1-) GİRİŞ
İnsan Hakları Derneği Ağrı Şubesine mahpuslar yaşanan hak ihlalleri nedeniyle başvuru yapmışlardır. Bu başvurular doğrultusunda Patnos LTipi Kapalı Hapishanesinde 11.10.2023 tarihinde 9 mahpusla görüşme yapılmış ve ayrıca başvurularda eklenerek tespit raporu hazırlanmıştır.
2-) RAPORUN AMACI
Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesinde yaşatılan hak ihlallerini tespit ederek, ilgili kurum ve yetkililer bilgilendirilerek hak ihlallerinin sonlandırılmasını sağlamak yaşatılan tüm hak ihlallerinin önlenmesi için etkili soruşturma yürütülmesini talep etmek ve hak ihlalleri konusunda kamuoyunu bilgilendirmek amaçlanmıştır.
3-) MAHPUSLAR İLE YAPILAN GÖRÜŞMELER
Görüşülen mahpus F.G
Mahpus F.G ile avukat görüşme odasında görüşülmüş, hapishanede yaşanan ihlallere ilişkin geniş olarak bilgi alınmıştır. Beyanlarına göre, yaklaşık 37 yıldır hapishanede olduğunu, koşullu salıverilmesine 80 gün kaldığını, 2006 yılından bu yana Erzurum Atatürk Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 5 ameliyat geçirdiğini, 2011-2013 yılları arasında İstanbul Adli Tıp Kurumunda 3 ay kaldığını, Adli Tıp Kurumunca hazırlanan rapor doğrultusunda hapishanede ”kalamaz” dendiğini ancak Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hapishanede ”kalabilir” dendiğini, kafasında kist olduğunu, 1994 yılında hapishanede gardiyanlar tarafından uğradığı işkence nedeniyle kafasına demir çubukla vurulduğunu bundan kaynaklı kafasında damar ezilmesi olduğunu bu sebeple günde 2 aspirin kullanması gerektiğini ancak kullandırılmadığını, boyun ve bel fıtığının olduğunu, 2011 yılında karaciğer ameliyatı olması gerektiği söylenmişken ameliyat edilmediğini, üç ayda bir film çekilmesi gerekirken filmlerinin çekilmediğini, Atatürk Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından kendisine verem olabileceğinin söylendiği ancak bu konuda herhangi bir tedaviye götürülmediğini ve tedavi edilmediğini, hali hazırda yaşadığı nefes darlığı rahatsızlığı dolayısıyla her akşam 3 adet nefes darlığı ilacı kullandığını, 2011 yılında anju olduğunu, ağrıları ve kolunda uyuşukluk olmasına rağmen tedaviye devam ettirilmediğini, 2018 yılında Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesine getirildiğini, bu şikayetleriyle ilgili herhangi bir şekilde doktora götürülmediğini, görüşmenin yapıldığı gün dahi revir talepli dilekçe vermesine rağmen dikkate alınmadığını, hapishanede insanların ölüme sürüklendiğini, 1994-1995 yıllarında yapmış olduğu 286 günlük açlık grevi dolayısıyla midesinde yara olduğunu, midesinin üst kapağının laçkalaştığını bu nedenle yemekten 1 saat sonraya kadar herhangi bir şekilde eğilemediğini, 25.08.2023 tarihinde gözlem kuruluna çıktığını sorunlarını anlattığını ancak sorunların herhangi bir çözüme kavuşturulmadığını, 2019 yılında göz ameliyatı olması gerekirken henüz ameliyatının gerçekleştirilmediğini, insan onurunu kıracak her şeyin burada yapıldığını ve yaşatıldığını, gardiyanların 75-80 yaşındaki mahpuslara dahi oldukça onur kırıcı ve kötü davrandıklarını, koğuş değişikliği talebi ile hapishane müdürü ile görüşme yaptığını ancak müdürün kendisine ”çık dışarı, daha konuşmayı öğrenememişsin” demek suretiyle kovarak aşağıladığını ve dikkate almadığını, hapishane içerisinde ki mevcut kantinde ürün çeşitliliğinin az olduğunu, mevcut ürünlerin ise kalitesiz ve fahiş fiyatlı olduğunu, tek sosyal aktivitelerinde kullandıkları futbol topunun dahi 600 TL’ye satıldığını, topun futbol için tahsis edilmiş olan alanın dışına çıkması durumunda mevcut topun kendilerine geri verilmediğini bu koşullarda sürekli olarak top almaları gerektiğini ancak maddi durumlarının yetersiz kaldığını ve yeni bir top alamadıklarını, öğlen 13.30-14.00 saatleri arasında yemek verildiğini ancak bu yemeklerin soğuk olduğunu, duş için yalnızca 5 dakika su aktığını mevcut suyun ise vücutta sivilcelere ve alerjiye sebebiyet verdiğini, 2019 yılında hapishanede bulunan atölyeye 3.500 TL tutarında malzeme aldığını ancak herhangi bir şekilde atölyeye götürülmediklerini, yapılan aramalarda kendilerine ait giysilerin fazla olduğundan bahisle gardiyanlarca götürüldüğünü, odasında bulunan 3 arkadaşının dişlerinin dahi olmadığını tedavi giderlerine ilişkin masrafların mahpuslarca karşılanması halinde dahi tedaviye götürülmediklerini, geçen sene yaşadığı sağlık problemleri dolayısıyla Patnos Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu ancak sonuç alamadığını, bir bütün olarak yaşanan hak ihlalleri ile alakalı başvurularına herhangi bir dönüş yapılmadığını ifade etmiştir.
