Demokratik sosyal devletin en temel görevlerinden birisi olan sağlık hizmetlerinin piyasalar için birer meta halene getirilmesi yurttaşlarımızın sağlık haklarını ortadan kaldıracaktır. Küreselleşme süreci ile birlikte tüm dünyaya dayatılmakta olan neo-liberal politikalar, zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul etme sonucunu doğurarak bireyler ve ülkeler arasında derin uçurumlar yaratmakta ve temel insan haklarından olan ekonomik ve sosyal hakları tehdit etmektedir.
Hükümet, kamunun yeniden yapılandırılması çerçevesinde, sağlık sorunlarını ve sağlık hakkını “sağlıkta dönüşüm projesi” adı altında, serbest(!) piyasanın birer unsur haline getirmek istemektedir. Hazırlanan “sağlıkta dönüşüm projesi” ile, sağlık hizmetlerinin sunumu ve finansmanın birbirinden ayrılması ve böylece sağlığa harcanan kamu kaynaklarının, özel sektöre aktarılması hedefleniyor. Genel Sağlık Sigortası (GSS), Aile Hekimliği, SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na devredilmesi bu programın temel ayaklarıdır.
Yapılan düzenlemelerde ve belirlenen politikalarda SSK’nın, işçi ve işverenlerin primleri ile oluşmuş bir kurum olduğu gerçeği gözardı edilmektedir. İşçilerin ve onların temsilcileri olan sendikaların onayı olmadan SSK Hastanelerinin ve dispanserlerinin devri mülkiyet hakkının da açık bir ihlalini oluşturmaktadır.
Tüm bu nedenlerle Emek Platformunun konu ile ilgili ortaya koyduğu tavrın haklı ve herkesçe desteklenmesi gerekli bir tavır olduğunu belirtmek isteriz.
Ülkemizin sağlık sorunları ancak sağlık hakkının herkese eşit, ulaşılabilir ve nitelikli olarak sunulması ile çözülebilir. Temel hak ve özgürlüklerden olan sağlık hakkının herkese sunulması ve herkesin bu haktan yararlanması için vergi gelirlerinden oluşan bütçeden sağlık harcamalarının karşılanması gerektiğini belirtmek isteriz.
İHD bu temelde, temel hak ve özgürlüklerden herkesin yararlanması gerektiğini belirterek, sosyal hakların tasfiyesi ve piyasanın insafına bırakılması süreçlerinin tümüne karşı olduğunu bir kez daha yinelemektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.