Türkiye Avrupa Birliği sürecinde, "otoriter özü muhafaza ederek 'değişim' stratejisi" izliyor. Avrupa Birliği organlarına, ifade özgürlüğü hakkını koruma altına almak için, değişiklikler yaptığını açıklıyor; ancak Cumhuriyet Savcıları eliyle eskisinden daha çok sayıda insan için davalar açılıyor. Bir idari organ olan RTÜK peşpeşe ekran karartma, radyoları susturma cezaları veriyor.
Yeni tasarı, Sayın Cumhurbaşkanının ve basın yayın kuruluşlarının temsilcilerinin görüşleri doğrultusunda değişikliklerle gündeme getirilmesi gerekirken, eski haliyle yasalaştırılmak isteniyor. "Avrupa Birliği sürecinde, bir yasa daha çıkarıldı" diyebileceklerdir. Oysa temel eleştiri noktası, niceliğin değil, niteliğin önemli olduğu noktasındadır. Şimdi değiştirilen yasaların çok kısa bir süre sonra yine değiştirilmesine ihtiyaç duyulacaktır. Hükümet, Kopenhag Politik Kriterlerinin özüne uygun değişiklik yapma iradesini göstermedikçe mesafe alınması olanaklı değildir.
Üst kurul bir idari organdır. İnternet dahil, tüm kitle iletişim organları, yasa ile tam denetim ve kontrol altına alınacaktır. Kendi yasasında kadrolarının gizli olduğu belirtilen bir kuruluşa, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'ne aday gösterme olanağı da tanınıyor. Yeni çıkacak yasa yayın ilkelerini değil, yasakları saymaktadır. Yasaklar ise bilinen pratikle, majestelerinin radyolarını, internet sitelerini ve televizyonlarını yaratmayı hedeflemektedir.
1991 yılı seçimlerinde Sayın Demirel, "camdan karakollar" vaat etmişti. Post modernist dil oyunuydu bu. Duvarlar camdan olabilirdi. İçerisini göremediğiniz camlardan
Şimdi "değişim"den söz ediliyor. Yasalar ve maddelerin bazılarında değişiklikler yapılıyor. Değişim, otoriter özü muhafaza ederek değişimden ibarettir. Değişmeyen, kapalı, "idari rejim" özelliğidir. Yeni "idari rejim yasası" hayırlı olsun! Yeni karartmalara, yeni yargılamalara, yeni ve ağır hapis ve para cezalarına hazır olun!
Hüsnü Öndül
İHD Genel Başkanı