TELEFONLARIN DİNLENMESİ, BAŞBAKAN YARDIMCISINA JANDARMANIN YANIT VEREBİLMESİ, DEMOKRASİ

Devletin güvenliğinin insan hak ve özgürlüklerinden önce geldiği ve üstün bir değer olarak algılandığı model, "kutsal devlet" modelidir. Böyle bir modelde, yurttaşın hak ve özgürlüğünden ve onun özel alanından söz etmek de olanaksızdır. Telefon dinlenmesi dünün sorunu değil halen devam eden bir sorundur. İletişim özgürlüğü, kriminal değil, insan hakları sorunudur. Siyasi Partiler, bakanlıklar ve bakanlar, gazeteler ve gazeteciler, insan hakları örgütleri ve yöneticilerinin ve daha pek çok kişinin ve kuruluşun telefonları dinlenmektedir. Başbakanlar ve bakanların "bizim gizlenecek birşeyimiz yok" diyerek telefon dinlenmesini doğal karşıladıkları sürece de telefonlarımız dinlenecektir. Önce bu zihniyet değişmelidir. Devletin bürokrasisi, devlet adına hepimizi "büyük gözaltı"nda tutmaktadır.

Jandarmanın İçişleri Bakanlığı'na bağlı olarak çalıştığı tezi, bir fiksiyondur.
Türkiye'de eğer yasalar yürürlükte ise, Başbakan Yardımcısı'nın muhatabı, İçişleri Bakanı'dır. Jandarma Basın Bülteni'nin başlığında "T.C. İçişleri Bakanlığı" yazmaktadır. Yazmaktadır ama açıklama Jandarma tarafından yapılmaktadır.

Enerji Bakanlığı'nın, bakan dahil telefonlarının dinlenmesi hukuk dışıdır. Bakanlığın merkezi kırsal kesimde değil, Türkiye'nin başkentindedir. Hukuksal ve fiili irtibat hukuksal bir nitelemedir. Soruşturmanın Jandarmanın yetki alanı olan kırsal kesimde başlamış olması gerekçe gösterilerek kent merkezlerinde Jandarmanın operasyon yapması "yetki aşımı"dır. DGM Başsavcılığı, soruşturmayı tamamen Jandarma eliyle yapmakla, hukuksal olarak yanlış "usul" takip etmektedir.

Türkiye'yi yönetenler, Türkiye'nin coğrafi alan olarak %70'inde neden hala Jandarmanın hizmet yürüttüğünü ve neden hala nüfusun yüzbinleri bulduğu yerleşim alanlarında da Jandarmanın yetkili olduğunu düşünmek zorundadırlar. Bu durum, seçilenleri seçenlerin yaşadıkları ciddi bir sorundur. Demokrasi yurttaşın iradesinin üstünlüğüne dayanır. Yurttaşın iradesine dayanarak seçilenler, iktidarlarını, devletin asli ve sürekli hizmetlerini görmekle görevli memurlarla paylaştığı sürece, demokrasi oyunları daha çok sahnelenecektir. Değişen yalnızca oyuncular olacaktır. Yapılması gereken, askeri ve sivil yüksek bürokrasiye faturanın çıkarılması değil, demokratik değişim ve dönüşüm projelerini hızla gerçekleştirmektir.

Hüsnü Öndül
Genel Başkan

Bir cevap yazın