TÜRKİYE’NİN BARIŞ ARAYIŞI YANLIŞ POLİTİKALARLA BOŞA ÇIKARILMAMALIDIR

İHD Adana Şubesi ve Diğer STK'lar - 1 Eylül 2009 Dünya Barış Günü Kutlaması

Kürt sorunun demokratik çözümüne dair beklentilerin her zamankinden çok daha yükseldiği bir ortamda 1Eylül Dünya Barış gününü karşılıyoruz. Oldukça farklı çevrelerin katıldığı bu tartışma, barışa duyulan özlemi yansıtması açısından anlamlıdır. Sürdürülen arayış, Türkiye toplumunun bir kez daha hayal kırıklığına uğramaması için dikkat ve özenle planlanmalıdır.

Diyalogun, sürece katkı sunabilecek hiçbir kimse ya da çevreyi dışarıda bırakmaksızın gerçekleşmesi gerekmektedir. Ön görüşme ve danışma niteliğindeki temaslar, şüphesiz sürecin toplumsal katılım ve sahiplenme ile olgunlaştırılması açısından önemlidir. Bütün bu girişimlerin ardından daha önce denenmiş ama başarısızlığı defalarca görülmüş yöntemlere geri dönüş söz konusu olmamalıdır.

Özellikle askeri operasyonların devam etmesinin neden olacağı çatışmalar ve cenaze törenleri toplumda yeni gerilim ortamlarına zemin oluşturacaktır. Bu anlamda 1 Eylül’de sona erecek olan tek taraflı çatışmasızlık ortamının sürmesini ve operasyonlarında son bulmasını talep ediyoruz.

Yine bu süreçte ifade ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik kısıtlama, tutuklama ve cezaevlerinde yaşanan insanlık dışı uygulamalar, sadece çözüme yönelik kararlılık açısından değil doğrudan niyet açısından da sorgulamalara ve güvensizliğe sürükleyecektir.

Sadece yürütme ve güvenlik bürokrasinin tüm birimleri değil, yasama organını oluşturan siyasi partilerin ve yargının da barış ortamının tesis edilmesine yönelik adımlar için katkı sunması, sorumlu davranması gerekir. Özellikle sokakta provokasyonlara zemin yaratacak ırkçı ve milliyetçi duyguları harekete geçiren, barış arayışının tartışıldığı bir ortamla bağdaşmayacak yaklaşım ve uygulamalar açıklanacak paketlerin baştan ölü doğmasına sebep olacaktır.

Kürt sorununun çözümüne yönelik açılımların bir siyasal pazarlık konusu yapılmaması ve bu sorunun ancak muhataplarıyla çözülebileceğine inanıyoruz. Özellikle de köklü bir anayasa değişikliğinin zamana yayılmaması konusunda dikkatli olunmalıdır.  Demokratikleşme yönündeki girişimlerin içselleştirilmesi ve kapsamlı bir çerçevede ele alınması çözüm için en önemli gerekliliktir. Gerek bölgesel gelişmeler gerekse AB sürecinde gündeme gelen Kürt sorunu ile ilişkili beklentilerin sağlıklı ve tutarlı adımlarla ele alınabilmesi, siyasal iradenin toplumsal kaygıları gidermeye yönelik net mesajlar vermesi ve sorumluluk üstlenmesi ile mümkün olacaktır.

Bizler, Türkiye Barış Meclisi, insan hakları savunucuları, demokratik kitle örgütleri ve emekten yana siyasi partiler olarak; bu güne kadar Kürt sorunun barışçı yöntemlerle çözümüne yönelik ısrarlı çağrılarını bundan sonra çok daha aktif biçimde dile getirmeye devam edecektir. Bu sürecin sonunda siyasal olarak kimin kazançlı çıkacağından çok Türkiye toplumunun bütünün özgürlükleri ve barışı hak ettiği anlayışı üzerinden tavır belirleyecektir. Adil ve demokratik bir barış sürecinin başlayabilmesi yakalanan bu toplumsal ortamın kötü kullanılmaması ve küçük hesaplarla tüketilmemesi konusunda herkesi hassas davranmaya davet ediyoruz.

ADANA TABİP ODASI
ÇHD
DİSK
DTP
EHP
EMEK PARTİSİ
HALKEVLERİ
İHD ADANA ŞUBESİ
KESK
ÖDP
PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ
SDP
SEH
SHP
SOSYALİST FEMİNİST KOLLEKTİF
SOSYALİST PARTİ
TMMOB
TÖP
TUHAY-DER
TUNCELİLER DERNEĞİ
TÜMTİS
TÜRKİYE BARIŞ MECLİSİ /ADANA SEKRETERYASI
TÜRKİYE GERÇEĞİ

Bir cevap yazın