“Manisalı Gençler” Davası Olması Gerektiği Gibi Sonuçlandı

1980 yılından bu yana toplumsal bir travma derinleşerek sürüyor. İşkence sistematik olarak sürüyor, işkence yapanlar nadiren yargı önüne çıkarılıyor, çıkarılanların çoğu beraat ediyor ya da hafif cezalarla kurtuluyor, hükümetler işkencenin önleneceğine ilişkin güvenilir bir mesaj vermiyor. Sistem, işkencenin önlenmesi konusunda yapılan yasal değişiklikleri içselleştirmiyor. İşkence, sokakta, gözaltı yerlerinde, cezaevlerinde ve en önemlisi zihinlerde halen sürüp gidiyor. İnsanları sessizleştirme, sindirme, toplumsal alana katılımı kısıtlama politikaları ile beslenen işkence dün olduğu gibi bugün de devam ediyor.

"Manisalı Gençler" Davası Olması Gerektiği Gibi Sonuçlandı
Ya Diğerleri?

Manisalı Gençler davası olarak bilinen ve ulusal ve uluslararası kamuoyuna maledilmiş işkence davası başladıktan yedi yıl sonra sonuçlandı. Bu davanın sonuçlandığı biçimde bir müktesebat haline gelmesi, uluslararası alanda ulusal onurun korunması kaygısından çok, toplumsal yaranın sarılması, iç barışın geliştirilmesi, kişi özgürlüğü ve güvenliğine, yaşama hakkına saygının egemen kılınması ile olanaklı kılınacaktır. Özgür birey olmamızın önünde engel olan bu derin toplumsal travmanın iyileştirilmesi, işkencenin bütün biçimlerinin ortadan kaldırılmasına ilişkin gerçekçi bir programın ortaya konulması ile yakından ilgilidir. Bu program yalnızca teknik düzenlemeler programı değildir, aynı zamanda demokratik bir dönüşüm programıdır. Suni tehdit alanları üretmekten vazgeçmiş, yurttaşlarını düşman olarak görmeyen, yurttaşlarının temel hak ve özgürlüklerini ayrım yapmaksızın herkes için garanti altına alan bir yönetim programıdır.

Manisalı gençler davası, pek çok açıdan biz insan hakları savunucularına bir deneyim kazandırdı. Bu deneyim, insan hakları savunucularının işkencenin önlenmesindeki rolünün ne denli önemli olduğunu, işkencenin önlenmesi mücadelesinin beş eksenli (yasama, yargı, yürütme, medya ve kamuoyu) bir alanda işkence ortadan kaldırılana kadar, ivmesini ve direncini düşürmeden sürdürülmesi gerektiğini ortaya koydu.

Manisalı Gençler davasının ardından şimdi bize düşen, yürütmenin yargının verdiği kararı yerine getirmesinin izlenmesidir. Adresleri bilinen sorumluların cezalarının infazının sağlanmasıdır. Nerede ve ne statüde oldukları bilinen işkence sorumlularının bir an önce yakalanması ve adaletin yerine gelmesi için bu sürecin takipçisi olacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.

İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi

Bir cevap yazın