Osman Kavala’nın Yeniden Tutuklanması Üzerine

İş insanı ve insan hakları savunucusu Osman Kavala yaklaşık iki buçuk yıl önce (gözaltı: 18 Ekim 2017, tutuklama 1 Kasım 2017), keyfi olarak özgürlüğünden yoksun bırakılmıştı.

Kavala’nın tutuklanmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı (5. Madde) ve 18. Madde ihlalini oluşturduğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından 10 Aralık 2019 tarihinde karar altına alınmıştı. AİHS 5/1 Maddesi (tutuklamanın makul şüpheye dayanması) ve 18. Maddesi (sözleşmedeki haklara getirilen sınırlamaların amaçları dışında kullanılamayacağı) kurallarını içerir. AİHM, Kavala’nın tutuklanmasının makul şüpheye dayanmadığını tespit ile tutuklamanın çalışmalarından duyulan rahatsızlıktan kaynakladığına kanaat getirerek “derhal tahliye edilmeli” kararını vermiştir. Derhal tahliye kararı yerine getirilmemiş ve ancak yargılandığı “Gezi Davası”nın 18 Şubat 2020 tarihli karar duruşmasında beraatine ve tahliyesine karar verilmiştir. Ancak Kavala, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hakkında gözaltı kararı vererek ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimi suçu iddiasıyla cezaevinden tahliye etmeyerek tekrar gözaltına almış ve 19 Şubatı 20 Şubata bağlayan gece yarısı İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından darbe teşebbüsü suçu nedeniyle tekrar tutuklanmıştır.

İHD, Osman Kavala’nın karşı karşıya kaldığı muamelenin, insan onuruna aykırı olduğu düşüncesindedir. İkinci olarak AİHS’in kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını düzenleyen 5. Maddesinin ve özel olarak da 5/1. Maddesine aykırı olduğu düşüncesindedir. Ayrıca vurgulamak isteriz ki, Sözleşmenin 18. Maddesinde düzenlenen “haklara getirilen sınırlamaların amaçları dışında kullanılamayacağına dair hükmüne aykırı olduğu düşüncesindeyiz. Daha açık bir ifade ile Osman Kavala’nın keyfi olarak tutuklandığı kanaatini taşımaktayız.

Türkiye’de bu tarz keyfi tutuklama uygulamalarının giderek belirgin hale gelmesi göstermektedir ki, siyası iktidar yargı yolu ile baskı politikasını sürdürmekte ve yargıyı araç olarak kullanmaktadır. Yargı reformu strateji belgesi ile amaçlanan hedeflere ulaşmanın mümkün olmadığı Osman Kavala şahsında bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Sonuç olarak; İş insanı ve insan hakları savunucusu Osman Kavala’ya uygulanan, insan onuruna aykırı keyfi gözaltı, tutuklama ve yargılama muamelelerinin ortadan kaldırılmasını ve Kavala’ya özgürlüğünün iadesine karar verilmesini istiyoruz.

 

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