Görüşülen mahpus L.K.
Mahpus L.K ile avukat görüşme odasında görüşülmüş, hapishanede yaşanan ihlallere ilişkin geniş olarak bilgi alınmıştır. Beyanlarına göre 26 yıldır hapishanede olduğunu, koşullu salıverilmesine 4 yıl 5 ay kaldığını, 6 yıldır Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesinde olduğunu, kalp rahatsızlıkları nedeniyle anju olduğunu, hiper tansiyon, koa ve kolestrol hastası olduğunu, geçmişte sağ eline mermi isabet etmiş olması nedeniyle sağ elini kullanmakta zorluk çektiğini, boynunda, sol kolunda kasığında ve göbeğinde fıtık olduğunu, ayağında menüsküs ve çapraz bağ yırtığı olduğunu, kronik hastalıkları olmasına rağmen en son 2022 yılında hastaneye gittiğini, uzman doktorca ”beloc” adlı kalp ilacını günde 2 defa kullanması gerektiği söylenmesine rağmen günde 1 defa olacak şekilde ilaç yazıldığını bu nedenle ayın yarısında ilaçsız kaldığını yeniden ilaç talebinde bulunduğunda ise sistemden kaynaklı olarak ilacı yazdıramadığını, diş tedavisine başlayabilmesi için mevcut kronik rahatsızları ile alakalı branşlardan onay alması gerektiğini ancak talepleri kabul görmediğinden diş tedavisine de başlayamadığını, fizik tedavi için doktor olmadığını, 04.04.2022 tarihinde mahpuslara fiziki şiddet uygulandığını, bir mahpusun kolunun kırıldığını, şiddete maruz kalan mahpuslara disiplin cezası verildiğini, fiziki şiddetin yanı sıra psikolojik şiddetin de uygulandığını, açık görüşün 1 saatten yarım saate indirildiğini, yok yere 11 gün hücre cezası aldığını, 31.08.2023 tarihinde kadın mahpuslar M.K L.K N.B’ye uygulanan işkencenin ardından sebepsiz bir şekilde başlatılan 2 ayrı disiplin soruşturması neticesinde tüm siyasi tutsaklara biri 1 ay diğeri 2 ay olmak üzere toplamda 3 ay görüş yasağı verildiğini, sürgün edilmek isteyen personelin bilinçli bir şekilde kendileriyle problem çıkarmaya çalıştıklarını, memleketi olan Diyarbakır’a nakil taleplerinin dikkate alınmadığını ve nakil talebi başvurularının genel bir uygulama halini alarak reddedildiğini, 2000 yılında mahpus olduğu Diyarbakır Hapishanesinde vücudunun yandığını bu sebeple naylon ve lastikli kıyafetler giyemediğini, hapishanede pamuklu kıyafet satılmadığını, ailesinin de getirmesine izin verilmediğini, görüşme günü itibariyle yeni bir kural getirildiğini ve ayda 1 defa revire çıkılacağını, mahpusların sosyo ekonomik durumlarının farklılık gösterdiğini, farklılıklar gözetilerek koğuşların dizayn edilmesi gerektiğini bu konuda ki taleplerinin dikkate alınmadığını, duş için yalnızca 5 dakika su aktığını mevcut suyun ise vücutta sivilcelere ve alerjiye sebebiyet verdiğini, kantin fiyatlarının fahiş olduğunu, mevcut ürünlerin ise kalitesiz olduğunu, tek sosyal aktivitelerinde kullandıkları futbol topunun dahi 600 TL’ye satıldığını, topun futbol için tahsis edilmiş olan alanın dışına çıkması durumunda mevcut topun kendilerine geri verilmediğini bu koşullarda sürekli olarak top almaları gerektiğini ancak maddi durumlarının yetersiz kaldığını ve yeni bir top alamadıklarını, yazılı başvuruların yok edildiğini bir bütün olarak yaşanan hak ihlalleri ile alakalı başvurularına herhangi bir dönüş yapılmadığını ifade etmiştir.
Görüşülen mahpus K.S .
