Şırnak’ta İş Katliamı

Şırnak ile Cizre arasında, Cudi dağı eteğinde kömür ocakları bölgesinde bulunan 3 nolu açık kömür Ocağında 17 Ekim 2017’ de yaşanan göçükte 7 işçi hayatını kaybetti. Ancak bu haber savaş, şiddet gürültü ve patırtısı arasında doğru dürüst haber bile olamadı.

Her gün ortalama beş insanın ölümüyle sonuçlanan iş cinayetlerine iş kazası diyebilmek için insani hasletlerden yoksun olmak gerekiyor. Çünkü tamamen insan kusuru ve hatta kastından kaynaklı nedenlerle tekrarlanan bu cinayetler dünyanın gelişmiş veya gelişmekte olan hiçbir ülkesinde rastlamak mümkün değildir.

Hayatını kaybeden işçilerin isimleri şöyle: Mehmet İzler, Sevkan Üstün, Yılmaz Mağrur, Mesut Mağrur, Vedat Özden ve Ramazan Uğur, Abdullah Kayaş. Tamamıyla insan kusurundan kaynaklı ihmal ve tedbirsizlik nedeniyle tekrarlanan bu cinayetlere iş kazası denilerek geçiştirmenin geçerli ve vicdani bir mazereti bulunmamaktadır.

Temel nedeni taşeron çalıştırma, sendikal örgütlenmeyi engelleme, üç beş kuruşluk işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirini kar hırsıyla almama sonucunda 2017 yılının ilk dokuz ayında toplam 1410 işçi yaşamını yitirdi. Böylesine yüksek oranda ölümlü iş cinayetlerinin önlenemediği ülke sıralamasında ilk sıralarda gelmekteyiz. Kendisini dünyanın 16. Büyük ekonomisi sıralamasına yerleştiğini iddia eden ülkemizin iş güvenliği alanında ısrarla sürdürdüğü sorumsuz ve acımazsız tutumunu hiçbir ekonomide rastlamak mümkün değildir.

Sadece çalışma alanında değil, yaşamın bütün alanlarında yaşam hakkına yönelik ciddi ihlallerin olağan hale geldiği bir sistemde elbette maden ocakları veya değer iş kollarında yaşanan iş cinayetlerinin sıradan basit kazalar olarak değerlendirildiğini biliyoruz, ancak bu tutum insani ve ahlaki olmaktan uzak olduğu gibi, vatandaşının yaşam hakkını korumakla sorumlu devlet anlayışına da aykırı bir durumdur.

Maden ocakları ve benzeri ağır iş kollarında işletme tekniği ilkel ve yüzyıl öncesiyle aynı olmasına karşın kar maksimizasyonu esas alınarak sermayenin yüz yıllık geleceği tasavvur edilirken,  yoksul çaresiz emekçilerin ekmek parası uğuruna ortaya koydukları yaşamları karşılığında yeni devşirme tüccarların geleceği güvence altına alınmaktadır.

OHAL ve KHK’lerin işçi haklarını iyice geriletildiği, iş güvenliği mücadelesinde emeği ve mücadelesi olan akademisyenlerin kovulduğu, iş güvenliği önlemlerinin ortadan kaldırıldığı bir ortamda yaşanan işçi ölümlerinin kimsenin omurunda olmadığı bir dönemi bütün acımasızlığıyla yaşıyoruz.

Yaşam hakkına yönelik rutin hale gelen bu sorumsuzluk ve kuralsızlık bir an önce son bulmalıdır. Sektörel olarak dünyada iş kazalarını en aza indiren ülkelerin uygulamaları model alınarak bu vahşi katliamlara son verilmelidir. Gerekli tedbirler alındıktan sonra diğer tüm cinayetler gibi iş kazası altındaki işçi cinayetleri de önlenebilir.

Şırnak’taki iş cinayetinde yaşamını yitirenlere Allahtan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır diliyoruz. Bu iş cinayeti ile ilgili etkili bir soruşturma yürütülmeli, sorumlular hesap verebilmelidir.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