SİİRT İLİ ERUH İLÇESİ GÜRENDORUK (MEMİRAN) KÖYÜNDE 07.07.2009 TARİHİNDE YAŞANAN PATLAMAYLA İLGİLİ ARAŞTIRMA İNCELEME RAPORU

SİİRT İLİ ERUH İLÇESİ GÜRENDORUK (MEMİRAN) KÖYÜNDE 07.07.2009 TARİHİNDE YAŞANAN PATLAMAYLA İLGİLİ ARAŞTIRMA İNCELEME RAPORU

11.07.2009

I. OLAY

07.07.2009 tarihinde Siirt ili Eruh ilçesi Gürendoruk (Memiran)  köyünde 1 çocuğun yaşamını yitirmesi ve 1 çocuğun yaralanması ile sonuçlanan olayın araştırılması.

II. AMAÇ

Gürendoruk köyünde yaşanan olayla ilgili mağdur ailesi, köylüler ve tanıklarla görüşmek, araştırmak ve incelemek, elde edilen bilgiler ışığında rapor hazırlamak, yetkili kurum ve makamlara göndermek, kamuoyunun bilgisine sunmak, çeşitli ulusal ve uluslararası mevzuatlarda güvence altına alınan yaşam hakkının korunmasına katkıda bulunmak, serbest patlayıcı, mayın vs. konumunu ve yarattığı tahribata dikkat çekmek amacıyla bir heyeti oluşturulmuştur.

III. HEYETİN OLUŞUMU 

İHD Siirt Şube Başkanı Vetha Aydın, Av. Roja Arslan Demir, DTP Siirt İl Başkanı Sıddık Taş, Av. Şakir Demir’den oluşan İnsan Hakları Heyeti araştırma ve incelemelerde bulunmuştur.

IV. HEYETİN YAPTIĞI GÖRÜŞMELER

Abdullah DUMAN (Yaşamını yitiren Şükrü Duman’ın babası – Olay Mağduru & Görgü Tanığı): “07.07.2009 tarihinde köyün yukarısında hayvanlarımızı otlatıyorduk. Yakın bir çeşmeden devamlı hayvanlarımız için su çekiyoruz. Gece saat 24:00 sıralarında askerler bizim tarafa doğru ateş etmeye başladılar. Bizi taramaya başladılar. Biz de aşağıya gelip saklandık. Sabaha kadar orada kaldık. 08.08.2009 tarihinde hayvanlarımızı otlatmaya devam ettik. Saat:15:00’da oğlumu çeşmeye su almaya gönderdim. 10-15 dk. sonra bir patlama sesi duydum. Oraya gittim. Bir mayının patladığı ve oğlumun yaşamını yitirdiğini gördüm. Sonra köye bağırıp yardım istedim. Köylüler geldiler. Onların yardımıyla cenazeyi köye getirdik. Sonra da Siirt’te getirildik. Gece 24:00 cenaze köye getirilip defnedildi.

Köyün içinde rahat bir şekilde dolaşamıyoruz. O günde karakol komutanı yolumuzu kesti. Sinkaflı küfürler etti. Bağırıp çağırdı. Muhtara tokat attı. Cenaze yanımızdaydı. Ama o hakaret ediyordu. Daha sonra oradan ayrıldı oğlum paramparça olmuştu..” şeklinde beyanlarda bulundu.

Fatım DUMAN (Yaşamını yitiren Şükrü Duman’ın annesi – Olay Mağduru): “08.07.2009 tarihinde süt sağmaya gittim. Köyün yakınındaki bahçelerin yanında bağırma sesleri geldi. Ama köylülerdir diye yolumuza devam ettik. Hayvanlarının yanına gidip geldim. Köye geldiğimde köyün meydanında kalabalık vardı, ayrıca arabalar da vardı. Ben de “ne olmuş” diye sordum, kimse cevap vermedi. Sonra 2 köylümüz bana “patlama olmuş, Şükrü yaşamını yitirdi. Onu Siirt’te getirdiler” dedi. Cenaze gelene kadar bekledik. Dün akşam defnettik. Ben mağdurum, köyde rahat bir şekilde dolaşamıyoruz” şeklinde beyanlarda bulundu.