Mahpus K.S ile avukat görüşme odasında görüşülmüş, hapishanede yaşanan ihlallere ilişkin geniş olarak bilgi alınmıştır. Beyanlarına göre mevcut hapishanede 2 yıldır bulunduğunu, kolu ve kulağında şarapnel parçaları olduğunu ancak herhangi bir tedavi görmediğini, havanın basık olmasından kaynaklı bronşit geçirdiğini, yaşadığı sağlık problemleri nedeniyle doktorlar tarafından ameliyat olması gerektiğinin söylendiğini ancak muayene sırasında kolluk görevlilerince doktora hitaben “ilaç versen yeterli” dendiğini ve bundan kaynaklı tedavi uygulanmadığını, dişiyle alakalı rahatsızlıkları dolayısıyla hastaneye gittiğini ilaç veya diğer alternatif tedavi yöntemleri ile giderilebilecekken özensiz bir tedavi yöntemiyle dişlerinin çekildiğini ve bu nedenle yemek yemekte zorlandığını, aslen İran’lı olduğunu, annesi ve kız kardeşi dışındaki diğer yakınlarıyla görüştürülmediğini bu konuda konsolosluk kararının idarece dikkate alınmadığını, kendilerine fiziki ve psikolojik şiddet uygulandığını, nakil talebinin dikkate alınmadığını, kargoların düzensiz olduğunu, kargoların gereksiz yere bekletildiğini, telefon görüşmelerini İran ile yaptığı için çok maliyetli olduğunu bu nedenle ailesiyle haberleşip konuşamadığını, hapishanenin soğuk olduğunu, kaldığı odada tadilat yapılması gerektiğini,bu konuda idareye yazılı başvuru yaptıklarını ancak bir sonuç alamadıklarını, kantin fiyatlarının fahiş olduğunu, hapishane koşullarının hijyenik olmadığını, defter ve dolaplarının sürekli arandığını yapılan aramalar sırasında ailesine ait fotoğrafların rahatsızlık verici bir boyutta incelendiğini, siyasi mahpuslara özel olarak görüntülü konuşma hakkının yasaklandığını, 31.08.2023 tarihinde kadın mahpuslar M.K L.K N.B’ye uygulanan işkencenin ardından sebepsiz bir şekilde başlatılan 2 ayrı disiplin soruşturması neticesinde tüm siyasi tutsaklara biri 1 ay diğeri 2 ay olmak üzere toplamda 3 ay görüş yasağı verildiğini, mahpusların sosyo ekonomik durumlarının farklılık gösterdiğini, farklılıklar gözetilerek koğuşların dizayn edilmesi gerektiğini bu konuda ki taleplerinin dikkate alınmadığını, duş için yalnızca 5 dakika su aktığını mevcut suyun ise vücutta sivilcelere ve alerjiye sebebiyet verdiğini, kantin fiyatlarının fahiş olduğunu, mevcut ürünlerin ise kalitesiz olduğunu, tek sosyal aktivitelerinde kullandıkları futbol topunun dahi 600 TL’ye satıldığını, topun futbol için tahsis edilmiş olan alanın dışına çıkması durumunda mevcut topun kendilerine geri verilmediğini bu koşullarda sürekli olarak top almaları gerektiğini ancak maddi durumlarının yetersiz kaldığını ve yeni bir top alamadıklarını, yazılı başvuruların yok edildiğini, haapishane savcısı ile görüşme talep etmesine rağmen talebinin kabul edilmediğini bir bütün olarak yaşanan hak ihlalleri ile alakalı başvurularına herhangi bir dönüş yapılmadığını ifade etmiştir.
Görüşülen mahpus M.B.
