Bazı mekânlar sadece fiziksel değil, aynı zamanda yaşanan travmaları temsil eden, dolayısıyla toplumsal hafızada saklı kalması için özenle korunması gereken sembolik mekanlardır. Siirt’te yer alan Newala Qesaba (Kasaplar Deresi) da bu mekanlardan biridir. Alan, ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığı, hakikatin üstünün örtüldüğü, geçmişle yüzleşmenin engellendiği, ölülere ve yakınlarına yönelik saygısızlığın ve şiddetin simgesi olan bir yer haline getirilmiştir.
Newala Qesaba’da, 1915’ten itibaren Ermeniler ve Keldaniler, 1980 ve 90’lı yıllarda da başta Kürtler olmak üzere ağır insan hakları ihlallerine uğrayan, zorla kaybedilen, işkence ve faili meçhul cinayetler sonucu yaşamını yitiren yüzlerce insanın cenazesinin bulunduğu tahmin edilmektedir. 1989 yılında Newala Qesaba’da bir toplu mezar ortaya çıkarılmıştır. 22 Nisan 1989 günü alanda iş makinalarıyla yapılan kazıda birkaç saat içinde sekiz kişinin cenazesine ulaşılmıştır. Zorla kaybedildiği belirtilen insanların cenazeleri için bağımsız uzmanların da yer aldığı bilimsel bir çalışma yapılması bekleniyordu. Fakat aynı gün Siirt Valiliği’nin talimatıyla kazılar durdurulmuş, o tarihten bugüne hiçbir adım atılmadığı gibi çıkarılan sekiz cenazenin kimlikleri, ölüm nedenleri de aydınlatılmamıştır. Zorla kaybetme fiilleriyle ilgili hakikatin ortaya çıkarılmaması, toplumsal hafızada derin yarıklar oluşturmakta, travmanın sürmesine süreğenleşmesine yol açmaktadır.
Öncesinde çöplük olarak kullanılan Newala Qesaba, sorumluların adalet önünde hesap vermesi için alanın korunması yerine yapılaşmaya açılarak taammüden suç işlenmiş ve işlenmeye devam edilmektedir. Newala Qesaba’da saklanan gerçeği görünmez kılmak amacıyla yapılan her kapatma insanlığa karşı işlenmiş suçlarla yüzleşme olanağını ortadan kaldırmak, ölü yakınlarının yas tutma hakkını ellerinden almak, yaşananların mağdurları ve tanıklarını adaletsizliğe mahkûm etmek, onları hesaplaşılamayan bir geçmişe gömerek geleceksiz bırakmaktır. Adalet, toplumsal ortaklığın ilkesidir. Bu nedenle Newala Qesaba’nın yapılaşmasıyla ortaya çıkabilecek adaletsizlik, toplumsal ortaklığın kendisine bir saldırıdır.
Sadece ölülerin yakınlarının değil, bu topraklarda yaşayan hak bilincine sahip tüm yurttaşların, Newala Qesaba’da bulunan cenazelerin kimliklerinin tespit edilerek, usulüne uygun bir şekilde yakınları tarafından gömülmesi talepleri vardır. Ayrıca burada yaşanmış suçların tanınması, faillerin açığa çıkarılarak yargılanması ve “bir daha asla” yaşanmaması için gerekli tüm tedbirlerin alınması gerekmektedir.
Zaman Türkiye’de Devlet sorumluluğunu karartmanın sistematik özel bir aracı olmakta, işkence, kötü muamele ve yaşam hakkı ihlalleri bir şekilde soruşturulmamakta ve zaman aşımına uğratılarak insanlığa karşı suçların üstü örtülmektedir. Bunun için, BM Genel Kurulu tarafından 20 Aralık 2006 tarihinde kabul edilen ’Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme’si ve AİHM Jordan kararı gibi uluslararası sözleşmelerde yer aldığı şekilde Newala Qesaba’nın derhal korunma altına alınması gerekmektedir. Ayrıca bağımsız uzmanların ve soruşturmacıların yer aldığı objektif ve şeffaf bir soruşturma sürecinin başlatılması ve cenazelerin Minnesota Protokolüne uygun olarak ilgili uzmanlarca çıkartılarak kimliklendirilmesi ve ölüm nedenleri saptanarak sorumluların hesap vermesinin yolu açılmalıdır. Diğer yandan insanlığa karşı işlenen suçlarda, sahici ve samimi bir özrün bir adımı olduğundan Newala Qesaba da toplumsal hafıza mekanına dönüştürülmelidir. Bu mekanlarda çiğnenen ve gömülen insanlık onurunu onarmanın tek yolu, onların onuruna saygı gösterecek bir hakikat arayışının önünü açmak ve adaleti sağlamaktır. Bu hem toplumsal ortaklığın onarılması talebi hem de tüm yurttaşların dile getirme sorumluluğu taşıması gereken bir taleptir.
Newala Qesaba’yı yapılaşmaya açmak orada gömülü olan ölülere ve ailelerine yönelik büyük bir şiddet, suç ve saygısızlıktır. Bunun için bu ülkede insanlık onuruna sahip çıkan tüm yurttaşları Newala Qesaba’da yaşanan bu ihlale karşı çıkmaya ve sorumluluk almaya davet ediyoruz.
Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi (ÖSAİ)
İnsan Hakları Derneği (İHD)
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV)
Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV)
Hafıza ve Adalet Merkezi
Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER)
Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER)
Diyarbakır Tabip Odası
Özgürlükçü Demokrat Avukatlar (ÖDAV)
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD)
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD)
Doğu-Güneydoğu Dernekleri (DGD)
78’liler Girişimi
Siirt Barosu
Diyarbakır Barosu
Batman Barosu
Şırnak Barosu
Van Barosu
Muş Barosu
Mardin Barosu
Hakkâri Barosu
Adıyaman Barosu
Bingöl Barosu
Dersim Barosu
Kars Barosu
Urfa Barosu