Devlet ve hükümet düştüğü acizlikten kurtulamayacaktır, ancak basını ve tv si ile insan hakları ve demokrasi nutuklarını da sokak infazları, işkence ve düşman ilan edilmek istenen Kürt ulusu ve diğer halklara karşı uygulamaları ile ortadadır.
Bu ülkede işkence kalkmayacak, işçi kıyımı önlenemeyecek, insanlar gittikçe yoksullaşacaktır. Sokak infazları artacak ve halk yolundan şaşırılmış, haklarını soramayacak konuma getirilmek isteniyor.
Özellikle doğu ve güneydoğu’da halklar üzerinde devlet terörü estiriliyor, insanlar terörist ilan edilip vuruluyor ve dernek ve sendikalara önce izin verilip sonra da devlet baskısı altına alınıp yolları tıkanıyor.
Polis yetki veya polisin intikam hakkı sonsuzdur mantığı ve basın ve TV si de eklenince diyecek bir şey kalmıyor. Ancak unutulmamalıdır ki bu ülkede halk hiçe sayılıyorsa devlet kimin neyine veya bu uygulamaları ile ne yapmak isteniyor, ülke halklarına açıklamalıdırlar.
Halkın can güvenliği ve yaşama hakkı devlet tehdidi altındadır. Hal karakolu ekiplerince kimliği sorulup küfür edilerek ve karakolda polis ve amirlerince öldüresiye dövülüp işkence edilen bayıldıktan sonra bir araziye bırakılan ve uyandıktan sonra koma halinde hastaneye götürülüp kendisine karakolda zorla ne olduğunu bilmediği belgeler imzalatan ancak birkaç gün sonra İnsan Hakları Derneği’ne başvuran bir vatandaşın durumu bu devletin veya hükümetin ne olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Bu olaylar ne ilk ne de sondur. Kimi zaman gizli devam ediyor, kimi zaman açık.
Yine Diyarbakır’da pervasızca katledilen Gündem gazetesi muhabiri devletin ne yapmak istediğini ortaya sermektedir. Özellikle sokak infazları geliştiriliyor. Tüm duyarlı halkı ve insan onurunu korumak isteyen herkesi uyarıyoruz. Bu ev benzeri uygulamaları açığa çıkarın, sessiz kalmayınız. Unutmayın ki bir gün işinize giderken veya evde sessiz otururken okula giderken terörist adı ile devlet güçleri tarafından infaz edilirsiniz.
Bu ülkede sadece bir hak var o da devletin intikam hakkı ve polisin infaz ve işkence hakkıdır.
İHD Mersin Şubesi