Halil AKSU (Köy muhtarı): 08.09.2009 tarihinde 16:00’da evde oturuyordum. Metin Aksu eve geldi. Yukarıda bir patlamanın olduğunu ve yardım için bağırdığını söyledi. Ben de karakola telefon açtım. Yukarıda bir olayın olduğunu, oraya gideceğimizi, askerler ateş etmesin dedim. Yoldayken Şükrü Duman adındaki çocuğun yaşamını yitirdiğini duyduk. Köylüler oraya gittiler. Bende köyde kaldım. Bir asker timi köye geldi. Bize beklememizi söylediler. Daha sonra “köye getirin” dediler. Köylüler omuzlarında cenazeyi köye getirdiler. Sonra karakol komutanı geldi.  Bağırarak “sana kim izin verdi oraya gitmeniz için” bende “sizden izin almıştık” dedim. Komutan “hayvanlarınızı aşağıya bahçelerin arasına getirin” dedi. Bağırarak sinkaflı küfürler ve hakaret etmeye başladı ben de “bağırma, küfür etme” dedim. Köylülerin hepsi oradaydı. Bana tokat attı. Sonra köylüler ve askerler araya girdiler. “Cenaze var ve halen küfür ediyorsun” dedim. Bağırmaya devam ediyordu. Daha sonra oradan ayrıldı. Cenazeyi ambulansla Siirt’e gönderdik. 1 yılla yakın bir zamandır köye ambargo uygulanıyor. Gıda, giyim vs. ambargo uygulanıyor. Girişlerde köyde kalmak için dakika ile izin veriliyor. Çevre köylüler yaylalarımıza geliyorlar ancak bize izin verilmiyor. Köylüler köyün içinde bile rahat bir şekilde dolaşamıyorlar. Yaşamımız artık tehlikede” şeklinde beyanda bulundu.

Mahfuz DUMAN (15 yaşında-mağdur): Olay tarihinde ben de kuzu otlatıyordum. Ölen Şükrü Duman elinde pet şişesiyle çeşmeye doğru gidiyordu. Ben de arkasından yavaş yavaş yürüyordum. Sonra çeşme başında siyah bir cep telefonuna benzeyen küçük bir cismi taşa vurduğunu gördüm. Sırtı bana dönüktü. İkince kez vurmasıyla çok şiddetli bir patlama oldu. Ben de sırt üstü yere düştüm. Ama bayılmadım. Kulaklarımdan kan geliyordu. Çok korktum, kalkıp Şükrü’ye doğru koştum. “Şükrü kaçalım, burayı bombalıyorlar” dedim. Sonra Şükrü yüzükoyun yerde yatıyordu. Onu çevirdim. Kanlar içindeydi. Sonra Şükrü’nün babası da oraya geldi. Şükrü’yü o halde görünce köye doğru koşup yardım istedi. Ben de koyunların kaçtığını görünce onları toplamaya gitti. Gece geç saate kadar orada kaldım. Akşam eve geldiğimde bacaklarım sızlıyordu. Pantolonumu çıkardım bacağımda küçük demir parçaları olduğunu ve hafif kanadığını gördüm. Sabah doktora gittim. Sonrada savcılığa gelip ifade verdim.

VI. HEYETİN YAPTIĞI TESPİTLER

Heyet 09/07/2009 tarihinde köye gitmiştir. Köy Eruh ilçesine 10 dakika uzaklıktadır. Köyde 30 yakın hane bulunmaktadır.

Heyetin Olay Yerine İlişkin Yaptığı Tespitler
Olay köyün yukarısında ki yamaçta (2-3 km mesafe) meydana gelmiştir. Olayda bir çocuk yaşamını yitirmiş ve 1 çocuk şarapnel parçaları sonucu yaralanmıştır.

Olaya İlişkin Tespitler
Olayların 3 aşamada meydana geldiği tespit edilmiştir. Buna göre;

1- 07.07.2009 tarihinde hayvanların bulunduğu yere gece saat 24:00 askerler tarafından ateş edilmesi,

2-  08.07.2009 tarihinde saat:15:00 çeşme başında meydana gelen patlama ve bir çocuğun yaşamını yitirmesi,

3- Cenazenin köye getirilişi sırasında karakol komutanın muhtar ve köylülere hakaret ve küfür edilmesi ve dayak atması şeklinde tespit edilmiştir.  

