15 Kasım 2001 Perşembe günü saat 14.30 sıralarında İstanbul şubemize Zeki Genç adlı bir kişi tarafından silahlı saldırıda bulunulmuştur.
Kapının açılması ile birlikte "yere yatın hepinizi geberteceğim, sürünün kafanıza sıkacağım" diye bağırarak ve tabanca ile ateş ederek içeri giren saldırgan panikten yararlanarak şubenin içine, yönetim odasına kadar girmiş "elinde bomba olduğunu, 5 saniye içinde patlayacağını, herkesi öldüreceğini" söyleyerek yönetim odasının kapısını zorlamaya başlamış "kapıyı açın, yoksa silahla tarayacağım" tehditlerini savurmuştur. Bu sırada, bitişik mutfak bölümünde bulunan Dernek yöneticilerimizden Şaban Dayanan'ın arkadan saldırganın üzerine atlaması ve silah mekanizmasına parmağını sokması üzerine saldırgan birkaç kez tetiği çekmesine karşın silahı ateşleyememiştir. Dernekte bulunan diğer yönetici ve üyelerin de müdahalesiyle saldırgan etkisiz hale getirilmiş, polise haber verilmiş ve üzerindeki silah ve bıçak alınmıştır. Polis bomba olduğu iddia edilen paketi fünye ile patlatarak etkisiz hale getirmiştir.
Saldırı esnasında İstanbul Şubesi Başkanı Eren Keskin, şube sekreteri Gülseren Yoleri, yönetim kurulu üyeleri Doğan Genç, Şaban Dayanan ve üyeler Ümit Efe, Güray Kazak, Ali Armutlu ile Veysi Altay dernekte bulunmaktaydı. Şaban Dayanan saldırgana müdahale esnasında sol elinden yaralanmıştır.
Özgürlük ve Dayanışma Partisi İstanbul İl Başkanı Vahit Genç'in iddialarına göre; Saldırgan Zeki Genç, 2 Mart 2001 tarihinde Özgürlük ve Dayanışma Partisi Şişli İlçe Örgütünün kundaklanması ve Sosyalist İktidar Partisi Beyloğu İlçe Örgütünün kapısının yakılması olaylarına karıştığı gerekçesiyle gözaltına alınmış ve evinde yapılan aramada 2 adet tabanca, 1 adet el bombası ve 1 adet ast subay elbisesi bulunmuş buna rağmen nedeni anlaşılamadan serbest bırakılmıştır.
Saldırgan Zeki Genç, derneğimizin İstanbul Şubesi'ne saldırmadan bir gün önce yani 14 Kasım 2001 günü 12.00-12.30 saatleri arasında önce Halkın Demokrasi Partisi İstanbul İl Örgütünü basmış ardından da Şişli İlçe Örgütüne silahlı baskın düzenleyerek buralarda biri bıçak, diğeri tabanca ile olmak üzere iki kişiyi yaralamıştır.
Derneğimizin İstanbul Şubesi'nin kapısının altından bir hafta önce bırakılan bir mektupta saldırgan hakkında bilgi verilmekte, kendisinin Şişli Ülkü Ocakları üyesi olduğu, faili meçhul cinayetlere karıştığı ve birileri tarafından Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden Zeki Genç için rapor alındığı iddia edilmekteydi. Bu mektup saldırganın planlarından birilerinin haberdar olduğunu göstermektedir.
Derneğimizin çalışmaları bir yandan yargısal ve idari baskılarla engellenirken diğer yandan yöneticilerimiz, öldürmeye varan fiili saldırıların muhatabı olmaktadır.
Hükümetler, Türkiye'nin de kabul ettiği, İnsan Hakları Savunucularının korunması ve çalışmalarının kolaylaştırılmasına yönelik uluslararası insan hakları belgelerindeki yükümlülüklerini yerine getirmemektedir. İnsan Hakları Derneğinin şubeleri kapatılmakta, Derneğimizin genel merkezi ile şubeleri hakkında kapatma davaları açılmaktadır. Yöneticilerimiz hakkında izlenmesi mümkün olmayan sıklıkta ve sayıda soruşturmalar açılmaktadır. Hak ihlalleriyle mücadele eden ve ihlalleri gün yüzüne çıkaran Derneğimize yönelik rahatsızlıklarını her fırsatta dile getiren ve dezenformasyon çalışmalarını yoğunlaştıran yetkililer doğrudan ve dolaylı olarak bu tür fiili saldırılardan sorumludurlar.
Hükümetin insan hakları ve demokratikleşme politikalarındaki samimiyetinin en önemli göstergelerinden biri insan hakları savunucularına karşı takındığı tutumdur. İnsan hakları savunucularına yönelik saldırıların olduğu her yerde gizlenmek istenen gerçekler ve hak ihlalleri vardır.
Hükümeti samimiyete ve yükümlülüklerine uygun davranmaya davet ediyoruz.
Selahattin Esmer
Genel Sekreter