Tutuklu Milletvekilleri, Belediye Başkanları ve Seçilmişler Serbest Bırakılmalıdır!

Barış sürecinin sona erip silahlı çatışmaların başlamasından beri siyasi iktidarın politikalarına aykırı düşünce açıklayan çeşitli toplum kesimlerinden insanlara yönelik “yargı baskısı” olarak niteleyebileceğimiz uygulamalar giderek artmış ve OHAL koşullarında kesintisiz baskıya dönüşmüştür.

Bu uygulamaların en çok muhatabı olan HDP’li milletvekilleri ile DBP’li belediye başkanları ve diğer seçilmiş yöneticiler hakkında sürdürülen soruşturmalarda, çeşitli tutuklama kararlarıyla kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ihlal edilmektedir.

HDP milletvekili İdris Balüken’in tahliye edilmesi ve tahliye kararında Anayasa Mahkemesi’nin Mustafa Balbay kararındaki gerekçelere atıfta bulunulması olumlu bir gelişmedir. Ancak aynı zaman diliminde HDP sözcüsü ve Kars milletvekili Ayhan Bilgen ve Adana milletvekili Meral Danış Beştaş’ın tutuklanmaları, baskı politikasının devam ettiğini göstermektedir.

Siyasi iktidarın Kürt sorununda barış yerine baskı politikasını tercih etmesi kesinlikle kabul edilemez.

Yaklaşık 6 milyon oy almış HDP’nin eş genel başkanları ile birlikte toplam 13 milletvekilinin tutukluğunun devam ettirilmesi, DBPli 50’den fazla belediye başkanının tutuklu bulunması ve bu belediyelere hükûmetçe kayyum atanmış olması asla kabul edilemez.

Kürt halkı ile bu siyasi partilere ve siyasetçilere oy veren insanların iradesine yapılan bu tür müdahalelerin sona ermesi gerekmektedir. Yeniden barış sürecine dönülmesi acil bir zorunluluktur.

Her fırsatta millet ya da halk iradesinden söz eden siyasi iktidarın, Kürtler ve diğer toplumsal kesimler söz konusu olduğunda bunu unutması tutarsızlıktır ve demokrasiye olan inançsızlığının bir göstergesidir.

Demokrasiyi araç olarak gören ve Türkiye’yi hızla otoriterleştirmeye yönelik girişimler, bu temelde ele alınmalı ve bu büyük yanlıştan dönülmelidir. Türkiye, bir an önce kendi vatandaşları olan Kürtler ve Alevilerin Ortadoğu’daki akrabalarını da göz önünde bulundurarak Kürt ve Şii karşıtı politikalardan vazgeçmelidir.

Referandum öncesi seçilmişler başta olmak üzere düşünceleri nedeni ile hapishanelerde bulunanlar serbest bırakılmalı, özgür kampanyalar yapabilmenin koşulları yaratılmalı ve OHAL derhal kaldırılmalıdır!

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

Bir cevap yazın