Irak'ta işgal güçlerinin Iraklılara işkence yaptığı belgelendi.
İşkence, barış dönemi-savaş dönemi ayrımı yapılmaksızın her koşulda yasaklanan bir eylemdir.
Irak'ta işgal güçleri, yalnızca bir saldırı savaşını başlatmakla ve Irak'ı işgal etmekle barışa karşı suç işlemediler.Şimdi de, hukuken ve fiilen sorumlu oldukları insan hakları ihlalleri ile gündeme geldiler.
İşgalciler, Irak'ta esirlere ve tutuklulara işkence yapıyorlar.
İşgalciler, İnsancıl Hukuk'un en önemli belgeleri olan Cenevre Sözleşmeleri'nin ortak 3. maddesine göre savaşta da yasaklanmış olan işkence ve onur kırıcı muamele eylemine başvuruyorlar.
İşkencenin önlenmesi için savaşta da barışta da kurumsal önlemlerin alınması gerekir.İşkenceyi erkekler de yapar kadınlar da.İşkenceyi herhangi bir dine mensup olan da yapar, dinsizler de.İşkenceci dünyanın her yanında her ulususun kamu görevlileri arasından çıkabilir.İngiliz de yapar Amerikalı da.Ya da farklı etnik kökenden insanlar da.Sorun ulusal aidiyet sorunu değildir.. Ayrıca, işkence,ne az gelişmiş ülkelerin halklarının kültürü ile açıklanabilir, ne de gelişmiş ülkelerin halklarının kültürü ile…Önemli olan, işkenceye karşı her devlette ve her durumda ve uluslar arası ölçekte, mücadele edilmesi ve etkin önlemlerin alınmasıdır.
Irak'ta işgal güçlerinin insanlık dışı işkencelerine uluslar arası toplum sessiz kalmamalıdır.
Amerikan ve İngiliz demokratik kamuoyu, işkencecilerin saptanması, yargılanması ve cezalandırılması için kendi hükümetlerine baskı uygulamalıdır.
İşgali ve işgal güçlerinin işkence ve onur kırıcı eylemlerini kınıyor ve protesto ediyoruz.
İnsanlık onuru işkenceyi yenecektir!
Hüsnü Öndül
İHD Genel Başkanı