Türkiye’de 31 Mart 2019’da yerel seçimler gerçekleştirilmiştir. Bu seçimlerin en çok konuşulan iki konusu olmuştur: Birincisi OHAL KHK’ları ile kamudan ihraç edilenlerin adaylıklarının kabul edilip seçimi kazanmaları halinde ise mazbatalarının iptal edilerek yerlerine başka adayların getirilmesidir. Özellikle 5 ilçede açık farkla seçimi kazanan HDP adaylarının yerine çok daha az oy alan AKP adayları belediye başkanlığına getirilmiştir. Esasen YSK’nın bu kararı adil ve dürüst seçim ilkesinin yok sayıldığının en güçlü işaretiydi.
YSK’nın diğer çok konuşulan ve bundan sonra da konuşulacak olan kararı ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesi kararıdır. AKP ve MHP’nin ısrarlı olağanüstü itirazları ve bu iki parti genel başkanının sürekli olarak siyasi açıklamalarla YSK’yı baskı altına alan tutumları sonuç vermiş ve 6 Mayıs 2019’da YSK 4’e karşı 7 oyla sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesine karar vermiştir. Gerekçe ise oldukça ilginçtir. Kimi sandık kurulu başkan ve üyelerinin kamu görevlisi olmaması gerekçe olarak gösterilmiştir.
İHD olarak 31 Mart seçimleriyle ilgili tespit ve gözlemlerimizi içeren raporumuzu 16 Nisan 2019 günü kamuoyuyla paylaşmıştık. Bu rapordaki tespitlerimiz maalesef bizi haklı çıkarmış ve YSK’ya güvenilemeyeceği ortaya çıkmıştır. Bu rapordaki değerlendirme ve önerilerimizin hayata geçmemesi hâlinde Türkiye’de adil ve dürüst seçim yapılamayacağını bir kez daha vurgulamak isteriz.
YSK’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesi kararı aynı zamanda seçme ve seçilme hakkının siyasi bir müdahale sonucu yarı-yargı organı niteliğindeki bir kurul tarafından gasp edilebileceğinin örneğidir. YSK yarı-yargı organı niteliği olan bir kuruldur, bir yüksek mahkeme değildir çünkü kararlarına karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılamamaktadır. Kurulu oluşturan Yargıtay ve Danıştay’ın her türlü kararının koşulları oluşmuşsa bireysel başvuru yoluyla AYM’ye götürülebildiği bir yerde YSK kararlarının AYM’ye götürülememesi aynı zamanda anayasal bir garabet olarak varlığını sürdürmektedir. Nitekim kamuoyunu tatmin edici hiçbir gerekçe sunmadan Türkiye’nin en büyük kentinin Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesine karar vermek bu sorumsuzluğun bir sonucudur.
Türkiye halkı 31 Mart günü siyasi iktidarın her türlü kutuplaştırıcı, ayrımcı ve ötekileştirici söylemine rağmen çoğunluk olarak bir araya gelmiş, Demokrasi ve barıştan yana bir tutum ortaya koymuştur. Siyasi iktidarın İstanbul BBB seçimlerini yeniletmesi halkın bu iradesine karşı bir saygısızlıktır. İnanıyoruz ki Türkiye halkı İstanbul BBB seçimlerinin yenileneceği 23 Haziran 2019 günü demokrasi ortak paydasında buluşacak ve siyasi iktidara gereken yanıtı verecektir.
İHD olarak 23Haziran 2019’da gerçekleştirilecek İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerini yine AGİT prensipleri çerçevesinde izleyeceğiz ve raporlayacağız.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