En az 20 kişinin öldürülmesi ve 100'e yakın kişinin yaralanması ile sonuçlanan operasyona, " Yaşama Dönüş Operasyonu" adı verildi. Adalet Bakanı, bu sonucu başarı olarak nitelendirdi. Vahşetin adı, yaşama dönüş olabilir mi?
Bir gün önce, F Tipi Cezaevlerinin hukuksal alt yapı tamamlanmadan ve mutabakat sağlanmadan hizmete açılmayacağını söyleyen Bakan, operasyonun hemen ardından anılan cezaevlerini hizmete açtı.
İHD kesilen görüşmelerin yeniden başlatılması için 15 Aralık Cuma günü girişimde bulundu.16 Aralık Cumartesi günü 12 demokratik kitle örgütünü toplantıya davet etti. Demokratik kitle örgütleri olarak17 Aralık Pazar günü Adalet Bakanı ile görüşüldü. Bakandan, iki temel talepte bulunuldu. Birincisi, 9 Aralık açıklamasına sahip çıktığını açıklamasıydı. İkincisi de görüşmelerin hemen Pazar günü başlatılmasıydı. İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, görüşmelerin yeniden başlatılması konusunda, Cumartesi, Pazar ve Pazartesi günleri FP milletvekili Mehmet Bekaroğlu ile en az 20 kez telefon görüşmesi yaptı. Sayın Bekaroğlu'nun da televizyonlara yaptığı açıklamalardan da anlaşıldığı gibi, Adalet Bakanı görüşmeleri başlatmadı. Yalnızca bizim girişimlerimiz değil, pek çok sanatçı aydın girişimi de görüşmelerin başlaması için ısrarlı oldu. Ancak, görünüm ile devletin gizli planlarının farklı olduğu ve devletin gerçekte gizli plana göre hareket ettiği anlaşılmaktadır.
Radyo ve televizyonlarda, operasyonlar devam ederken, çoğu kez olduğu gibi, devlet kaynaklı bilgi kamu oyuna aktarıldı. CNN_Türk kanalında vücudu yanmış bir tutuklunun," Bizi diri diri yaktılar" "6 bayanı yaktılar" feryadı üzerinde durulmayacak mı?Bize ulaşan bilgilere göre, Bursa'da Murat Özdemir ve Ali İhsan Özkan'ın otopsisine aileler ve avukatları alınmamıştır. Otopsiden sonra ailelerine gösterilen cesetlerin büyük oranda yandıkları görülmüştür. Kamuoyunu dezenformasyona karşı uyanık olmaya çağırıyoruz.
Başka cezaevlerinden de, "biz kendimizi yakmadık, bizi yaktılar" bilgileri bize ulaşmaktadır. Kimse bu konuyu araştırmayacak mı? Soru sormayacak mı?
Kamuoyunu yönlendirmeye dönük her yayının ardından geçmiş dönemlerde olduğu gibi gerçekler ortaya çıktı. Diyarbakır (1996) ve Ulucanlar (1999) katliamları hatırlansın.
Şu anda Ümraniye ve Çanakkkale cezaevlerine yönelik operasyonların derhal durdurulmasını istiyoruz. Yeni katliamlar önlenmelidir.
Hüsnü Öndül
İHD Genel Başkanı