Bilindiği gibi hükümet, Suriye’deki içsavaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan mültecilere, diğer ülkelerden gelen mültecilere göstermediği konukseverliği ve kolaylığı sağlamaktadır. Bu konukseverlik, her ne kadar yetersiz de olsa, tüm mültecileri kapsamalıdır.
Bu mülteciler arasında bir grup diğerlerine göre daha da şanssızdır. Suriye’deki içsavaş başlamadan önce, kendi ülkelerindeki içsavaştan Suriye’ye kaçan Somalili mültecilerin sayısının yaklaşık 5000 olduğu tahmin edilmektedir. Somalili mülteciler, şimdi de Suriye’den kaçarak Türkiye’ye sığınmaktadır; ve İnsan Hakları Derneği’ne yapılan başvurularda da belirtildiği gibi, Suriyeli olmadıkları için aynı ilgiyi görememekte ve şimdi de sınırdışı edilmek üzeredirler.
Bu sınırdışı işleminin arkasındaki nedenin Suriye’deki yaklaşık 5000 Somalilinin Türkiye’ye gelmesini engellemek olduğundan endişe ediyoruz.
Birleşmiş Milletler’den alınmış belgeleri olsun olmasın Suriye’den gelen Somalililerin, Türkiye ile Somali arasında doğrudan uçuşların başladığı günden bu yana Somali’ye gönderildiği ileri sürülmektedir. Bu kişiler Türkiye’ye ulaşıncaya kadar defalarca ölüm tehlikesi atlatmakta, işkence görmekte ve soyulmaktadırlar[1]. Tam da çatışma bölgesinden uzaklaştıklarını düşündükleri sırada yeniden bir içsavaşın yaşandığı Somali’ye gönderilmek üzere bekletilmektedir.
Afrika’da iktisadî ve siyasî anlamda söz sahibi olmak isteyen hükümetin, soruna daha derinlikli yaklaşarak Somalili mültecileri sınırdışı etmekten vazgeçmesi gerekir. Zira bu insanların ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalacakları bir ülkeye göndermek insanlıkdışı bir uygulamadır ve elbette Mısır’ın güneyindeki acıları da görmek gerekir.
İnsan Hakları Derneği
[1] Liban Abdi Abanur’un Somali’den Avrupa’ya uzanan ve korkunç acılarla bezenmiş yolculuğunun öyküsü, “The experiences of Somali refugees: Maltreatment on their route to Europe” adıyla yayınlandı; http://worldwithouttorture.org/2013/07/30/the-experiences-of-somali-refugees-maltreatment-on-their-route-to-europe/
