Türkiye, sorunlarını bombalarla ve demokrat kişi ve kuruluşları düşman ilan ederek aşamaz.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Vural Savaş, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir yurttaşı olarak; faili meçhul cinayetler, düşünce açıklama özgürlüğü, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, iletişim özgürlüğü, ceza ve tutukevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin hakları ile telefon ve diğer iletilerin dinlenmesi ve incelenmesi konularındaki görüşlerini, düzenlediği basın toplantısı ile açıklamıştır.

Öncelikle Sayın Vural Savaş’ın, herkes gibi yaşam hakkına sahip olduğunu, Sayın Savaş’ın yaşam hakkını her şart altında ve hiçbir istisnaya yer vermeksizin savunduğumuzu açıklamak isteriz. Kendisine yönelmiş tehditleri, küfürleri ve hakaretleri kınadığımızı açıklamak isteriz. Sayın Vural Savaş’ın da başkalarını aşağılamaktan ve hele insan hakları kuruluşlarına dair düşünce üretirken daha özenli bir dil kullanmasını beklediğimizi duyurmak isteriz. Fikri tartışmada, hakaret, küfür, kışkırtma ve tehdide yer yoktur. Sayın Savaş, yurttaş olarak açıklama yapmaktadır ama Cumhuriyet Başsavcısı kimliğini taşımaktadır, basın toplantısını da makamında yapmaktadır.

Sayın Savaş’ın başvurduğu kaynaklar Avrupa Birliği ülkelerinden İngiltere, Almanya ve Yunanistan’dır. Yasaların aynen Türkiye’ye transferini istemektedir. Sözü edilen yasalar, istisna hükümlerini içermektedir. Söz konusu yasalar Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine uygunluğu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yorumları çerçevesinde uygulanmaktadır. Sayın Savaş, istisna hükümlerini önermektedir. Biz de, anılan ülkelerdeki hak ve özgürlüklerle ilgili düzenlemeleri öneriyoruz. Yurttaş vural Savaş, daha çok özgürlük istemez mi, ülkemizin insan hakları ve demokratik standartlarının daha da yükseltilmesini istemez mi?Neden özgürlüğü daha çok sınırlandıran istisnai düzenlemeleri öneriyor? Yurttaş olarak hem kendilerinin hem de halkın daha çok özgürlük teneffüs edebileceği konularda ne düşünüyor acaba?

Sayın Savaş, hukuk ile yasaları birbirine karıştırmaktadır. Merve Kavakçı’nın gözetim altına alınma girişimi, Cumhuriyet Savcısı’nın yasayı uygularken başvurduğu yöntem açısından yetkinin kötüye kullanımıdır. Kimliği, adresi belli ve evinde iki küçük çocuğu ile yaşayan bir bayanın evine gece yarısı operasyon yapmak, dokunulmazlık bir tarafa, zorlama bir yorumla bile şeklen de hukuka aykırıdır. Gece yarısı operasyonunda gizlenmek istenen ne vardı?Hazırlık soruşturması hani gizli idi?Ne zamandan beri savcılar kural olarak gizli olması gereken hazırlık soruşturmasını medya ile birlikte yürütüyorlar?

Sayın Savaş, cezaevlerindeki koğuşlara mutlaka girilmesini ve hükümlülerin askeri cezaevlerine nakledilmelerini istemektedir. Ulucanlarda sayım ve nakil işleminin öldürerek yapıldığı hafızalardadır ve Sayın Savaş, öldürerek de olsa, nakli önermektedir. Sayın Savaş, tutuklu ve hükümlülerin bu statü ile sahip oldukları haklarını da tanımamaktadır. Olağan rejim koşullarında, bazı hükümlüler için sıkıyönetim uygulamasını önermektedir. İnsan Hakları Dernekleri’nin böyle bir uygulamaya karşı çıkacağı şeklindeki saptamaları ise doğrudur. Hiçbir hükümet yetkilisinin, bir hukukçu tarafından dile getirilen hukuk dışılığa uymayacağını düşünüyoruz.

Türkiye, otoriter baskıcı devlet yapılanmasını savunan görüşleri aşarak insan hakları ve demokratik standartlarını yükseltme yolunda yürüyecektir. Bizim açımızdan Cumhuriyet tartışma dışıdır. Bizim açımızdan sorun Cumhuriyet’in demokratikleştirilmesidir. Bizim açımızdan sorun, Cumhuriyet’in laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti olma niteliklerini Sayın Vural Savaş gibi algılayan zihniyetlerdir. Bu zihniyet, anti demokratik yasalara sahip çıkmakta, yorum ve uygulamalarıyla Türkiye’de hukukun ilerlemesine engel olmaktadır. O nedenle biz öncelikle bir zihniyet değişikliğine gereksinme duyulduğunu söylüyoruz. Anayasal ve yasal çerçeve ulusalüstü insan hakları belgelerine dayalı olarak oluşturulmalıdır diyoruz. Şiddetin yeşermesine olanak vermeyecek tüm demokratik kanalların yurttaşlara açık olmasını öneriyoruz. Kapalı devlet mekanizmasının yerini, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve demokratik değerlere dayalı açık devlet mekanizması almalıdır.

Türkiye, sorunlarını bombalarla ve demokrat kişi ve kuruluşları düşman ilan ederek aşamaz.

İHD’ye göre,İnsan hakları olmadan güvenlik olmaz. Sayın Vural Savaş ile temel ayrılık noktamız bu cümlenin içerdiği anlamdan ibarettir.

Hüsnü Öndül
Genel Başkan

Bir cevap yazın