hediye Camiye ve cezaevi birinci müdürü/idaresi ile görüşülmüştür.

GÖRÜŞMELER

Hastanede yapılan görüşmeler:

Mukaddes Çelik(kafasında sağ kaşının üst tarafında hafif şiş olan daha sonra doktorla yaptığımız görüşmede travma geçirdiği ve kafasında ödem oluştuğunu en az sekiz saatlik bir tedavi gerektirdiğini öğrendiğimiz ve yoğun bakıma alınan tutuklu): ‘kitaplarımızı almak istediler, kabul etmedik bize saldırdılar ve merdivenlerden sürüklediler, erkek gardiyanlardan biri beni taciz etti. Onu teşhis edebilirim.’

Gurbet Çakar: ‘kadın gardiyanlar bize müdahale etmediler erkek gardiyanlar müdahale etti ve bize saldırarak darp ettiler.

Özetle diğer mahpuslar da darp edildiklerini merdivenlerden sürüklenerek koridorlara alındıklarını ve şiddete maruz kaldıklarını ifade etiler.

Cezaevinde yapılan görüşmelerde.

Heyetin bazı erkek ve kadınların mahpuslarla görüşme talebi başta cezaevi yönetimince uygun görülmemiş heyetin bu tutumu hukuki ve yasal olmadığı siyasi erkek mahpusların ve kamuoyunun cezaevinde yaşanılan konusunda endişe içerisinde olduklarını ve bu görüşmeyi gerçekleştirmek zorunda olduklarını ısrarla vurgulaması sonucu bir kadın ve bir erkek temsilci ile görüşme gerçekleştirilmiştir bu esnada cezaevi yerleşimi dışında büyük bir kitlenin toplandığı cezaevinin içerisinden de zaman zaman yoğun seslerin geldiği gözlemlendi

Mehmet Zengeralp, özetle: ‘…Muş E tipi cezaevinde yaklaşık beş altı aydır yeni cezaevi savcısının gelmesiyle birlikte bir tutum değişikliği yaşanmakta, cezaevi yönetiminin son zamanlarda bütün aramalarını daha da sıkılaştırdı, baskıcı bir tutum geliştirdi. Cezaevi kantininden aldığımız radyolara el konuldu koğuşlarda bulunan yöresel kıyafetlere el konulacağı söylendi yine  koğuşlarda ilgili komisyonların  incelemesinden geçilerek bizlere verilen kitaplara el konulacağı söylenmişti bizlerin duygu ve düşüncelerini içeren kaleme aldığımız  öykü, şiir, günlük, deneme vb. yazılara örgütsel doküman muamelesi yapılarak el konulmaktadır. Bu tür gayri hukuki uygulamalar psikolojik bir askı aracı olarak kullanılmakta ve keyfi muameleler gerçekleşmektedir. Bugün gelip saat 17:00 sularında gelip kadın koğuşunda bulunan arkadaşlara fiziki müdahalede bulunmuşlardır yangın çıkmıştır erkek tarafındaki arkadaşlara haber verilmemesi endişe yaratmıştır. Eğer bu kitap konusunda kadın arkadaşlarla görüşmemize izin verilseydi bu sorunlar yaşanmazdı bu baskıcı ve keyfi tutum sona erdirilmelidir tarafsız etkisiz bir soruşturma yapılmalı cezaevi savcısı Mehmet Yıldız görevinden alınmalıdır. Son olarak devam eden çözüm sürecinin akamete uğramaması için sağduyu ile hareket edeceğiz kamuoyunda çağrıyı yapıyorum…’

Cezaevi birinci müdürü özetle ‘…bugüne kadar muş kapalı cezaevinde herhangi bi problem olmamıştır siyasi tutuklu/hükümlülerin insani bir yaklaşım içerisinde olduk Bingöl cezaevindeki firar olayından sonra aramalarımızı ve kontrollerimizi daha sık yaptık 28/10/2013 tarihinde siyasi hükümlü/tutukluların kadın koğuşlarını aramak istedik ve koğuşta bulunan fazla kitapları almak istedik ancak kadın mahkumların direnmeleri karşısında zor kullanarak söz konusu kitapları aldık bu müdahale üzerine koğuşta bulunan battaniyeleri ateşe verdiler çıkan yangını söndürerek dumandan etkilenenleri hastaneye naklettik…’ ifadelerini kullanmıştır.