Mahpus M.B ile avukat görüşme odasında görüşülmüş, hapishanede yaşanan ihlallere ilişkin geniş olarak bilgi alınmıştır. Beyanlarına göre 69 yaşında olduğunu, 2017 yılından beri Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesinde olduğunu, 2021 yılında Patnos Devlet Hastanesinde mesane kanseri ameliyatı geçirdiğini ancak 3 ay öncesine kadar mevcut kontrollerine götürülmediğini, gittiği kontrolde ise yalnıza kan tahlili yapıldığını ve ultrason çekildiğini ancak bunların sonuçlarını dahi öğrenemediğini, mide, boyun ve belinde fıtık olduğunu, böbreğinde kist olduğunu ancak tedavi olamadığını, daha önce 2 defa olmak üzere Adli Tıp Kurumuna gittiğini, Adli Tıp Kurumunca hazırlanan raporda tedavi olabileceği bir ile naklinin yapılması gerektiği tespit edilmiş ve vurgulanmış olmasına rağmen nakil talebinin dikkate alınmadığını, Ağrı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kontrole gittiğini ancak hastane içerisinde mahkum koğuşu olmaması nedeniyle tedavi olamadığını, bu nedenle sancı ve ağrılarının devam ettiğini, hapishane doktorundan ağrıları nedeniyle yakı talep ettiği ancak bu talebinin dahi reddedildiğini, 31.08.2023 tarihinde kadın mahpuslar M.K L.K N.B’ye uygulanan işkencenin ardından sebepsiz bir şekilde başlatılan 2 ayrı disiplin soruşturması neticesinde tüm siyasi mahpuslara biri 1 ay diğeri 2 ay olmak üzere toplamda 3 ay görüş yasağı verildiğini, mahpusların sosyo ekonomik durumlarının farklılık gösterdiğini, farklılıklar gözetilerek koğuşların dizayn edilmesi gerektiğini bu konuda ki taleplerinin dikkate alınmadığını, duş için yalnızca 5 dakika su aktığını mevcut suyun ise vücutta sivilcelere ve alerjiye sebebiyet verdiğini, kantin fiyatlarının fahiş olduğunu, mevcut ürünlerin ise kalitesiz olduğunu, tek sosyal aktivitelerinde kullandıkları futbol topunun dahi 600 TL’ye satıldığını, topun futbol için tahsis edilmiş olan alanın dışına çıkması durumunda mevcut topun kendilerine geri verilmediğini bu koşullarda sürekli olarak top almaları gerektiğini ancak maddi durumlarının yetersiz kaldığını ve yeni bir top alamadıklarını, televizyon kanallarının sınırlı olduğunu ve yayın karıncalı olduğundan görüntü kalitesi olmadığını, yazılı başvuruların yok edildiğini bir bütün olarak yaşanan hak ihlalleri ile alakalı başvurularına herhangi bir dönüş yapılmadığını ve sorunlarını iletme noktasında dahi muhatap bulunamadığını ifade etmiştir.
Görüşülen mahpus İ.C.
Mahpus İ.C ile avukat görüşme odasında görüşülmüş, hapishanede yaşanan ihlallere ilişkin geniş olarak bilgi alınmıştır. Beyanlarına göre 2017 yılından beri Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesinde olduğunu, kalp, şeker ve hipertansiyon hastası olduğunu, 2018 yılından bu yana diş tedavisi talebinin kabul görmediğini, damağının 3/4’ü kaybettiğini, bu sebeple 2022 yılının Aralık ayından itibaren yemek yemekte zorlandığı ve çiğnemekte güçlük çektiğini, ağzında yalnızca 2-3 dişi olduğunu bu dişlerinde sürekli olarak iltihaplanma yaptığını, 2018 yılında mevcut rahatsızlıkları nedeniyle tedaviye götürüldüğünde muayene esnasında kelepçelerin açılmadığını, tedavi sırasında doktor tarafından ayrımcalığa maruz kaldığını, 10.07.2023 tarihinde götürüleceğinden bahisle koğuştan çıkarıldığını, koğuştan mahkum kabule kadar darp edildiğini, darp dolayısıyla bayıldığını ve ardından hücreye atıldığını, kendisi hakkında herhangi bir gerekçe sunulmaksızın sürekli olarak 6 aya varan hücre cezası verildiğini, hücrede kaldığı zamanlarda kendisine zorla ”gönüllü bir şekilde hücrede kalıyorum” şeklinde bir belge imzalatıldığını, hücre cezası ile ilgili infaz hakimliğine 35 sayfa dilekçe verdiğini, dilekçesinin hakimliğe ulaşmadığını, hakimlikçe dilekçesinin itiraz edilmediği gerekçesiyle reddedildiğini, bahse konu itirazları süresi içerisinde ve ileride kendisine dayanak oluşturması için kameranın görebileceği şekilde hapishane idaresine vermesine rağmen itirazlarının işlemsiz bırakıldığını, hapishanede olan A.A. adlı mahpusun sistematik bir şekilde tecavüze uğradığını, yine aynı hapishanede bulunan bir mahpusun intihar süsü verilerek asıldığını, 30.11.2022 tarihinde hapishane müdürünün Kuran’ı Kerim’i parçaladığını, kronik rahatsızlıklarına rağmen COVID-19 aşısı yapılmadığını, verem taraması yapılmadığını, sayımların yaşlı, hasta denmeden ayakta esas duruş pozisyonunda alındığını, A.E adlı müdürün telefonların bulunduğu alana kağıt yapıştırdığını ve kağıtta ”konuşma başladığında isim ve soy isimlerini söyleyerek kendinizi tanıtın” yazdığını, mahpusların sosyo ekonomik durumlarının farklılık gösterdiğini, farklılıklar gözetilerek koğuşların dizayn edilmesi gerektiğini bu konuda ki taleplerinin dikkate alınmadığını, duş için yalnızca 5 dakika su aktığını mevcut suyun ise vücutta sivilcelere ve alerjiye sebebiyet verdiğini, kantin fiyatlarının fahiş olduğunu, mevcut ürünlerin ise kalitesiz olduğunu, yazılı başvuruların yok edildiğini bir bütün olarak yaşanan hak ihlalleri ile alakalı başvurularına herhangi bir dönüş yapılmadığını ve sorunlarını iletme noktasında dahi muhatap bulunamadığını ifade etmiştir.
