Türkiye, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra hem idari yapılanmada hem hukuki yapıda olağanüstü bir dönüşüm yaşadı. Bu dönüşüm ne yazık ki 12 Eylül 1980 askeri cunta darbesinin “sıkıyönetim” mantığını ve devamındaki “olağanüstü hal” mantığını olağan sistemin içine yerleştirme yönünde oldu. Hal böyle olunca da 12 Eylül karanlığını aşmak için verilen mücadelelerle insan hak ve özgürlükleri alanında meydana gelen gelişmeler tamamen çökertilmeye başlandı. Halen de bu süreç devam ediyor. Hukuki boyuttaki bu kötüye gidiş, siyasi alanda en ufak bir etkili muhalefet imkanını yine hiçbir hak ve hukuk gözetmeden yok etme ile desteklendi. Şimdi hem siyaset, ciddi anlamda kriz içine girmiş hem de hukuk, telafisi neredeyse imkansız biçimde geriye gitmiştir. Telafisi imkansız diyoruz, çünkü bu dönemde yaşanan ve yaşanacağı anlaşılan hak ihlallerinin bunlara maruz kalan yurttaşlara verdiği elem ve kederin telafisi ancak zamanı geri almakla mümkün olabilir. Hem hukukun hem de siyasetin tıkanışının en önemli göstergelerinden biri 8 kasım 2018 tarihinde HDP Hakkari Milletvekili ve DTK eşbaşkanı Leyla Güven’in başlatmış olduğu ve sonrasında Türkiye cezaevlerine yayılan SÜRESİZ-DÖNÜŞÜMSÜZ açlık grevleridir.
Türkiye, 12 Eylül günlerinden beri defalarca tecrübe etti ki açlık grevleri ve ölüm oruçları, hakların işlemediği, hak ihlallerinin kural haline geldiği ve siyasi mekanizmanın bununla ilgilenmediği dönemlerde görülmektedir. 94 gündür açlık grevinde olan Leyla Güven, milletvekili olmasına rağmen Anayasaya ve mahkeme kararlarına rağmen hukuksuz biçimde çok uzun süre hapishanede tutuldu. Tahliye edilmesi, başlattığı açlık grevinin sonlandırılması için gerekli hukuki ve siyasi adımların çok gerisindedir. Bununla birlikte Türkiye cezaevlerinde tutulan yüzlerce mahpus, Leyla Güven’in talebini benimseyerek 28 aralık 2018 ve 5 ocak 2019 tarihlerinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlamıştır.
İHD ve ÖHD üyesi avukatlar;
İHD, TİHV, ÖHD, ÇHP ve ilgili baroların cezaevi ve insan hakları komisyonları ile ilgili sağlık örgütlerinden müteşekkil koordinasyon 28 Aralık 2018 tarihinde ilan ettiği üzere Türkiye cezaevlerinde devam eden açlık grevleri eylemlerine karşılık olarak vukua gelen başta işkence ve kötü muamele olmak üzere her türlü hak ihlallerinin gözlemlenmesi, etkili soruşturma yürütülmesinin sağlanması, açlık grevcilerinin izlenmesi, temel tıbbi bakımlarının aksatılmamasının sağlanması ve raporlama çalışması için düzenli olarak cezaevlerine ziyaretler düzenlemişlerdir.
Bugün Leyla Güven 93 gündür süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olup gelinen aşamada Leyla Güven’in sağlık durumu hayati risk yaratacak boyuta ulaşmıştır. Halen cezaevinde tutulan 313 Mahpus açlık grevindedir.
35 kişi 50 gündür,
10 kişi 49 gündür,
2 kişi 46 gündür
65 kişi 45 gündür,
1 kişi 43 gündür,
125 kişi 35 gündür,
5 kişi 34 gündür,
12 kişi 32 gündür,
4 kişi 25 gündür,
15 kişi 24 gündür,
2 kişi 23 gündür,
6 kişi 22 gündür,
3 kişi 20 gündür,
2 kişi 19 gündür,
20 kişi 15 gündür,
3 kişi 12 gündür
3 kişi 10 gündür açlık grevindeler.
Açlık grevcilerinin Durumlarına ilişkin olarak düzenlenen ayrıntılı raporu sizlerle paylaşacağız. Raporumuzda İHD şubelerinde gelen açlık grevleri ile ilgili veriler ile birlikte açlık grevcilerinin yaşadıkları hak ihlalleri, karşılaştıkları hukuki sorunlar ile mevcut yaşadıkları sağlık problemleri bizzat açlık grevci mahpuslarla görüşerek elde edilmiş veriler olup özet olarak raporda yer verilmiştir. Ayrıca ÖHD raporlarından yararlanılmıştır. Raporumuzun sonuç bölümünde ise tespit ve taleplerimiz ayrıca belirtilmiştir.
Raporun tamamı için: Türkiye Hapishanelerinde Devam Eden Açlık Grevleri Tespit ve Değerlendirme Raporu