Sınırlar, insan haklarının, insan hayatının korunmasının önünde engel teşkil etmemelidir

Sığınma hakkı, temel bir insan hakkıdır.
Her mülteci korunması gereken haklarıyla birlikte insandır.
Her sığınmacının kendi hikayesi vardır ve bu baskının, ihlalin, korkunun ve kaçmanın hikayesidir.

Sınırlar, insan haklarının, insan hayatının korunmasının önünde engel teşkil etmemelidir.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin kabul edilmesinin üzerinden 53 yıl, Mültecilerin Statüsüne Dair Sözleşmenin kabul edilmesinin üzerinden 50 yıl geçti. Dünya insan hakları camiası, hâlâ hayatın kıyısına itilmiş olanların, kendi ülkelerinde insanca yaşama şansı kalmamış olanların, başka devletlere sığınma hakkı ve bu devletlerde temel haklarının korunması için mücadele veriyor. Yarım yüzyıllık deneyimler, hükümetler tarafından sığınma hakkının, kişinin yalnızca insan olmakla sahip olduğu temel bir hak olarak değil, bir lütuf olarak görüldüğünü gösterdi bize. 

İnsan hakları açısından büyük umutlar beslediğimiz 21. yüzyılda, insan hakları konusunda büyük iddiaları olan Kuzey Amerika ve Avrupa devletlerinin, sığınma hakkını kendi mevcut pratikleri doğrultusunda ortadan kaldırma çabalarına tanık oluyoruz. Dünyada yaşayan mülteci/sığınmacıların %90'ı dünyanın en fakir ülkeleri olan güneyde barınıyorlar. Sadece Afrika; Okyanusya, Kuzey Amerika ve Avrupa'nın toplam barındırdığı mülteci sayısının iki katından fazlasını barındırıyor. 

Bugün hâlâ, kendi yurtlarında yaşamlarına yönelik tehditlerden, işkenceden, hukuksuzluktan kaçan kişilerin, sığınmak istedikleri ülkelerde de, aynı insanlık dışı muamelelerle karşılaştığına tanık oluyoruz. 

Günümüzde bir sığınmacı, insanların dünyasının dışında bırakılan, hukukun dışında bırakılan bir kişidir. Türkiye Sığınma Hakkı ve Mültecilerin İnsan Hakları Platformu için Girişim Grubunu oluşturan bizler, sığınma hakkının Türkiye'de uluslararası standartlarda güvence altına alınması; sığınmacı ve mültecilerin temel haklarının Türkiye'de korunması amacıyla çabalarımızı birleştirerek yola çıkmış bulunuyoruz. 

Bu amaçla, bir yandan olanaklarımız ölçüsünde (çoğu "yasadışı göçmen" olarak nitelenen) sığınmacı ve mültecilerin durumlarını izlemek, mümkün olduğunda temel haklarının ihlal edilmemesi için müdahil olmak ve yardım sağlamak; öbür yandan sığınma hakkını ve sığınmacı/mültecilerin temel haklarını yasal ve idari güvencelere kavuşturmak için çaba göstermek; diğer yandan da ülkemizdeki mevzuatın uluslararası standartlara kavuşması için lobi faaliyeti yürütmek istiyoruz. 

Kampanyamızın süreceği bir yıl içerisinde, bu alandaki kapasitelerimizi geliştirmek için eğitim çalışmaları ve çalışma toplantıları düzenleyecek; bu alana ilişkin belge ve bilgileri bir web sayfasında yayınlayacak ve ilgili kuruluşlarla ilişkilerimizi geliştireceğiz. 

İlk çağrımız, kamuoyunadır: Sığınma hakkı, temel bir insan hakkıdır. Sığınmacı nüfusunun artan sayıda büyümesi, geçici ve belirli bir zamana bağlı olgu değildir. Başkaları üzerinde karar verme yetkisi kullanan insanların hatalarının kaçınılmaz sonucudur.  

Siz de sığınmacı olabilirdiniz.
Sığınmacıların sınırlardan yaşama geçişi, ortak çabalarımızla mümkündür. 

Helsinki Yurttaşlar Derneği İnsan Hakları Derneği MAZLUMDER Toplumsal Araştırmalar Vakfı Uluslararası Af Örgütü Türkiye Grupları

Bir cevap yazın