Türkiye Siyasetinde Normaleşme Adımı İçin Açık Çağrı; Kobane Davası Tutuklularını Serbest Bırakın!

Kamuoyunda Kobane Davası olarak bilinen ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişi hakkında Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden dava hakkında 16/05/2024 tarihinde nihai karar verilecek olup, bu kararın önümüzdeki süreçte Türkiye siyasetinin izleyeceği rota konusunda önemli bir dönemeç olduğunu düşünmekteyiz.

Türkiye’de verdikleri kararlarda hak ve özgürlükleri temel alması gereken mahkemeler, hemen her dönem siyasi iktidarların etkisi ile hareket etmiş, bu durum güçlü bir demokrasi ve insan hakları kültürü bulunmayan ülkenin Anayasa ile teminat altına alınan hukuk devleti iddiasından uzaklaşılmasına neden olmuştur. İstiklal Mahkemeleri ile başlayıp, Sıkıyönetim Mahkemeleri, Devlet Güvenlik Mahkemeleri ve Özel Yetkili Mahkemeler ile sürdürülen sistem, resmî ideolojiye karşı olan herkesi hukuksuz bir şekilde cezalandırma yoluna gitmiştir. Bu durumun en son ve güncel örneği Kobane Davası olarak adlandırılan Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 Esas sayılı dosyasında yürütülen yargılamadır.

2015 yılından itibaren başlayan çatışmalı ortam akabinde yaşanan süreçte siyasi iktidar, başta Kürtler olmak üzere tüm muhalif kesimleri elindeki güçlü imkanlarla baskı altına almış ve siyasi/demokratik hareket alalını tamamen daraltmıştır. HDP’yi siyasal/ politik alandan uzaklaştırmaya ve kriminalize etmeye yönelik başlayan yargısal süreçlerin en önemli örneği olan Kobane Davası, evrensel hukuk standartları hiçe sayılarak başlatılmış ve devam etmektedir. Yapılan bu yargılamaların siyasi saiklerle gerçekleştirildiği yönündeki ihlal tespitleri nedeniyle Türkiye’yi mahkûm eden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına rağmen, HDP önceki dönem eş genel başkanları ve siyasetçiler halen tutuklu bulunmaktadırlar. Davanın ilk aşamalarında Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi heyetine başkanlık yapan hâkim Bahtiyar Çolak, “yargı içinde yasadışı şantajla insanları dolandırmak amaçlı kurulan Atadedeler Çetesi” soruşturması kapsamında gözaltına alınmış ve adli kontrolle serbest bırakılmıştır. Siyasi kumpaslarla muhalif siyasetçileri tutuklayan yargıçların böylesi illegal çete örgütlerinde yer alması, yargının geldiği durumu göstermesi açısında ayrı bir vahamettir. Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözüm arayışı çabası içerisinde olan HDP’li siyasetçilerin maruz kaldıkları ağır baskı ve insan hakları ihlalleri, Kürt halkının toplumsal barış ve adalet talebinin ortadan kaldırılmasına neden olmuştur.

Türkiye’de devam eden çatışmalı süreç ve ardı sıra gerçekleşen yerel/genel seçimler, Türkiye toplumunun asli ihtiyaçlarının konuşulmadığı bir ortamın oluşmasına neden olmuştur. Yaşanan çatışma ortamı milliyetçi söylemlerin güçlenmesine, sürekli bir seçim gündemi ise siyasi partilerin günlük rekabetleri ve kavgaları ile halkın tamamını ilgilendiren hayati gündemlerin göz ardı edilmesine neden olmuştur. 31 Mart yerel seçim sonuçları akabinde, Türkiye’de özelikle son 9 yıldır sertleşen siyasi atmosferin sona ermesi konusunda farklı siyasi çevrelerden bir talep dillendirilmiştir. Toplumdan gelen bu talebin ilgililer tarafından dikkate alınarak adımlar atılması her alanda ciddi bir rahatlamayı beraberinde getireceği şüphesizdir. Demokrasi, insan hakları ve kişi özgürlüklerinin güvence altında olmadığı bir ülkede; toplumsal barışı yaratmak mümkün değildir. Bu nedenle Türkiye’de devam eden silahlı çatışma ve şiddet ortamını sona erdirecek politikaların üretilerek hayata geçirilmesinin en temel ihtiyaç olduğundan hareketle 16/05/2024 tarihinde verilecek karar ile Kobane Davasında kapsamında yargılananların tümünün haksız tutukluluklarının sona erdirilmesinin toplumsal barış, adalet ve hukukun gereği olduğunu ifade etmek istiyoruz.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