Hediye Camiye özetle :’…Perşembe günü koğuşu aramaya geldiler kitapları almak konusunda bir şeyler konuştuk. Müdür bey  ‘ben onları(kitapları ) istediğim zaman ne olursa olsun alacağım’ dedi. Daha sonra savcı ve beş altı kişi geldi kitapları vermek istemedik ama zorla aldılar hepimiz şiddet gördük havalandırmada darp gördük müdür beyin karşısında söylüyorum fiziki olarak bunu yaptılar Bize saldıranlar arasında bazen iş yaptırdıkları adli tutuklularda vardı.’

BASIN YOLUYLA YAPILAN AÇIKLAMALAR

Cumhuriyet Başsavcı Hasan Kaya:

Kadınların olduğu koğuşta münferit bir olay yaşandı yer değiştirmeden dolayı yatak ve yorganları yakmışlardır. Yedi mahkum kadın ve bir cezaevi personeli dumandan etkilendi. Tedavi altına alınanların sağlık durumu iyi, taburcu edilme aşamasına geldi. Fakat ben biraz daha müşahede altında tutulmasını istedim. Cezaevinin tamamını kapsayan bir olay değil mahkumlar hakkında kamu malına zarar vermekten dava açılacak. Olay kontrol altında.’(DHA, ZAMAN GAZETESİ 29/10/2013)

‘Terör tutuklu ve hükümlülerin bulunduğu koğuşlarda bugün bir arama yapıldı. Bu sebeple tepki gösterildi. Bir de kadınların koğuşu biraz kalabalıktı 12 kişi bir koğuşta kalıyordu onları iki ayrı koğuşa yerleştirdik. Arkadaşlarından ayrılmalarına da bir tepki göstermişler bu tepkinin sonucu akşamüzeri koğuşlarını yakmışlar. Bu yakma olayından ötürü beş tutuklu ve hükümlü kadın dumandan etkilenmiş, yan koğuştaki iki kişi de destek amaçlı kendilerine zarar vermişler yaralılar acilen hastaneye kaldırılmış müşahede altına alındılar, endişe edilecek bir durum yok, olayda ölen kimse yok sadece dumandan ötürü etkilenmişler. Cezaevini tamamını kapsayan herhangi bir durum söz konusu değil.Koğuşlarda yapılan aramalarda örgütsel içerikli kitaplar bulundu.Kütüphanemizdeki kitaplardan değil de daha çok örgütsel içerikli kitaplar var.Bizde bunların içinde bir sıkıntı olup olmadığına bakmak için aldık.’(OLAY.COM.TR 28/10/2013)

TESPİTLER ve SONUÇ

$11)      Hastanede cezaevinde yapılan görüşmelerde mahpus yakınlarıyla yapılan görüşmelerde cezaevinde yapılan müdahaleden sonra bazı mahpuslarda darp izleri, morluklar tespit edilmiştir. Özelikle Mukkades Çelik kafasında oluşan ödem nedeniyle yoğun bakımda tutulmuş 29/10/2013 saat 10:00da cezaevine gönderilmesine rağmen öğlene doğru rahatsızlığının artması sonucu yeniden hastaneye getirilmiş ve tedavi edilmiştir.

$12)      Yapılan müdahale esnasında bazı mahpusların adli mahkumlarında yer aldığı iddiaları ciddi iddialardır.

$13)      Son aylarda özellikle Bingöl Cezaevi firarından sonra cezaevinde baskılar artmış mahpuslar ortak alan kullanımlarının sınırlandırılması, fazla elbiselerinin alınmak istenmesi, yerel giysilerin giyilmesine izin verilmemesi… Yazıp çizdikleri vb. materyallere, radyolarına, kitaplara el konulmuştur.

$14)      Kadın koğuşuna erkek infaz koruma memurları müdahale etmiş ve ciddi taciz iddiaları ortaya çıkmıştır.

$15)      Aynı veya benzer uygulamaların devam edilmesi durumunda daha ciddi olayların gerçekleşebileceği açıktır.

ÖNERİLER

A.SPESİFİK ÖNERİLER:

1. Derhal olayda kasıt ve kusuru olanlar hakkında, tarafsız ve etkili, adli ve idari soruşturma başlatılmalı ve yürütülmelidir.

2) Cezaevi savcısı görevinden alınmalıdır.

3) Darp ve taciz iddiaları

B. GENEL ÖNERİLER:

1) Ceza İnfaz Yasasında insan haklarına dayalı düzenlemeler yapılmalı.

2) İşkenceye karşı sözleşmenin seçmeli protokolü uyarınca kurulması öngörülen insan mekanizmalar tarafsız ve bağımsız bir mekanizma olarak kurulmalıdır.

  1. Cezaevleri STK’lar, insan hakları örgütleri ve kurumların oluşturacağı bağımsız komisyonlara açılmalıdır.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ MUŞ ŞUBESİ

Bir cevap yazın