Görüşülen mahpus Ç.Ö.
Mahpus Ç.Ö ile avukat görüşme odasında görüşülmüş, hapishanede yaşanan ihlallere ilişkin geniş olarak bilgi alınmıştır. Beyanlarına göre 2017 yılından beri Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesinde olduğunu, söz konusu hapishanede sağlık hakkı ihlallerinin yaşandığını ve sistematik olarak devam ettiğini, rahatsızlık yaşayan mahpusların sevk taleplerinin gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini, hali hazırda dişinin şiş olduğunu, sevk talebinin görüşme tarihi itibariyle 2 hafta geçmesine rağmen neticelenmediğini, her koğuşun revire ayda 1 defa 2 kişi olacak sınırlandırıldığını, tüm yaz boyunca ciddi su sıkıntıları yaşadıklarını, bu problemlerin kısmi olarak devam ettiğini, verilen suyun kirli olduğunu, suyun içerisinde kırmızımsı katı bir materyalin olduğunu, koğuşların idarenin keyfi kararlarıyla değiştirildiğini, yatak yataşlarının hiç bir şekilde değiştirilmediğini, tüm mahpuslarda sırt ve bel ağrılarının olduğunu, tek sosyal aktivitelerinin haftada 1 saat futbol oynamak olduğunu, yemeklerin ekseriyetle iyi olmadığını, kısmen besin değerinin yüksek olduğu yemekler yapılması halinde ise yemeklerin az verildiğini ve doyurucu olmadığını, yemeklerin içerisinde birtakım yabancı cisimlerin çıktığını, kantinde merkezi sistem uygulandığını, bu sebeple çeşitliliğin az olduğunu, mevcut ürünlerin ise kalitesiz ve fahiş fiyatlarda olduğunu, dışarıdan nevresim ve iç çamaşırının kabul edilmediğini, kantinde satılan iç çamaşırı ve nevresimlerin ise tek tip olması nedeniyle koğuşta karışıklıklara sebebiyet verdiğini, bu durumun hijyenik bir ortamın önüne geçtiğini, sürgün olmak isteyen personellerin hiç bir sebep yokken kendileriyle problem ve sorun çıkarmaya çalıştıklarını, 31.08.2023 tarihinde kadın mahpuslar M.K L.K N.B’ye uygulanan işkencenin ardından sebepsiz bir şekilde başlatılan 2 ayrı disiplin soruşturması neticesinde tüm siyasi tutsaklara biri 1 ay diğeri 2 ay olmak üzere toplamda 3 ay görüş yasağı verildiğini,mahpusların sosyo ekonomik durumlarının farklılık gösterdiğini, farklılıklar gözetilerek koğuşların dizayn edilmesi gerektiğini bu konuda ki taleplerinin dikkate alınmadığını, duş için yalnızca 5 dakika su aktığını mevcut suyun ise vücutta sivilcelere ve alerjiye sebebiyet verdiğini, koğuş içerisinde telefon olduğunu, bu telefonun sık sık arızalandığını, telefon arızalandığında ise koridorlarda bulunan telefonlar kullandırılmak yerine telefon görüşme haklarının keyfi bir şekilde iptal edildiğini, bu sebeplerle yakınlarıyla iletişim kuramadıklarını, enstrüman çalmak üzere saz talep ettiklerini ancak taleplerinin yerine getirilmediğini, yazılı başvuruların yok edildiğini bir bütün olarak yaşanan hak ihlalleri ile alakalı başvurularına herhangi bir dönüş yapılmadığını ve sorunlarını iletme noktasında dahi muhatap bulunamadığını ifade etmiştir.
Görüşülen mahpus A.D.
