Bugün 15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü. Dar anlamda inanç, din ve vicdanla ilgili nedenlerden ötürü askerlik hizmetini yapmayı tamamıyla reddetmek ve / veya silah kullanımının gerekmeyeceği görevlerde yer almayı istemek anlamına gelen vicdani ret, daha geniş bir tanımı ile; sadece asker olmayı, öldürmeyi, silah kullanmayı reddetmek olmayıp, onun ötesinde, savaşa olanak yaratılmasına, düşünme yeteneği ve iradesi elinden alınmış, kişiliksizleştirilmiş, direktiflerle yönetilen şiddet makinelerine dönüşmeye karşı bir itirazdır ve militarizmle doğrudan mücadeledir.
Dünyada ve coğrafyamızda, her biri insanlık suçu olan savaşlar ve çatışmalar devam ederken, bu savaşların devamı için silahlanma ve asker gereksinimi de devam ediyor. Bu nedenle, vicdani ret hakkının savunulması, insanlığın savaştan ve şiddetten arınmış, özgür geleceği için atılan en önemli adımlardan biridir.
Türkiye’de 1989 sonunda Tayfun Gönül ve Vedat Zencir ile gündeme giren vicdani ret hareketi, kadın vicdani retçilerin de katılımı ile gelişerek devam etmiştir. Yakın zamana kadar, vicdani ret açıklamaları ve askerlik yapmamakta direndikleri için çok sayıda kişi Askeri Ceza Kanunu’nun 87 ve 88. maddelerine göre “emre itaatsizlikte ısrar” ve vicdani ret açıklamalarına karşı Türk Ceza Kanunu’nun TCK 318. maddesine dayanılarak “Halkı askerlikten soğutmak” suçlamasıyla yargılanmış ve pratikte ömür boyu hapis anlamına gelen bir cezalandırma sistemiyle karşı karşıya kalmıştır. Bugün ise; sık sık kesilen para cezaları ile, açılan ceza davaları ile, askerlik yapmanın işe girmenin ya da işte kalmanın şartı haline getirilmesi ile vicdani retçiler sivil ölüme mahkum ediliyorlar.
Vicdani ret hakkı; Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde de tanımlanmış bulunan düşünce, ifade, inanç, vicdan ve kanaat özgürlükleri ile yakından bağlantılıdır.
Avrupa Konseyi, vicdani sebeplerle silah kullanmayı reddeden herkese muafiyet önerdiği halde ve diğer bütün üye ülkelerde vicdani nedenlerden ötürü askerlik hizmetinin alternatif bir hizmet yoluyla yapılabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmış olmasına rağmen, Türkiye halen askerlik hizmetine vicdani ret olanağını tanımamış ve bu konuda düzenleme yapmamış iki ülkeden biridir.
Yine, AİHS’de açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, Türkiye’nin imzaladığı BM Sivil ve Siyasal Haklar Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin( AİHS) yorumlarında vicdani ret hakkına değinilmektedir.
BM İnsan Hakları Komisyonu ve Avrupa Konseyi kararlarında, vicdani ret hakkının “ İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 18. Maddede ortaya konduğu şekliyle, düşünce, vicdan ve din özgürlüğünün meşru bir uygulaması” olduğu kabul edilmekte ve bu hakkın kullanımı için üye devletlere iç hukuklarında ilgili yasal düzenlemeleri yapmaları tavsiyesinde bulunulmaktadır.
Bizler; vicdani ret iradesini açıklayarak konuyu kamuoyu gündemine taşıyan ve bu hareketin gelişmesine vesile olan kişilerin yürüttükleri bu zor mücadeleyi destekliyoruz. Taraf olduğumuz uluslar arası sözleşmeler, Anayasanın; 90. maddesi, askerlik hizmetinin uygulamasının çıkarılacak kanunlarla düzenlenmesini öngören 72. maddesi, vicdan özgürlüğünü düzenleyen 24. maddesi, düşünce ve kanaat özgürlüğünü düzenleyen 25. maddesi ile düşünce ve ifade özgürlüğünü düzenleyen 26. maddesi ve temel insan hakları ilkeleri çerçevesinde, yasa yapıcıları ve uygulayıcıları vicdani ret hakkının tanınması ve kullanılabilirliğinin sağlanması ile vicdani ret hakkını kullananların cezalandırılması uygulamasından vazgeçilmesi için göreve ve kamuoyunu bu hakkın geliştirilmesi için mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.
İnsan Hakları Derneği
İstanbul Şubesi