Silahların Susmasını, Çatışmaların Durmasını İstiyoruz

Yine çatışmalar, yine ölümler ve dayanılmaz acılar. Silahta ve şiddette ısrar, ülkeyi hızla bir kaosa doğru sürüklüyor. Bir yandan, AB ile üyelik müzakerelerine başlayacak olan, insan hakları ve demokrasi alanında ileriye doğru yeni adımlar atmaya hazırlanan, eşit yurttaşlık temelinde siyasal, ekonomik, kültürel ve sosyal haklar alanındaki sorunları çözme iddiasını sürdüren bir Türkiye; diğer yandan ise, kendi yurttaşları ile adeta iddialaşan, sorunları yok sayma geleneğini sürdüren, çözümü baskı, şiddet ve yok etmede gören, özgürlükleri ve insan haklarını ülke bütünlüğü ve güvenliği için bir tehlike olarak yansıtan, toplumsal barış taleplerini “teröre destek olarak” sunan bir Türkiye.

Dün yine 5 genç insanımız Tunceli’deki çatışmalarda yaşamını yitirdi. Binlerce asker bölgede operasyon yapıyor. Türkiye’deki insan hakları, barış ve demokrasi savunucularının silahlı eylemlere son verilmesi çağrıları sonuçsuz kaldı. Şiddetin şiddet doğurduğu bir kısır döngüye mahkum ediliyoruz.

İnsan hakları savunucuları olarak bizler çatışma istemiyoruz. Kimden gelirse gelsin her türlü şiddete karşı olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz. Şiddet, Türkiye’de bir yönetme ve sorunları çözme aracı olmaktan çıkmalı; hak arama aracı olarak da kesinlikle başvurulmamalıdır. Bireysel, örgütsel ya da devlet kaynaklı şiddet bir an önce Türkiye’nin gündeminden çıkmalı, ortak geleceğimizi demokratik ilkeler çerçevesinde, barışçıl yöntemlerle ve tüm kesimlerin katılımı ile yapılandırmalıyız, planlamalıyız.

SİLAHLAR SUSSUN, ÇATIŞMALAR BİTSİN

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

Bir cevap yazın