Mahpus A.D ile avukat görüşme odasında görüşülmüş, hapishanede yaşanan ihlallere ilişkin geniş olarak bilgi alınmıştır. Beyanlarına göre 2017 yılından beri Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesinde olduğunu, 10 ay propaganda suçundan 10 ay adli suçlardan ise 29 yıl kesinleşmiş cezasının olduğunu, hapishane idaresince tarafsız koğuşa geçmesi için baskı yapıldığını, adli mahpuslara 1 saat telefon görüşme hakkının tanınmışken kendilerine telefon ile 10 dakika görüşme hakkının verildiğini, mahpuslar arasında eşitsizliklerinin mevcut olduğunu, dini bayramlarda dahi siyasi mahpusların eşitsiz bir muameleye tabi tutulduklarını, kurs taleplerinin gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini, daha önce farklı hapishanelerde yattığını ancak Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesinde ki işkence ve hak ihlallerinin hiç bir yerde olmadığını, söz konusu hapishanede sağlık hakkı ihlallerinin yaşandığını ve sistematik olarak devam ettiğini, rahatsızlık yaşayan mahpusların sevk taleplerinin gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini, hali hazırda dişinin şiş olduğunu, sevk talebinin görüşme tarihi itibariyle 2 hafta geçmesine rağmen neticelenmediğini, her koğuşun revire ayda 1 defa 2 kişi olacak sınırlandırıldığını, tüm yaz boyunca ciddi su sıkıntıları yaşadıklarını, bu problemlerin kısmi olarak devam ettiğini, verilen suyun kirli olduğunu, suyun içerisinde kırmızımsı katı bir materyalin olduğunu, koğuşların idarenin keyfi kararlarıyla değiştirildiğini, yatak yataşlarının hiç bir şekilde değiştirilmediğini, tüm mahpuslarda sırt ve bel ağrılarının olduğunu, idarenin ve hapishane savcısının şifai veya yazılı herhangi bir başvuruyu dikkate almadığını, mahpus ailelerinin mahpuslara gönderdikleri paranın faizinin önceki hapishanelerde ayni yardım olarak mahpuslara veriliyorken Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesinde bunun yapılmadığını, yazılı başvuruların yok edildiğini bir bütün olarak yaşanan hak ihlalleri ile alakalı başvurularına herhangi bir dönüş yapılmadığını ve sorunlarını iletme noktasında dahi muhatap bulunamadığını ifade etmiştir.
Görüşülen mahpus E.B.
Mahpus E.B ile avukat görüşme odasında görüşülmüş, hapishanede yaşanan ihlallere ilişkin geniş olarak bilgi alınmıştır. Beyanlarına göre 8 yıldır Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesinde olduğunu, voleybol oynarken sol omzunu sakatladığını, görüşme tarihi itibariyle sol kolunu hareket ettirmekte zorlandığını, bu konu hakkında sevk talebinin 6 aydır mevcut olduğunu, 6 ayın sonunda ise reddedildiğini, hapishane yaşanan gecikmeli sevk durumunun direkt olarak sevk iptallerine evrildiğini, fizik tedavi olması gerekirken fizik tedavi doktoru ile görüştürülmediğini, idare ve gözlem kuruluna yapılan başvurular hakkında kurulca karar verilmediğinden infaz hakimliğine itiraz yoluna gidemediklerini böylece hukuksuzlukların hapishane içerisinde kaldığını, ailesinin yaşadığı Diyarbakır iline nakil talebinin dikkate alınmadığını, babasının kanser hastası olduğunu, 7 yıldır kendisini görmeye gelemediğini, geçen ay görüşe geldiğinde ise babasının böbreklerinin iflas etmesi nedeniyle kullanmakta olduğu hemodiyaliz cihazı gerekçe gösterilerek hapishane içerisine alınmadığını, babasından cihazları çıkarması halinde görüşe girebileceğinin söylendiğini, bu durumun babası açısından hayati risk teşkil edeceğini bu sebeple babasıyla görüşemediğini, , tüm yaz boyunca ciddi su sıkıntıları yaşadıklarını, bu problemlerin kısmi olarak devam ettiğini, verilen suyun kirli olduğunu, suyun içerisinde kırmızımsı katı bir materyalin olduğunu, koğuşların idarenin keyfi kararlarıyla değiştirildiğini, yatak yataşlarının hiç bir şekilde değiştirilmediğini, tüm mahpuslarda sırt ve bel ağrılarının olduğunu, tek sosyal aktivitelerinin haftada 1 saat futbol oynamak olduğunu, yemeklerin ekseriyetle iyi olmadığını, kısmen besin değerinin yüksek olduğu yemekler yapılması halinde ise yemeklerin az verildiğini ve doyurucu olmadığını, yemeklerin içerisinde birtakım yabancı cisimlerin çıktığını, kantinde merkezi sistem uygulandığını, bu sebeple çeşitliliğin az olduğunu, mevcut ürünlerin ise kalitesiz ve fahiş fiyatlarda olduğunu, dışarıdan nevresim ve iç çamaşırının kabul edilmediğini, kantinde satılan iç çamaşırı ve nevresimlerin ise tek tip olması nedeniyle koğuşta karışıklıklara sebebiyet verdiğini, bu durumun hijyenik bir ortamın önüne geçtiğini, sürgün olmak isteyen personellerin hiç bir sebep yokken kendileriyle problem ve sorun çıkarmaya çalıştıklarını,koğuş içerisinde telefon olduğunu, bu telefonun sık sık arızalandığını, telefon arızalandığında ise koridorlarda bulunan telefonları kullandırılmak yerine telefon görüşme haklarının keyfi bir şekilde iptal edildiğini, bu sebeplerle yakınlarıyla iletişim kuramadıklarını, yazılı başvuruların yok edildiğini bir bütün olarak yaşanan hak ihlalleri ile alakalı başvurularına herhangi bir dönüş yapılmadığını ve sorunlarını iletme noktasında dahi muhatap bulunamadığını ifade etmiştir.
