Savaşın insanlığı kirletmesine izin vermeyelim.

5 Ekim 1997 tarihinde Mardin ili Dargeçit kırsalında güvenlik güçleri ve PKK gerillaları arasında çıkan bir çatışmada öldürülen iki kişinin cesedi helikopterle alınmış, ancak hava muhalefeti nedeni ile helikopterle cesetleri Kızıltepe ye bırakılmıştır.

Kızıltepe Jandarma Komutanlığı yakınlarına bırakılan bu cesetler, Cumhuriyet Savcısı Necip Topuz gözetiminde, nöbetçi adli tabip Mehmet Demirtaş tarafından yapılan otopsi sonucu hazırlanan rapor, yapılan vahşeti belgelemeketedir. İşte otopsi raporunda yazılı olan cümleler :

1. Ceset  ….. Sol kulağının memeden itibaren yukarıya doğru kesilmiş olduğu, kulak kıvrımının 2×2 cm boyutunda vücudun üzerinde bulunduğu geri kalan kısmının olmadığı, sağ kulağın meme hariç tamamen kesilmiş olduğu yerinde olmadığı görüldü. Sol gözün yerinde olmadığı sağ gözün altında iki adet, burnunun sol yanında bir adet ateşli silah girmiş deliği mevcut olduğu………. Sağ ilk parmağın kökünden, diğer parmakların ikinci eklem yerinden kesilmiş olduğu sol ilk ve işaret parmağının yerinde olduğu diğer üç parmağın yerinde olmadığı………

İki Nolu Ceset  ……Sağ ve sol kulağın komple olmadığı…. ilk parmağının ve dördüncü parmağın yerinde olduğu, diğer parmakların yerinde olmadığı görüldü. Sağ işaret parmağının olmadığı, diğer parmakların mevcut olduğu….. cinsel organlarının yapılan incelenmesinde testislerin birtane olduğu görüldü…… .

Otopsi raporu söz konusu kişilerin yakalandıktan sonra infaz edilmiş olma olasılığını da akla getirmektedir. Bütün barış çağrılarına karşın ısrarla sürdürülen savaşın kirliliği, korkunçluğu, hiçbir ahlaki değer tanımazlığı bu otopsi raporu ile bir kez daha belgelenmeketedir. Coğrafyamızda hemen hergün bu tür olayların yaşandığından kuşku duymuyoruz. Bir tesadüf sonucu gün yüzüne çıkan bu rapor, bölgede savaşan savaştırılan kişilerin nasıl robotlaştıklarını, nasıl insani bütün değerlerden yoksun duruma düşürüldüklerini hiçbir kuşkuya yer bırakmıyacak şekilde göstermektedir.

Ayrıca Türkiye 21.1.1953 tarihinde   Harb Felaketzedelerinin Himayesine Dair 12 Ağustos 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri ni onaylamış ve bu kanun 30 Ocak 1953 tarihli Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu sözleşmeler ve ek protokolleri çatışan silahlı tarafların  savaş  halinde uyacakları kuralları düzenler. Cenevre Sözleşmelerinin 3,17,130. maddeleri ile ek 1 Nolu Protokolün 34. maddesi ise  savaş  sırasında savaşan tarafların  yaralı, hasta ve ölülere  uygulanacak kuralları düzenler.  Ölü muayenesi ve otopsi tutanağı nda açıkça belirtilen olay Cenevre Sözleşmelerinin ağır bir biçimde ihlalidir. Uluslararası hukuk ve insan hakları hukuku açıkça ihlal edilmiştir.

Cesetler üzerinde işkence, uzuvlarının kesilmesi, parçalanması kabul edilemez. Ölen insanların bağlı bulunduğu dinin kurallarına , toplumsal geleneklerine uygun bir biçimde gömülmemeleri bir insanlık ayıbıdır.

Bu iki kişiye hiçbir hukuka, ahlaka, dine ve geleneğe sığmayan bu işlemi reva görenler açıkça insanlık suçu işlemişlerdir. Buna sessiz kalmak bu suça ortak olmak demektir.

Başta Uluslararası Kızıl Haç Teşkilatı olmak üzere tüm insani kurumları göreve çağırıyoruz.

Kamuoyunu bu vahşete karşı seslerini yükseltmeye davet ediyoruz.

Savaşın insanlığı kirletmesine izin vermeyelim.

 
Nazmi Gür 
İHD Genel Sekreteri

Bir cevap yazın