VII. AYDINLATILMASI GEREKEN NOKTALAR

1. Olayın bir gece öncesinden olay bölgesine doğru ateş edilmesinin nedeni nedir?

2. O bölgede devam eden bir askeri operasyon ya da o gece yaşanan bir çatışma varmıydı?

3. Cenazenin alınması için olay yerine karakoldan kimsenin gitmemesinin nedeni nedir?

4. Köye uygulanan ambargonun gerekçesi nedir?

5. Köy yaylasının başka köylüler tarafından otlatılmasına izin verildiği halde köylülerin girişine niçin izin verilmemektedir?

6. Olaydan bir gün sonra bölgede 2 ayrı patlayıcının bulunup askerler tarafından imha edildiği doğru mudur?

7. Köye giriş çıkışlarda yapılan kimlik kontrolleri yapılmasına rağmen, 09.07.2009 günü köye giriş yapan heyetin durdurulmamasının neden ve amacı nedir?

8. Olayın mağduru Mahfuz Duman’ın beyanına göre ölen şahsın elindeki cep telefonuna benzeyen cismin tespiti yapıldı mı? Yapıldıysa cinsi ve kime ait olduğu belirlendi mi?

9. İlk gözlemlerde, otopside ve ölen çocuğun vücudunda yarattığı tahribatta dikkate alındığında bu patlayan cismin klasik el bombası veya mayın olmadığı kanısına varılmıştır. Buna göre patlayan cismin tüfek mayını olabileceği iddiası doğrultusunda, bu tüfek mayının kimler tarafından kullanıldığı ve amacının ne olduğu araştırılmış mıdır? 

VIII. KANAAT ve SONUÇ

Kanaat
1. Köydeki ambargonun keyfi bir uygulama olduğu,

2. Köylülerin yaşam ve kişi güvenliği haklarının ihlal edildiği,

3. Köylülerin yerel seçimlerde DTP’den yana oy kullandıkları için bu uygulamalara maruz kaldığı,

4. Bölgenin karakol denetiminde olduğu,

5. Askeri operasyon sonucunda bölgede bırakılan patlayıcılardan bir tanesinin patlaması sonucu patlamanın yaşandığı,

6. Ölen çocuğun babasıyla bir gece öncesinde olay bölgesinde olmaları, gece askerler tarafından bölgeye ateş edilmesi, ölen çocuğun otopsi sırasında çocuğun sol arka cebinde çıkan mayona sarılı ateşlenmemiş yedi (7) adet MG3 mermisinin bulunması sonucu heyet ve köylülerin ortak kanaati bu patlamanın bir gece öncesindeki karakolun ateş açmasıyla doğrudan bağlantılı olduğu kanaatine varılmıştır.

Sonuç
Heyetimizin tespitine göre bu patlamada Gürendoruk Jandarma Karakolu’nun, yani kamu otoritesinin ciddi ihmalkârlığı vardır. Olay yerinden cenazenin alınması bir yana, karakolun olay yerine dahi intikal etmemesi düşündürücüdür.

Hem başvuruda bulunan hem de köyde yaptığımız ziyaret ve görüşmelerde verilen beyanlarda bulunan tüm köylüler, gece saat 24:00 bölgenin askerler tarafından tarandığını, ambargonun mevcut olduğunu, köy içinde dahi kimliksiz dolaşamadıklarını, olay günü karakol komutanı tarafından hakaretlere maruz kaldıklarını belirtmişlerdi. Bunun sonucunda, köylülerin yaşam ve kişi özgürlüğü haklarının açık bir ihlalinin yaşandığı ve bundan sonra da yaşanacağı sonucuna varılmıştır.

Olayda 11 yaşındaki Şükrü Duman yaşamını yitirmiştir.

Olayda yaralanan 15 yaşındaki Mahfuz Duman bir gün sonra hastaneye sevk edilmiş ve savcılık tarafından mağdur olarak ifadesi alınmıştır.

Karakol komutanının küfür ve hakaretlerine maruz kalan 24 kişi Eruh cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunmuştur.

Heyet ve köylülerin ortak görüşü ve olayın görgü tanığı ve mağduru Mahfuz DUMAN’ın anlatımları dikkate alındığında Yaşanan patlamanın basında ve Genelkurmayın açıklamasında belirttiği gibi tuzaklanmış mayın değil çatışma artığı olduğu kanaatine varılmıştır.                      

Vetha AYDIN

Sıdık TAŞ

Av. Şakir DEMİR

Av.Roja ARSLAN DEMİR

İHD Siirt Şubesi

 DTP Siirt İl Başkanı

İHD Üyesi

Belediye Meclis Üyesi

Bir cevap yazın