4-) SONUÇ VE ÖNERİLERİMİZ
1-) Ulusal ve uluslararası insan hakları hukukunda; mahpusların hakları ile ilgili oldukça gelişmiş standartlar olmasına karşın mahpuslar ilgili hakları ve düzenlemeleri doğrudan kullanamamakta, tutuldukları yerlerde bulunan yetkililer aracılığı kullanabilmektedir. Yetkililer, hapishane müdürleri, kaynağını uluslararası insan hakları sözleşmeleri ve anayasa’dan alan yasal düzenlemelere aykırı işlemler ve uygulamalar yapmaktadır. Bu durum mahpuslarda, ailelerinde, avukatlarında ve insan hakları örgütlerinde hapishane sistemine ilişkin ciddi güvensizlikler oluşturmaktadır. Bir bütün olarak bu saptamalar, hapis cezalarının infazında özgürlüğünden yoksun bırakılmanın kendi başına yeterli bir ceza olduğu gerçeğinin göz ardı edildiği ve gerek hapishanenin fiziksel koşulları ve gerekse uygulanan rejimin, çekilmekte olan cezanın şiddetini daha da arttırdığını göstermektedir. Mahpusluğun bu “ağırlaştırılmış” koşullarını etkin biçimde denetleyecek bir mekanizma bulunmamaktadır. Mahpusun avukat görüşü, arkadaş görüşü ve aile görüşlerinden mahrum bırakılması, yine dışarıyla iletişim bağı olan telefon, faks ve mektup hakkının engellenmesi gibi uygulamalar insanlık onuruna aykırı uygulamalardır. Mahpusun işkence ve onur kırıcı ceza işlemlerine maruz bırakılması demektir. BM Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 10. maddesinde açık bir şekilde “Özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişiler insani muamele ve insanın doğuştan kazandığı insan onuruna saygılı davranış görme hakkına sahiptir” denilmektedir. Yine BM Mahpusların Islahı İçin Temel Prensiplerin 1. maddesinde; “Bütün mahpuslara doğuştan sahip oldukları insanlık onurunun ve değerin gerektirdiği saygıyla muamele yapılır” denilmektedir. Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesinde insanlık onuruna yakışır muamele yapılmamakta ve mahpuslar şiddet, hakaret ve kötü muameleye ve hak ihlallerine maruz kalmakta, hasta olanların tedavileri aksatılmakta, iletişim ve bilgi edinme hakları engellenmektedir.
2-) İşkence-darp vakalarına son verilmeli, sorumlu olan kişiler hakkında soruşturma açılmalı ve cezai yaptırımlar uygulanmalıdır. Mahpuslara yapılan işkence, onur kırıcı ve kötü muameleler Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile yasaklanmıştır. Madde3: İşkence Yasağı” Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tâbi tutulamaz.”
3-) Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün 4. Maddesine göre, “Kurumlarda hükümlülerin düzenli bir yaşam sürdürmeleri sağlanır. Hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddi ve manevi koşullar altında çektirilir.” 5. Maddesine göre ise “Kurumlarda, hükümlülerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerini korumak üzere her türlü koruyucu tedbirin alınması zorunludur. Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz.”
4-) AİHS’in 14. maddesinde düzenlenen “Ayrımcılık Yasağı” ilkesine göre “Bu Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.”
5-) Ailelerinden uzakta olan mahpusların, maddi koşullar ve hastalıklar nedeniyle gelemeyen ailelerine yakın cezaevlerine nakil talepleri kabul edilmelidir.
6-) Türkiye Cumhuriyeti; Anayasa’nın 2. Maddesinde bir “Sosyal Devlet” olarak tanımlanmış olup hapishane içerisindeki sosyal ve ekonomik eşitsizliğin giderilmesi noktasında da devletin pozitif yükümlülüğü bulunmaktadır. Mahpusların maddi durumları esas alınarak bir ayrıştırmaya tabi tutulması sosyal devlet ilkesi ile birlikte aynı zamanda ayrımcılık yasağının da ihlaline sebebiyet vermektedir.
7-) Hastaların revire çıkarılmaları, hastaneye sevkleri hızlandırılmalıdır. Teşhis, tedavi ve kontrollerinin uzman hekimler tarafından yapılması sağlanmalıdır. Kelepçeli muayene ve tedavi yöntemi uygulamasından vazgeçilmelidir. Her hasta mahpusun tıbbi etik gereği, her hastaya uygulanması gerektiği gibi, mahremiyetine saygı gösterilen bir ortamda, insan onuruna yakışır bir şekilde sağlık hizmeti alma hakkı vardır. Dünya Tabipler Birliği ve Türk Tabipler Birliği de yayınladıkları birçok metinde, hekimlerin mahpusları muayenesi esnasında kişinin içinde bulunduğu her türlü kısıtlılığın ortadan kaldırılmasını ve kişiyi kelepçeli, yatağa bağlı ve benzeri bir durumda muayene ve tedavi etmemelerini salık vermektedir. Türk Tabipler Birliği, Aralık 1994’te konuyla ilgili yayınladığı bildirgede kelepçelerin açtırılmasını “hekimin görevi” olarak nitelendirmektedir.
