İmralı Hapishanesi’nde hükümlü olarak bulunan Abdullah Öcalan 27 Temmuz 2011 tarihinden beri avukatları ile, 5 Nisan 2015 tarihinden beri HDP Heyeti ile görüştürülmemekte, aile bireylerinin ve vasisinin görüşme istekleri de reddedilmektedir. 8 Kasım 2018 günü Leyla Güven tarafından başlatılan süresiz ve dönüşümsüz açlık grevleri halen Türkiye’de tespit edebildiğimiz kadarıyla 92 hapishanede 3 bin civarında kişi tarafından sürdürülmektedir. Leyla Güven 25 Ocak 2019 günü tahliye edilmiş olup açlık grevini evinde sürdürmektedir. Bugün itibariyle Leyla Güven’in evinde devam eden açlık grevi 166. günündedir.
15 Ocak 2019 tarihinden beri eski HDP milletvekili Sebahat Tuncel ve eski HDP Hakkari Milletvekili Selma Irmak tutuklu bulundukları Kandıra 1 nolu F Tipi Hapishanesi’nde, 3 Mart 2019 tarihinden beri Diyarbakır HDP Milletvekili Dersim Dağ, 8 Mart 2019 tarihinden beri HDP Van Milletvekilleri Tayip Temel ve Murat Sarısaç ise HDP Diyarbakır İl Binası’nda süresiz dönüşümsüz açlık grevlerini sürdürmektedirler.
Öte yandan İmralı Hapishanesinde tutulan Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek amacı ile yaşamına son veren 8 kişi bizleri derin bir üzüntü içerisinde bırakmıştır. Bir kez daha yaşamına son verme eylemlerinin kesinlikle kabul edilemeyeceğimi, yaşam hakkının mutlak korunması gereken bir hak olduğunu belirtmek isteriz.
21 Şubat 2019 günü Almanya’da Uğur Şakar, 17 Mart 2019 günü Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde Zülküf Gezen, 23 Mart 2019 günü Gebze M Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nde Ayten Beçet, 24 Mart 2019 günü Erzurum Oltu T Tipi Cezaevi’nde Zehra Sağlam, 25 Mart 2019 Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde günü Medya Çınar, 29 Mart 2019 günü Şakran Kapalı Kadın Cezaevi’nde Yonca Akıcı, 2 Nisan 2019 günü Osmaniye 2 Nolu T Tipi Cezaevi’nde Siraç Yüksek, 5 Nisan 2019 günü Elazığ T Tipi Cezaevi’nde Masum Pamay yaşamlarına son vermişlerdir.
Halen 92 hapishanede 3 bin civarında mahpus tarafından devam ettirilen süresiz ve dönüşümsüz açlık grevlerinde gelinen aşama oldukça ciddidir. Gerek açlık grevcilerinin sağlık durumlarının izlenmesi, gerekse de taleplerin demokratik kamuoyu tarafından duyulduğunun ortaya konabilmesi için bağımsız heyetlerin ve bağımsız hekimlerin cezaevlerine girmesine izin verilmelidir. Siyasi iktidar bu husustaki sorumluluğunu görmeli ve bir an önce bu talepleri karşılamalıdır.
Tecrit gibi başta BM Mandela Kuralları olmak üzere Türkiye yasalarına bile aykırı uygulamaların son bulmasını diliyor, siyasi iktidarı bir an önce sorumlu davranarak hapishanelerdeki tecridi kaldırmaya davet ediyoruz.
Raporun tamamı için: Açlık Grevleri Raporu