😎 Avrupa İşkencenin ve İnsanlık-Dışı veya Onur Kırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi (CPT) Genel Raporu’nda da kelepçeli olarak tedavinin uygun olmadığı vurgulanmaktadır: “Sivil hastanenin kullanılması halinde, güvenlik düzenlemeleri konusu ortaya çıkacaktır. CPT bu bağlamda, tedavi almak üzere hastaneye gönderilen tutukluların gözetim nedenleriyle hastane yataklarına ya da diğer eşyalara fiziksel olarak bağlanmamaları gerektiğini vurgulamak ister. Sonuç olarak; mahpusların beyanlarında ve başvurularda belirtilen tüm hak ihlallerin sonlandırılmasını, insanlık onuru ile bağdaşmayan tecrit, işkence, darp ve kötü muamele yasağını ihlal edenler hakkında soruşturma açılmasını, açlık grevi yapan mahpusların hak ihlallerine dair taleplerinin kabul edilmesi ve diyaloğun sağlanmasını, idare ve gözlem kurulu kararları ile soyut gerekçeler oluşturularak mahpusları denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme hakkının ihlalinin engellenmesini, açlık grevi yapan mahpuslara yeterli iaşenin sağlanması ve doktor kontrollerinin gerçekleştirilmesini, insan onuruna uygun bir yaşam tesis edilmesini talep ediyoruz.
9-) Yeterli ve sağlıklı beslenmek temel insan hakkıdır. Sağlık sorunları olan mahpuslar, doktorlarca reçete edilmiş yiyecekleri alma hakkına sahiptirler. Cezaevi idareleri tarafından hasta tutuklu veya hükümlülere diyete uygun yemek sağlanmalıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi(AİHM), EbedinAbi/Türkiye (B.No: 10839/09,13/3/2018) bireysel başvurusunda hasta tutuklu veya hükümlüye diyete uygun yemek sağlanmaması ile ilgili olarak insanlık onuruyla bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğine hükmetmiştir. Hastaların havasız, kışın soğuk, yazın sıcak ringler ile hastaneye sevk edilmesi, hastane önlerinde ringler içerisinde saatlerce bekletilmesi uygulamalarına son verilmelidir. Ağır hastaların ring araçları ile değil ambulansla hastanelere sevki sağlanmalıdır. Tek kişilik ring aracı tamamen kaldırılmalıdır.
10-) Hastaların revire çıkarılmaları, hastaneye sevkleri hızlandırılmalıdır. Teşhis, tedavi ve kontrollerinin uzman hekimler tarafından yapılması sağlanmalıdır.
11-) Hapishanelere bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir. Hapishanelerin denetiminde başta meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
12-) Mahpuslar tarafından hapishane idaresine yapılan yazılı ve sözlü başvuruların olumlu ve olumsuz bir şekilde neticelendirilmesi gerekmektedir. Yapılan başvuruların sürüncemede bırakılması gerek Anayasa’ya gerekse de 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun’a aykırılık teşkil etmektedir. Ayrıca mahpusların başvurularında ileri sürmüş oldukları iddiaların vehameti göz önüne alındığında hukuk devleti idaresinin bahse konu iddialar karşısında kayıtsız kalması beklenemez.
13-) Hakkında yasaklama, toplatma kararı olmayan gazetelerin hapishanelere alınmasının önündeki engeller kaldırılmalı ve temini sağlanarak gazeteler mahpuslara verilmelidir. “Recep Bekik ve Diğerleri’nin” AYM’ye başvuruları (2016/12936): AYM, 27.03.2019 tarihinde ücreti ödenmiş, hakkında toplatma kararı olmayan süreli yayınların verilmemesinin Anayasa’nın 26. Maddesinde güvence altına alınan “ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini” karar vererek şikâyetçilere 500 TL tazminat ödenmesine hükmetmiştir.
14-) Mahpusların bir arada ve kalabalık koğuşlarda yaşadıkları göz önünde bulundurulduğunda hapishanelerde mahpuslara ihtiyaçları olan hijyen malzemeleri verilmelidir. Heyetlerimiz ve kurumumuz; hapishane rejimi, fiziki koşullar ve uygulanan muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanması gerektiğini tespit etmiştir. İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolü’ne uygun şekilde, “bağımsız” ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması gerekmektedir. Tüm cezaevlerinde yaşananlara, hak ihlallerine, sağlığa erişim engellerine karşı Adalet Bakanlığı’nı, ilgili tüm kurum ve kuruluşları göreve davet ediyoruz.
İnsan Hakları Derneği Ağrı Şubesi Hapishane Komisyonu